AbaçAnnesine benzeyen, annesinin yapısında olan.
Abadanşen, bayındır, mamur.
AbakEski Türklerde ölmüş ataların tapınılan heykelleri.
AbakayEski Türklerin büyük kadınlara verdiği ünvan.
AbasıyanıkGönlünü kaptırmış, vurulmuş, kendinden geçmiş, aşık olmuş.
AbayAy’ın suya akseden yansıması.
Abaza1. Kuzeybatı Kafkasya’da yaşayan bir halk. 2. Bu halka mensup olan kims
AbbaseAhmed b. Hanbel’in hanımının ismi. Hz. Abbas’a mensup olan.
Abdar1. Sulu, taze. 2. Parlak. 3. Sağlam vücutlu. 4. Nükteli. 5. Zarif, güzel, hoş. 6. Su veren hizmetçi.
AbendamGüzel vücutlu, güzellik.
AbgülSu gibi berrak ve duru olan gül.
Acar1. Becerikli. 2. Atılgan, ele avuca sığmaz. 3. Halk. 4. Yeni, taze
AcarbegümGüzel yüzlü, sevimli.
AcarbikeGüzel ve alımlı kadın
AcarhatunSevimli, güzel yüzlü kadın
AçeSumatra adasının en kuzey kısmı. Önceleri burada Açe İslam devleti h
AçelyaKokusuz çiçekler açan bitki.
Acem1. Açık ve doğru Arapça konuşamayan kimse 2. İran haklarından birine mensup.
AcerHz. İsmail (a.s.)´in annesi
AçılBüyü, serpil, geliş” anlamında bir söz. Açılmak eyleminden emir;
AçılayAyın şekilleri, yansıması
AçılelCömert, paylaşmasını bilen
AçkıngülAçılmış gül gibi güzel olan.
AcunbükeÇok güzel ve cana yakın
AcungüneşDünyayı aydınlatan güneş
AcunışıkDünyayı aydınlatan ışık.
AdaDeniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire
AdacanSevimli, cana yakın
AdaletHak ve hukuku uygunluk, hakkı gözetmek
Adelsoyluluk, asillik, aristokrasi; soylular, asilzadeler.
Adeviye1. İyilik, yardımseverlik. 2. Ünlü hanım mutasav-vıfe.İyilikseverl
AdileAdaletli, hukuklu kişi
AdıcanAdı ile sevilen, adı sevgili, dost olan.
AdıgüzelAdı beğenilen, hayranlık uyandıran, sevilen.
Adınad sözcüğünün tekil ikinci kişi iyelik eki almış hali
AdınurAdını ışıktan alan, adı ışık saçan.
AdışıkAdı güzel olan, adı ışık saçan.
Adviyeİyilik yapmak, yardımseverlik.
Afafet1. Afiflik, temizlik, temiz olan. 2. Fenalıktan, günah işlemekten kaçınma. 3. Namuslu olmak.
AfatAfet, tufan. 2. Çok güzel kadın.
AfetÇok güzel kadın manasındadır.
Afif1. İffetli, namuslu, ırz ve namus sahibi kadın. 2. Doğru, haramdan sakınan, yolsuzluğa sapmaz kişi.
AfifeTemiz, namuslu, iffetli.
Afitabl. Güneş, gün ışığı. 2. Çok güzel, dilber, parlak yüz.
AfitapGüneş / Çok güzel manalarını taşır.
AfraAyın 13. gecesi, beyaz toprak.
AfretKadın. hanım, bayan.
Aftabe1. Su kabı. 2. Güneş biçiminde yapılan mücevher
AğaçaMelike. 2. Kadın hükümdar.
AğahanımZengin hanım, malı mülkü bol olan hanım.
AğahatunZengin, hatun, varlıklı kadın.
AğanKa.- Akanyıldız, ağma
AğanbegümGöğe doğru yükselen kadın.
AğgelinAkça, pakça gelin.
AğgülBeyaz gül. 2. Gül gibi saflık taşıyan güzel.
Ağgünlügünü aydınlık olan, ak günlü
AğışGöğe doğru yükselme, yükseliş.
AğıtÖlen bir kimsenin ardından okunan ezgi, söylenen söz
AhenkUyumlu, uyum içinde olan
AhfaKalb, ruh, sır, hafi, ahfa şeklinde sıralanan “letafeti hamse” sonuncusuna verilen ad.
AhlaÇok tatı. Pek şirin.
AhraDaha layık, münasip, uygun.
AhsaArabistan’ın KuveytKatar kısmına verilen isim Erkek ve kadın adı olarak kullanılır
AhuferGöz kamaştıran güzellik.
AhugözGözleriyle güzelliğini bütünleştiren.
AhunazNazlı güzel, nazenin
AhunigarResim gibi güzel.
AhunurGöz kamaştıran güzelliğe sahip olan
AhuşanGüzelliğiyle şan şöhret sahibi olmuş.
AhuserGüzelliği gözler önünde olan, göz kamaştıran güzellik.
AhusoyÇok güzel bir soydan gelen.
AhusuSu kadar temiz ve güzel olan.
AhusunGüzelliği gözler önünde olan.
AhutanTan vaktinin güzelliğine sahip olan.
AhutenÇok güzel bir tene sahip olan.
AhuyarGüzel sevgili, yar.
AişeZenginlik ve bolluk gören.
AjdaÇentik, çentikli, filiz.
AjikBadem, küçük dal, sürgün, filiz.
AjlanHızlı, çabuk, telaşlı
AkaltanHem ak hemde al olan tan
AkaltınAk renkte altın, beyaz altın
AkaltunAk renkte altın, beyaz altın
AkaneanSevgiliye akıp giden can.
AkangünHızlıca giden gün.
AkantIyi dilekli ant, ak ant, ak yemin
Akanyıldızgeceleri gökte görülen, hızla akıp giden ışıklı gökcismi
AkarsuBelirli bir yatak üzerinde, yer üstünde ve yeraltında akan su. 2. Tek sıra inciden veya elmastan gerdanlık.
AkartunaAkıp gitmekte olan Tuna, akar durumdaki Türk; akıncı Türk
Akartürksu gibi akıp gider durumdaki Türk akıncı Türk
AkasiyeAkasya ağacı ve çiçeği.
AkasmaBeyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki.
AkasyaGüzel kokulu çiçekleri olan bir ağaç
AkbacıTemiz, dürüst, içten.
AkbaharBaharın güzelliğini temizliğiyle birleştiren.
AkbilgeAlim, bilgili, dürüst kimse.
AkçaTemiz, saf, iyi niyetli kişi. 2. Beyaza yakın renkte olan.
AkçagülBeyazımsı gül gibi olan kadın.
AkçakirazBir kiraz çeşidi.
AkcanTemiz ve dürüst kişi, candan insan
AkçasuBerrak su gibi olan.
AkçayBerrak, temiz, duru akan çay
AkçiçekAk renkli çiçek, beyaz renkli çiçek.
AkdaHimaye altında olan cariye, kadın, köle.
AkdesKutsallığa yakın olan
AkdolunTemizliği ve saflığı her zaman için kendinde bulunduran.
AkelaTemizliği ve gözlerinin güzelliğiyle herkesi büyüleyen.
AkgülenTemizliğiyle, saflığıyla tebessümü yüzünden hiç eksik etmeyen.
Akgüneşak aydınlık Güneş; akça pakça ve güneş gibi aydınlatıcı
Akgüngöraydınlık, gönençli, dirlik düzenlik içinde bir göresin anlamına bir dilek
AkhanımTemiz, dürüst, saygıdeğer.
AkideBir şeye inanarak bağlanış. 2. İnanç, din inancı.
AkifeBir şey üzerinde azimle duran, sabırlı
AkikYüzük taşı. 2. Çok değerli olan.
AkileAkıllı, akıl sahibi, kavrayışlı.
Akipekİpek gibi yumuşak insan.
Akis1. Yankı. 2. Işığın veya bir şeklin bir satha çarpıp orada görünm
AkışıkBeyaz, parlak ışık.
AkkadınTemiz, dürüst ve saygıdeğer kadın.
AkkutluDürüstlüğüyle kutsanmış olan.
Akmeriçak, aydınlık meriç
Akmutak dilek, ak göneniş
Akmutlubütün istek ve özlemleri yerine gelmiş olan; ak gönençli
Akörenak, aydınlık kent kalıntısı
AkpakTertemiz, çok dürüst.
AkpınarBerrak ve temiz su.
AkraEn güzel, en uygun olan
AkşanTemizliğiyle bilinen.
AkselBeyaz renkte taşkın su.
AksenSen aksın, kirlenmemişsin, temizsin.
AksesSesi aydınlık saçan.
AksevAydınlığı sev, ışık saç
AksevenAk rengi seven kimse.
AksevilAk tenli ol ve sevil; akça pakça sevilen kimse.
AksınTemiz, doğru, dürüstsün., Akip Gitmek
AksunaGüzelliğiyle ilgi çeken
AktaçDürüstlüğü ve temizliği nedeniyle şereflendirilmesi gereken. 2. Gelin tacı.
AktanAydınlık, mehtaplı gece.
AktolunBeyaz dolunay. 2. Beyaz ay.
AkülkeAydınlık ülke, mutlu ülke.
AküsNazik, zarif, çekicilik, cazibe.
AkyıldızÇoban yıldızı, uğurlu, kutlu yıldız.
AlaferKarışık renkli ışık.
AlagözAçık kestane renginde gözü olan.
AlagunYazın güneş buluta girdiği zamanki gölgeli hava.
AlagüzSonbaharın rengini taşıyan.
AlakuşKarışık renkleri olan kuş
Alamet1. İşaret, iz, nişan. 2. Remiz, sembol. 3. Belirti, emare. 4. Çok iri, şaşılacak büyüklükte(meç.).
AlanayAyın ışık saçtığı zaman.
AlanazHer şeyde nazlanan.
AlangoyaAltın geyik. Ünlü Moğol destanının kutsal sayılan kadın kahraman
AlanguAltın geyik. Ünlü Moğol destanının kutsal sayılan kadın kahraman
AlapınarAlaca pınar, ala pınar.
AlaraMitolojide bir yer adı. Prenses manasındadır.
AlarcınGüzelliğini ateşin kırmızılığından alan
Alaşanİyi, kaliteli isim.
AlaşenKeyfi yerinde olan.
AlasesÇok renkli bir sese sahip olan.
Alasoy· Çok renkli bir soydan gelen.
AlatenTeni karışık renkli olan.
AlbeniÇekicilik, güzellik.
AlcanCan alıcı güzel. Can alan, cesur, yürekli.
AlcıkYanaklarının pembeliğiyle sevimli olan.
AldaşHer iki yanağıda kırmızı olan.
AldenizKızıl renkli deniz.
AlelaYanakları kırmızı, gözleri ela olan.
AlevAteşin çıkardığı yalım
AleynaEsenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan.
AlgınBirine gönül vermiş, vurgun, tutkun
Algun1. Aklı alınmış. 2. Al renginde, koyu ve parlak pembe. 3. Tümsek, te
Algune1. Serap. 2. Allık.
Algüzarbecerikli, allı kadın.
AlimeÇok okumuş, bilgin, aydın kadın.
AlinYükselen ışık, ışığın kaynağıdır.
AliyaKızların güzeli, sultani, güçlüsü.
AlizeTropik bölgelerde esen rüzgâr
AlımCazibe, gözü, gönlü çeken güzellik. 2. Kurum, çalım, gurur.
AlkızKırmızı yanaklı, sağlıklı kız
AllıAl renkli, al renge boyanmış.
AllıbaharAl rengine bürünmüş bahar çiçekleri.
AllıcanAl renkli yürekten dost
AllıçiçekAl renkli çiçek.
AllıgülAl renkli gül. 2. Kırmızı gül.
AllıgülenGülüşünde sıcaklık hissedilen
AllıgünAl rengine bürünmüş gün.
AllıgüzAl rengine bürünmüş sonbahar.
AllııAl renkli, al renge boyanmış.
AllıkızSağlıklı, al yanaklı kız.
AllınazKırmızılara bürünmüş nazlı güzel.
AllınurAl renkli ışık saçan.
AllışanKırmızılara bürünmesiyle tanınan.
AllısuAl rengine bürünmüş su.
Allıtanşafak vaktinin kızıllığı gibi güzel olan.
AllıtenAl renkli bir tene sahip olan.
AlmabanuHanımefendi, prenses.
AlmiraAy tutulması esnasında ayın çevresinde görünen kızıllık.
AlpnurYiğit, cesur, yürekli, güzel kadın.
AlsanÜn al, adın duyulsun.
AlsudaSuya yansıyan ay ışığı.
AltenAl renkli tene sahip olan.
AltınParlak, işlenebilen, değerli bir maden
Altın (Altun)Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)
AltınayÜstün nitelikli, değerli kimse.
AltınbikeAltın gibi değerli kadın.
AltınçiçekÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltındalGelecek vaat eden genç
AltıngülÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltınhanımÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltınışıkIşığın en güçlü anı.
AltınışınIşığın en güçlü anı.
AltınızIşığın en güçlü anı.
AltınsaçSarı saçlı kadın.
Altun/ AltınDeğerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)
AltunaKırmızı akan Tuna Irmağı.
AlunEn yüksek melekler topluluğunun adıdır.
AlyaYüksek yer, yükseklik, gök
Amber1. Güzel koku. 2. Güzellerin saçı.
AmelyaÇalışkan, gayretli.
AmileBir işi yapmakla yükümlü olan.
AmineGönlü emin, kalbinde korku olmayan.
AmiraEmir veren prenses, yönetici kadın
AmireBuyuran, emreden. ·2. Bir işte emir verme yetkisinde olan.
AmreYaşam süren, yaşayan.
AnabacıAnne ve kız kardeş.
AnahanımAnne olmuş kadın.
AnakadınAnne olmuş kadın.
AnargülAnımsayan, hatırlayan güzel kadın.
AnberGüzel kokulu, kül rengi madde.
Anife1. Sert, şiddetli. 2. Haşin. 3. Geçmişte, pek yakında, burnun ucu denecek kadar yakından gecen. 4. Biraz önce, belirtilen, bahsedilen.
AnıYaşanmış olaylardan belleğin sakladığı.
Anıl1. Anılmak eylemi. 2. Meşhur, ünlü. 3. Hatırlanan.
AnkaKaf Dağı'nda bulunduğu söylenen masal kuşu
ApakBembeyaz, çok ak, çok temiz.
AralBirbirine yakın adalar topluluğu.
Aramcan1. Gönül rahatı. 2. Sevgili, sevilen güzel.
ArcanCandan, namuslu dost.
ArdalÇevresine saygılı olan.
ArdıçGüzel kokusu ile bilinen bir ağaç türü.
ArefeHerhangi bir zamandan, bir önceki zaman, önceki gün.
Aren1. Çölde bulunan en parlak ve gösterişli kum. 2. Çöl kumu. 3. Parlak kum tanesi.
ArgülGençliğini ve güzelliğini koruyan.
ArgüzarBecerikli ve güzel kadın
ArifeBilgi sahibi zarif kadın
ArıelTemiz, dürüst çalışan, hilesiz.
ArınKatışıksız, temiz, kirden uzak
Arkay1. Yükselen.2. Çeşitli yönlere doğru çıkık bir durumda olan.
Arman1. Özlem, hasret. 2. Pişmanlık, teessüf.
ArmineEmine. 2. Korkusuz, yürekli.
Arrafe1 Falcı, kahin. Müneccim. 2. Hekim. 3. Göçebe Arap aşiretlerinin örfe vakıf umumi bilgileri.
ArsimaYüzü ay gibi parlak, nurlu, uğurlu olan.
ArsoyÇok namuslu bir soydan gelen.
ArsunYüreğindeki temizliği yansıtan.
ArtaçArkadaş, meslektaş, dost.
Artançİnce ruhlu, duyarlı, sanatkar.
ArtemisEski Yunan Tanrıçalarından biri, bereketin, ormanların ve dağların tanrıçası.
ArtukmaçGüzide, benzersiz.
ArukızSevimli kız, güzel kız.
Arüsek1. Gelin, küçük gelin. 2. Bebek gibi güzel kız. 3. İşlemecilikte kullanılan yeşil parlak sedef. 4. Ateş böceği. 5. Küçük bir mancınık çeşidi.
ArvenAkşam yıldızı, güzellik, tazelik.
AryaOperada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı
ArziyeToprakla ilgili, topraktan yetişen.
ArzuferÇevresine ışık saçan.
Arzugülİstenilen, beğenilen gül.
ArzugülenSürekli tebessüm etmesi temenni edilen.
ArzugüzarYetenekleriyle her işin üstesinden gelmeye çabalayan. .
Arzuhanİsteklerin efendisi.
Arzumİsteğim dileğim, hevesim.
Arzuman1. İstek, bahşiş. 2. Emel, heves, meyi. 3. Özlemek, müştak olmak. “Arzum” olarak da kullanılır. Meşhur halk hikayelerinde Kamber’in sevgilisi.
ArzunazNaz yapan, nazenin.
ArzunurYüreğindeki güzelliği dışarı saçan.
ArzusalKendini kanıtlamaya çabalayan, uğraşan.
ArzusoyMeraklı bir soydan gelen.
ArzusuÖzünü içtenlikle dışarı vuran.
AsalbegümGerçek hanımefendi.
AsalbikeGerçek hanım, gerçek güzel.
AsaletSoyluluk. 2. Bir görevi yüklenmiş olan, o görevin sahibi olan kimse.
AselCennetteki 4 ırmaktan biri, bal ırmağı.
AsenaDişi kurt, güzel kız
AsgarEn küçük, daha küçük.
AsiBaşkaldırıcı, dikbaşlı.
AşikaneBelli etmeye çabalayan.
AşikarMeydanda olan apaçık.
AşikareAçıkça, belli ederek saklamadan.
Asimeİffetli, günahtan, haramdan çekinen.
Asime/Asıma1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.
AsimegülGünah ve haramdan sakınan gül yüzlü.
AsıfeŞiddetle esen rüzgar. Kur’an’da Yunus 22, İbrahim 18 ve En’am suresi 81. ayetlerde geçer.
AsılşahKudreti geçmişinden gelen.
AsılsayÇok saygın bir aileden gelen.
AsılşenDurmaksızın tebessüm eden.
AsılsuGeçmişi su gibi berrak ve temiz olan.
AsılsunGeçmişini gözler önüne seren.
AsıltanTan vakti kadar etkileyici ve romantik olan.
AsımaTemiz, namuslu, sağlam karakterli
AşkSevgi ve tutkuyla bağlılık
AslinEski ermenilerdeki bir kraliçenin adı
AsliyeAsılla, temelle ilgili olan.
AslıcanAslı ve can isimlerinin birleşimi ile oluşur. Esas can manasındadır.
AslıcıkKendine benzeyen, sevimli
AslıdaşBirbirine benzeyen.
AslıgülKökü gül çiçeğinden gelen, özünde gül olan.
AslıgülenÇok neşeli olan.
AslıgüzSonbaharın hüznünü yaşayan.
AslıgüzarYeteneği doğuştan olan.
AslıhanKökeni soylu han soyundan
AslıkanGeçmişini kendi iradesinde barındıran.
AslımSoyum sopum, kökenim; benim olan Aslı anlamlarını taşır.
AslınazNazlı olması geçmişinden gelen
Aslışanşanı şöhreti geçmişinden gelen.
Aslıselİçi içene sığmayan, coşkulu
AslısınGeçmişi gözler önüne seren
AslısoyÇok büyük bir geçmişi olan.
AslısuGeçmişi su kadar temiz olan
AslıtanTan vakti kadar etkileyici ve romantic olan
AsmaDalları çardak üzerine yayılan bitkilere genel olarak verilen ad 2. Belirli bir tür üzüm veren bitki.
AsminYüksek dağlarda yetişen nadir bir çiçek adıdır.
AsrinBu çağa ayak uyduran, çağdaş bir insan.
AsucanYerinde duramayan, hınzır çocuk
AsudaşAynı düşüncede olan.
AsudeSessiz, sakin dinlendirici
AsugüzSert geçen sonbahar.
AsugüzarKarakteri hırçın olan.
AsuhanGücünü hırçınlığıyla gösteren.
AsunurHırçınlığını dışarı vuran.
AsusoyHırçınlığı soyundan gelen.
Asutanşafak vaktinin romantik hırçınlığı.
AsutenKızgınlığını belli eden.
AsyaYeryüzünün anakaralarından (kıta) birinin adı
AtagülAtaların anısı olan gül gibi güzel.
AtasagunEski Türklerde hekimlere verilen isim.
Atıfeiyimserlik. 2. Sevgi, acıma.
Atıfetiyimserlik. 2. Sevgi, acıma, içtenlik.
Atlas1. Üstü ipekten, altı pamuktan kumaş. 2. Büyük harita. 3. Köse, tüysüz.
AtsanSusuz, susamış, teşne.
AttabYumuşak huylu. Sertlik yanlısı olmayan. Uyumlu. Attab b. Esid. Sahabeden. Mekke valiliği yapmıştır. Rasulullah tarafından atanmıştır.
AtyebÇok güzel, pek güzel.
AuraCanlı varlıkların enerji bedenine verilen isimdir. Ruhsal olan gözle görülemeyen nurdur.
AuroraKutup ışıması. Güneşten gelen yüklü parçacıkların dünyanın manyetik kutuplarında oluşturduğu ışımaya verilen isimdir.
AvganMavi, gök mavisi, deniz mavisi.
AviSu rengi, sulak, suya ait.
AvniyeYeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. Yardım etmiş. Yardımla ilgili anlamlarını taşır.
Avşar1. Oğuz Türklerinin boylarından biri.
AvunçTeselli bulma, avunma.
AvzerYaldız, parlak, süs,
AwazBeste, bestekar, ses, nida.
AyaçaSevgili hanım, sevgili kibar hanım.
AyaltınAltın gibi parlak ay.
AyanSözü dinlenen saygın, otoriter kadın.
AyandeÇağdaş, 2. şimdiki, güncel.
AyanferBir yerin çok gözde olan kişileri, ileri gelenleri.
Ayas1. Dolunay. 2. Mehtap.
Ayaz1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
AybaharAy kadar güzel, bahar kadar romantik.
AybanuAy gibi güzel ve parlak hanımefendi.
AybekPut, sanem. İsim olarak kullanılmaz.
AybenBen Ay gibi güzelim anlamında
AybenizAy gibi parlak tenli, ay benizli
AybikeAy gibi güzel ve el değmemiş kadın.
AybikenEski Türk hükümdarlarından birinin hanımının ismi.
AybirgenAy veren, ay sunan.
AycaAyın ilk dördünde aldığı yay biçimi, hilal.
AycagülAy gibi parlak olan güzel.
AycahanAy gibi parlak olan güzel.
AycennetEy cennet!” anlamında kullanılan bir ad.
AycerenAy gibi güzel ve parlak ceylan.
Ayçiçekiri ve sarı renkli çiçekleri olan tohumlarından yağ çıkartılan bitki. 2. Ay gibi saf ve çiçek gibi masum.
AycihanCihanı aydınlatan ışık.
Ayçil“Ayçıl” isminin bir başka söyleniş biçimi.
AyçinAyçın, ay gibi, aya benzer
Ayçıl1. Ay gibi sürekli ışık ve parıltı yayan.
AydacanCandan, sevecen güzel.
AydaferAy ışığını yansıtan.
AydagülAyda, her ay gül anlamına bir dilek.
AydagünGeceyle gündüzü birleştiren.
AydanayAy’dan daha beyaz, daha parlak, daha ışıldayan.
AydanazNazlı güzel, nazenin.
AydaşanGüzelliğiyle ünlenmiş olan.
AydaşenGüzel ve de şen şakrak olan.
AydasoyAy kadar güzel bir soydan gelen.
AydasuGüzelliği ve saflığı yüreğinde taşıyan.
AydasunGüzelliğin ve saflığın örneği olan.
AydenizHem ay hem de deniz
AydilekParlak, aydınlık dilek, iyi dilek güzel dilek.
Aydın1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı
Aydınay1. Aylı gece, mukmin. 2. Aydınlık, ışıklı, parlak, ruşen, ziyadar, münevv3. Açık, belli, ortada, vazıh, aşikar, bahir. 4. Kutlu, uğurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuş, kültürlü ileri fikirli, münevvKılıçarslanın hanımının ismidir. Erkek ve kadı
AydoğduDoğmakta olan ay. Ay doğdu Bey. Ertuğrul Gazi’nin oğlu veya torunu (1302).
AyduruAy gibi duru, parlak ve lekesiz olan.
AyelaGüzelliği gözlerinde yansıyan.
AyeviAy çevresinde oluşan ışık çemberi
AygücanGüzel ve yürekten kişi.
AygülAy gibi güzel ve parlak renkli.
AygülenTebessümünü yüzünden hiç eksik etmeyen.
AygülerTebessümünü yüzünden hiç eksik etmeyen.
AygünerAy gibi güzel ve korkusuz olan.
AygüsoyYürekli insanların soyundan gelen.
AygüsuGüzelliği ve saflığı karakterinde olan.
AygüzarGüzelliğini ve yeteneğini birleştirmiş olan.
AygüzelAy kadar güzel olan.
AyhanımAy kadar güzel ve saygıdeğer olan.
AyhatunAy kadar güzel ve saygıdeğer olan.
Ayilkinİlk çocuklara takılan isim.
AykalAy gibi parlak ve ışıklı kal
AykaşKaşları ay gibi hilal olan.
AykızAy gibi güzel yüzlü kız
AykutKut getiren Ay, uğur getiren Ay, kutlu Ay.
AylaAyın çevresindeki hare.
AylanAy gibi güzel değerlere sahip olan
AylinAyın çevresinde görülen ışıklı daire.
AylisCennette bir bahçe, ay parçası.
AyminaCennette ki en güzel hurinin adı.
AymiraAy tutulması sırasında ayın etrafında görülen kızıl renk.
AynamelekMelek gibi, melek görünüşlü kadın.
AyndilgePınar, su, kaynak. Antakya Halep arasında, Suriye sınırına çok yakın bir yerde bulunan kaynak su. Tarihte bu kaynak dolayısıyla önemli yerleşim bölgesi olmuştur.
AynigarResmedilecek kadar güzel olan.
Ayniye1. Yeniçeriler tarafından ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarında giyilen bir çeşit yağmurluk. 2. Yardım etmiş. Yardımla ilgili.
AyniyetAslının aynısı olma, özdeşlik.
AynıhayatHayatın gözü, hayat pınarı.
Aynşems1. Güneş kaynağı. 2. Mısır’da bir kasaba. 3. Bir cins değerli taş.
AypınarHem ay, hem pınar.
AyralBenzerlerinden farklı olan, kendine özgü, değişik
AyrisAy ışığının kumsaldaki parıltısı.
AysalAy gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan.
AysarAyın evrelerine göre huyu değişen kimse
AyseRahat yaşam süren, yaşayan.
AyşegülGüler yüzlü, rahat ve huzurlu.
AyşehanEgemen olarak yaşayan.
AyşemAy ışığı – Benim Ayşem
AysemaAy gibi parıldayan yüz
AyserAy ışığı, Parlaklık, aydınlık.
AyserenGüzelliğini gözler önüne seren
AysevenAy gibi güzel ve sevgi dolu
AyseverAy gibi güzel ve aydınlık sever.
AysevilAy gibi güzel ve sevilen.
AysevimAy gibi güzel ve sevimli.
Ayşil“Ayşıl” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Ayşim“Ayşin” isminin bir başka söyleniş biçimi.
AysimaYüzü ay gibi parlak, nurlu, ışıklı
AyşinAy gibi, aya benzeyen.
AyşirinGüzelliği ve sevimliliği benliğinde olan.
AysınSen aysın, ay kadar güzelsin
AysoyÇok güzel bir soydan gelen.
AysuAy gibi parıltılı ve su gibi berrak
AysudaGüzelliği suya yansımış olan.
Ayşule1. Ay kıvılcımı. 2. Ay ışığı.
AysunAy gibi güzel ve parlaksın.
AysunayAy gibi ışık saçar,
AytanAyın battığı, günün açtığı an.
Aytuna1. Çok bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli. 4. Karaor-manlardan doğan, Karadeniz’e dökülen, Avrupa’nın Volga’dan sonra en uzun ırmağı.
AytuncaBalkan Yanmadası’nda Meriç ırmağının kolu.
AyzaAy gibi güzel yüzlü kız.
Ayzer1. Altın renginde ay. 2. Ay’ın altın rengini aldığı an.
AzadeBaşı boş, serbest, özgür
AzimeKesin kararlılık, sebat.
Azimet1. Kuvveüi bir iradeye dayanan karar, yemin anlamına gelmektedir. 2. Herhangi bir kolaylığa başvurmaksızın bütün güçlüklerin irade gücüyle yenilerek yapılması gerekli olan dini vecibeler.
AzizeOnur sahibi yüce, ermiş.
AzraÜstünde yürünmemiş kum.
Azref1. Çok zarif, en zarif. 2. Çok zeki.
Azze1. Dişi ceylan yavrusu 2. Ceylan kadar zarif. 3. Yüce, onurlu.
Bacı1. Büyük kız kardeş, abla. 2. Kız kardeş.
BadegülBade ve gül kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiş bir isimdir.
BademGülgillerden ülkemizin her bölgesinde yetişen ağaç türüdür, bu ağacın yaş ve kuru yenen meyvesine verilen isimdir.
Bağış1. Bağışlanan şey, ihsan. 2. Sıçrayış, atlama.
Bağlam1. Cinsleri ayrı ya da birbirlerine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, deste. 2. Bir koşuttaki dörtlüklerin herbiri. 3. Herhangi bir olayda, olaylar durumlar ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. 4. Dilbilgisinde, önce veya sonra gelen k
BağlanBirisini sev ve her zaman sadık ol
BahanurBir şeyin değeri, bedeli.
BaharcanGenç ve candan dost
BahariyeDivan edebiyatında bahar tasviriyle başlayan kaside
BaharsunGençliği ve saflığıyla örnek olan
Bahira1. Kulağı yarık dişi deve veya koyun. Hayvan yavru doğurduğunda veya 5 yavru dişi olduğu zaman hayvanın kulağı kesilerek belirtilirdi. Kur’anı Kerim, bu adetleri kaldırmıştır.
BahiyeŞehvetli kadın. İsim olarak kullanılmaması uygundur.
BahtiserTalihli, şanslı, iyi yazgılı. İşleri başından beri iyi giden.
BahtiyarMutlu, talihli, Hayatından memnunolan
BahtınazNazlı bir karaktere sahip olan
BahtınurTalihi ile ışık saçan
BahtışenNeşeli, şanslı bir kadere sahip olan
BahtıserTalihli, şanslı, iyi yazgılı olan.
BakanayGökyüzünde duran ay, açık seçik.
BakinazSürekli nazlanan, çok nazlı.
BakyazıSevilen bir olaydan sonra verilen ziyafet.
Balacabala, ufacık küçücük küçük ve güzel
BalahatunÜstün, asil kanlı. Değerli soy mensubu. Balahatun
BalahunOsmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’nin ikinci karısının adı
BalamirÜnlü bir Türk kağanı.
Balcın1. Bal’a doymuş. 2. Çok tatlı, bal gibi.
BaldanBal gibi tatlı, şirin ve güzel olan.
Balgın1. Bal’a doymuş. 2. Çok tatlı, bal gibi.
BalhanHazar denizi sahilinde Anuderyanın eski yatağının denize vardığı yerde bir dağ silsilesi.
BalkanSarp ve geniş ormanlıklarla bezeli sıradağlar.
Balkı1. Parıltı, ışık. 2. Güzel parlak, süslü. 3. Şimşek.
BalkızBal kadar tatlı kız
BallıŞirin, güzel, tatlı dilli.
BalşekerBal gibi tatlı olan.
BarcinBir tür ipekli kumaş.
BarçınSüslü ipek kumaş, Türkleri yöneten yedi kadın hakandan üçüncüsünün ismi
BariaGüzel, tam, mükemmel, üstün.
BarikaIşık, parıltı, şimşek yıldırım parıltısı
Barkan1. Çöllerde rüzgarın esme yönüne dikey doğrultuda oluşan ay biçimindeki küçük kumsal külle. 2. Hareketli kumul.
BaşakTahılların tanelerinin bulunduğu kısım
BaşarBaşarılı ol anlamında
Başaranyapacağı işte başarıya ulaşan işi gereken biçimde bitiren, yapan, Amacına ulaşan; becerikli
Başarıbaşarmak eylemiyle ortaya konulan iş, başarılan iş
BaşçıkÇiçeklerin erkek organlarında çiçek tozunu taşıyan torbacık.
Başgözeakarsuyun çıktığı yer
Basiret1. Uzağı görme, seziş, sezgi, uyanıklık. 2. Anlayış, kavrayış.
Basıra1. Gören, görücü. 2. Görme gücü, görüş. 3. Göz.
BasriyeGörme ile ilgili olan.
BatıGüneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler.
BatıgülBatı’da açan yetişen gül.
BatıhanGüneşin battığı yön ve bu yöndeki ülkeler.
Baylan1. Nazlı, şımarık. 2.Bayla büyüdü bir dediği iki edilmedi.
BedahşanAmuderya’nın kaynağı olan Perc’in yukarı mecrasının sol sahilindeki dağlık memleket.
BedahşiAmuderya’nın kaynağı olan Perc’in yukarı mecrasının sol sahilindeki dağlık memleket.
Bedel1. Değer, kıymet. 2. Bir şeyin yerine verilen, yerini tutan şey, karşılık.
Beder1. Süs, bezek. 2. Nakış, kumaş nakışı.
BediaGüzellik, üstün değerli olan.
BedihaBeğenilen, takdir edilen.
Bedihe1. Başlangıç. 2. Güzel söz.
BedinurGüzellik, üstün değerli olan kadın
Bediran1. İşleri kötü idare eden. 2. Çapkın kadın.
BedirnisaAy gibi güzel kadın.
Bedis1. Süs, bezek; nakış. 2. Resim, heykel, şekil. bk. Bediz
BedizAçık, belli, görünen; süs bezek, bediş.
BedrekaKılavuz, yol gösterici.
BedrekeYol gösteren, kılavuz.
BedriyeAyın on dördüncü geceki haliyle ilgili.
BedrunnisaDolunay yüzlü kadın.
Begüm / BegünSaygıdeğer kadın
Begün/ BegümSaygıdeğer hanımefendi
Behire1. Hayırlı ve iyiliksever, soylu kadın. 2. Şişmanlık yüzünden yür
Behnane1. İyi huylu kadın. 2. Güler yüzlü kdaın.
BehraOnun için, ondan dolayı, onun sayesinde.
BehremAsfur çiçeği kırmızı gül.
Bekemsağlam, dayanıklı kırmızı boya ağacı
Bekriye1. Her şeyin evveli, ilk çocuk. 2. Genç ve taze kız. 3. Dişi deve yavrusu.
BeldeMemleket, şehir, kasaba
BelemirPeygamber çiçeği, mavikantaron olarak bilinen çiçek
Belenİki dağ arasından geçen yol, geçit; tepe, yüksek yer, üzeri yassı tepe.
Belerbeleme işini yapar, çocuğu kundaklar, sarar sarmalar anlamında bir ad;
BelginKesin, tam, kusursuz.
BelhiBelh şehrine mensup (Afganistan).
BelinKorku, şaşkınlık, hayret
BelinayAyın gölün yüzeyine yansıması, peygamber çiçeği.
BelitKendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağ
BelurBillur, billurdan olan
BenanParmakla gösterilecek kadar güzel.
BenayÇok güzel, ay yüzlü, ay gibi parlak.
Bende1. Bağlanmış kimse, tutsak. 2. Kul, köle. 3. Yürekten bağlı. 4. Büyük aşkla seven.
Benek1. Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta. 2. Güneş lekeleri yör
Benevşe1. Menekşe. 2. Mor renk.
BengigülSonsuza dek güzel olarak kalacak olan.
Bengisuİnsana ölmezlik verdiğine inanılan su, Abı – hayat
BengühanHükümdarlığı sürekli olan.
Benian“Beni anımsa” anlamında kullanılan bir ad.
BenliVücudunda ben bulunan.
BenligülVücudunda ben olan güzel.
BennaYapı yapan, mimar, kalfa, dülger.
BennurBen nur gibi parlak ve güzelim anlamında kullanılan bir ad.
BercaYerinde tam doğru ve münasip. Kadın ve erkek adı olarak kullanılabilir.
BerceŞiirdeki en anlamlı, en kolay anlaşılır, en güzel dize
Berceste1. Seçilmiş, beğenilmiş. 2. Hoş, güzel.
Bercis1. Jüpiter gezegeni. 2. Çok süt veren deve.
Bereket1. Bolluk. 2. Meymenet, saadet, mutluluk, Allah vergisi.
Beren1. Güçlü, kuvvetli 2. Akıllı, zek, . 3. Tanınmış, ünlü.
BergüzarAnılmak için verilen şey.
BergüzinSeçkin, beğenilmiş makbul.
BeriaGüzellik ve olgunlukta akranlarından üstün olan.
BerilMavi yeşil renkli değerli bir madendir. Arınmış, aklanmış.
Berireİnam ve ihsan sahibi. Saliha ve vazifesini yapan hanım.
BeriyeSalim, kurtulmuş, aklanmış, arı, temiz.
BerkaKuzey Afrika’da eski bir şehir. Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
BerkeZerdali, kayısı, kamçı, değnek
BerkiyeŞimşek gibi, parlak.
BernaGençlik, dirilik, enerji, delikanlı.
Berra1. Hayırsever. 2. Bereket ve bolluk getiren.
BerrakDuru, temiz, şeffaf
BerrakaAydınlık görünüşlü güzel kadın.
BerreTemizleyici, arındırıcı.* (*Peygamberimiz hanımlarından ikisinin ilk isimlerini değiştirmiştir. Biri Cüveyriye, diğeri Zeynep Binti Cahş annemizdir. Her ikisinin ilk isimleri “Berre” idi. Ayrıca üvey kızının adı da “Berre” iken onu “Zeynep” olarak değiştirmiştir. Berre manası temizleyicidir. Ancak ” o kendi nefsini temizler” diyerek kibir ve gurura sebep olmaması için değiştirmiştir.)
BerrinKarada yaşayan, yüksek yüce
Berruİyilik eden, iyiliği ve mükâfâtı çok olan, sözünü yerine getiren.
BerşanBir peygamberin din ve kitabını kabul eden kişi. Ümmet.
BerzenYöre, mahalle, yol.
BesaletKorkusuzluk, yüreklilik.
BesametGüler yüzlülük, şenlik.
Beşaret1. Müjde, muştu, iyi haber. 2. Güler yüzlülük, gülümseme.
BesimeTebessüm eden, gülen
Beşire1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güler yüzlü, güleç.
BesisuBitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su
BesraSeçkin kimse, dürüst insan.
BesteEzgilerin özgün dizimi
BestegülGül kadar güzel ve duygulu
BestenigarTürk müziğinde bileşik bir makam
Beşuş1. Okşadıkça süt veren deve. 2. Araplarca çok meşhur ve meş’um bir kadın.
Betim1. Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. 2. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli.
BetülNamuslu, temiz, iyi.
Betül / BetilErkek eli degmemis, erkekten uzak yasayan, namuslu kadin, Temiz, iffetli
BetülayNamuslu, iffetli, ay gibi güzel kadun.
Beyan1. Bildirme, söyleme, açıklama. 2. Belagat ilimlerinden ikincisi. 3. Belli apaçık.
BeyazPür, saf, temiz. Beyaz renk ismi
BeydaTehlikeli yer, mevkii. Mekke ve Medine arasındaki bir çöl
BeylemAçılmamış pamuk kozası, çiçek buketi.
BeytiyeEve ait, evle ilgili.
BeyzaBembeyaz. Saf, günahsız, katıksız
BeyzanurIşık saçan nur. Bembeyaz ışıklı.
BezmialemDünya meclisi, sohbet toplantısı. Bezmi Alem Sultan. Sultan Abdülmecid’in annesi.
BidayetBaşlama, başlangıç.
BigeEvlenmemiş, bakire kadın.
BigülGülmesi temenni edilen
Bihruzİyi gün, güzel gün anlamında. Bihruze Hatun Şah İsmail’in zevcesi. Çaldıran’da yenilip her şeyini bırakan Şah İsmail’in zevcesi.
BihterEn iyi, daha iyi, pekiyi
BikeEvlenmemiş, çocuğu olmamış kadın
BilgeBilgili, ahlaklı, derin bilgi sahibi kimse.
Bilge HatunKutluk Han’ın annesi. Türk hükümdarı (VIII.yy-).
BilgehatunKuÜuk Han’ın annesi. Türk hükümdarı(VIII.yy).
BilgesuBilge ve su isimlerinin birleşimden oluşmuş.
BilginBilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır)
BilginurBilginin ışığı, bilginin aydınlığı.
BilgiserBilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır)
BilgiyeBilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır)
BilgünBilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır)
BinnurÇok ışıklı, aydınlık
BircanBiricik ve cana yakın.
BirceBiricik, bir tanecik
BircisGezegen, Jüpiter, müşteri yıldızı, bercis.
BirdemDoğduğunda alınan ilk nefes
BirgenYalnızlığı seven, yalnızlığa alışık
BirgiBatı Anadolu’da İzmir ilinin Ödemiş ilçesinin merkezi, Bozdağ eteklerinde kurulmuştur.
BirgülTek ve benzersiz gül.
BirimBir tanem, biriciğim
BirkeSuların biriktiği yer.
BirmaÇin Hindi’nde bir yer. Birmanya diye de tanınır. Birmanya müslümanları ülkelerinin % 30’una ulaşmışlardır.
BirşahBir olan şah, hükümdar.
BirselBir sel gibisin, bir selsin.
BirsinBiriciksin, teksin, eşin benzerin yok
BirsuÖzel bir su biricik su gibi.
BirtekEşi benzeri, ikincisi olmayan, biricik; çok sevilen; bir ve tek olan.
BitengülGüllerin bitmesi.
BucakGenellikle, geniş verimli bakımlı alanlara verilen ad (Köşe bucaktaki anlamı gibi)
BuçeGökten düşen ilk kar tanesi, aynı zamanda cennette bulunan sarmaşığın ismi.
BuedaNazlılığıyla bilinen
BuğçeCennette bulunan sarmaşığın ismi aynı zamanda yere düşen ilk kar tanesi.
BuğdayTohumu ekmek yapımında kullanılan bitki ve aynı bitkinin başağı
BuğlemCenneti müjdeleyen melek.
BuğuBir cisim üzerinde ince tabaka durumunda yoğunlaşmış sıvı
Bugülİşte güzelliğin ta kendisi anlamında
Buhayra1. Küçük deniz. 2. Mısır’m kuzeybatısında bir şehir.
Buka1. Ülke, yer. 2. Büyük bina. 3. Ben, benek. Buka Han Altınordu devletinin Bayagut boyundan Nogay Yarguçi adlı prensin oğlu.
BükeBilgili, akıllı, zeki
BükemZekice davranışları olan
BukleKıvrılmış, lüleli saç.
BüklümBükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka.
Bülbül1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun Bayezid H.’in eşi.(Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed’in annesi.
BulcaBulunmuş bir biçimde.
BulemCenneti haber veren melek
BulutSu buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde mahiyetine göre farklı yükseklikte bulunan hava kütlesi.
BurçakBaklagillerden bir bitkidir.
BurcayKale burcundan görülen ay
BurçeKüçük takım yıldızı.
BurcuGüzel koku, güzel kokan.
BürgeCanlı, taşkın, coşkun
BurkanUygur Türklerinin Budaya verdikleri ad. – İsim olarak kullanılmaz.
Bürke1. Martı. 2. Havuz, gölcük.
BurkhanPut, heykel, Buda heykeli. – İsim olarak kullanılması yanlıştır.
Büteyra1. Güneş. 2. Sabah.
Buyan1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi biliş, sevab.
BüyümBüyüleyici, büyülü güzel
ÇabamBir işi yapmak için sarf edilen kişisel gayret
Cabiye1. Hazine 2. Şam’ın güneybatısında, Çavlan’da bir yer. 3. Havuz.
ÇağBelirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi
ÇağdaYeni bir çağa adım atılmış
Çağılı1. Çağla ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla.
Çağıltısuyun, akarken taşlara, kayalara çarparak çıkardığı tatlı ses
ÇağlaBadem, erik ve Kaysı gibi meyvelerin ham hali
ÇağlakGürül gürül akan şelale.
ÇağlanBir ırmağın denize kavuştuğu yer
ÇağlayanBir akarsunun yüksek olmayan bir yerden çağıltıyla köpürerek döküldüğü yer
ÇağrınurAydınlığa, ışığa davet eden kimse.
CahideÇalışan, çaba gösteren.
CaizeUygun, yerinde, yakışık alan. 2. Armağan. 3. Yol yiyeceği.
ÇakılSu yataklarında sürtünmeyle yuvarlaklaşmış küçük taşlar
ÇakırMavimsi, mavi renkli, gri benekli gözleri olan kişi
Çalap1. Tanrı. 2. Ateş. -İsim olarak kullanılmaz.
CalibeKendine çeken, çekici, güzel. 2. Albenisi olan, sevecen
ÇalıkuşuSerçegillerden, çalılık yerleri seven ötücü bir kuş.
CanYaşamı sağladığına ve ölümle vücuttan ayrıldığına inanılan soyut varlık
Cana“Ey can, ey sevgili!” anlamında kullanılan bir ad
CanalCana bağlı, cana yakın
CanalpÖzünde güç, yiğitlik, mertlik bulunan kimse.
CananeSevgili, gönül verilen, âşık olunan.
CanaşSevgili, dost, arkadaş.
CanbaharBaharın güzelliğiyle içtenliğini yüreğinde taşıyan. 2. Baharın romantizmi yaşayan.
Canbek1. Gözü pek, cesur. 2. Güçlü, kuvvetli.
Candanİçten, yürekten, samimi manalarını taşır. Yakınlık belirtir.
CandaşCandan, değerli dost
Canedaİçten, sevimli kişi
CanelEli can kadar değerli olan.
CanelaGözlerinin güzelliğinden içtenliği okunan
CanfedaUğrunda can verilebilecek olan.
Canferiçtenliğiyle çevresini aydınlatan.
CanfesÜzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş.
CanfezaCan artıran, gönle ferahlık veren anlamlarındadır.
CanfidanÖzü fidan gibi düzgün olan kimse.
CanfideÖzü çiçek fidesi gibi temiz ve güzel olan kimse.
CangilCanlardan olan. 2. içten insan.
CangülÖzü gül gibi saf ve temiz olan kimse.Gül gibi canlı. Güzel, temiz kim
Cangünİnsanı canlandıran, yüzünü güldüren, içine huzur veren gün
CangüzarCana dokunan. 2. Becerikliliğiyle herkese yardım eden.
CanhanımSevimli, cana yakın kadın.
CanibÖn taraf, cihet. Türk dil kuralına göre “b/p” olarak kullanılır.
CanikAtik, çevik. Gözü açık ve becerikli
CanipekÖzü ipek gibi tertemiz olan kimse.
CanıpekAcıya, sıkıntıya karşı dayanıklı olan kimse.
CankatHayata neşe ve renk katan
CankızSevilen, sevimli, şirin kız
CankutSevimli, cana yakın
CannurIşık saçan dost, sevgili.
CanözenYaşamına özen ve saygı gösteren kimse.
CanözlemHasret çekilen kimse.
Canperverinsanda çoşku uyandıran.
CanrubaGönül alan, sevgili.
Canşanşöhret sahibi olduğu halde içtenliğini yitirmeyen .
CansenSevilen ve hoşlanılan kimseye hitaben.
Canser“Canını, özünü ortaya koy” anlamında kullanılan bir ad.
CansetKüçük kraliçe, prenses.
Canseviçten sev. 2. Yürekten seven.
Cansever“İnsanı seven” anlamında kullanılan bir ad.
CansiparCanını feda eden.
CansınCan gibi yakın olan.
CansuCan suyu, hayat veren su
Cansuniçtenliği ve sevecenliği başkalarına da aşılamaya çabalayan anlamında.
Cansunariçtenliği ve sevecenliği başkalarına da aşılamaya çabalayan anlamında.
CanyelRüzgar kadar hızlı olan.
ÇapanUlak, postacı, haber getiren.
CavidanÖlümsüz, sonsuza kadar yaşayan
ÇavlıAva alıştınlmamıaş doğan. Çavlı Çandar.(Öl. 1146). Selçuklu emiri. Sultan Mesud döneminde yararlı işler yaptı.
ÇaykaraKüçük akarsu, yazın kuruyan küçük akarsu.
CazibeÇekici, alımlı, sevimli, güzel
Cebire1. Zorlamak. 2. Düzeltme, onarma. 3. Kırık veya çıkık bir kemiği yerleştirip sarmak.
Cedide1. Yeni, kullanılmamış. 2. Pek az zamandan beri bilenen veya mevcut olan
CehvenKurtuba’da yerleşmiş, birçok alim, fakih, vezir yetiştirmiş meşhur bir Arap ailesi.
ÇekimliAlımlı olan, albenili.
Çelen1. Yakışıklı, güzel gözüken. 2. Tepelerin kar tutmayan zirvesi. 3. Becerikli ve kurnaz kimse.
ÇelengZarif, ince, göz kamaştırıcı.
ÇelenkÇiçek dal ve yapraklarla yapılmış halka. 2. Kadınların başlarına taktıkları mücevher veya madenden yapılmış sorguç.
ÇelginYaralı av hayvanı. 2. Güzel, masum.
ÇeltikKabuğu ayıklanmamış pirinç.
CelvetiyeAziz Mahmud Hüdayi’nin kurduğu tarikatının adı.
CemalnurYüz Nuru/ Güzellik Nuru
Ceman1. Salma salma yürüyen. 2. Nazlı sevgili.
CemanurYüz Nuru/ Güzellik Nuru
ÇemenMaydonozgillerden bir bitki ve bunun tohumu.
CemileHoşa giden davranış
CeminurÇok nurlu, aydınlık kimse. Zarif.
CemiyetToplum. 2. Demek, kurum.
CemreAteş parçası, kor, şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CemresuCemre ve su isimlerinin birleşiminden meydana gelen isimdir.
CennetDinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer.
CerenCeylan, ceylan yavrusu
CeribHububat için kullanılan bir ölçek.
CerideGazete. 2. Kayıt, bilgi.
CerimeZarar görmek, bedel ödemek.
CesaretYüreklilik, korkusuzluk.
CesimeBüyük, iri, kocaman.
ÇeşminazSüzerek bakma, bakış.
ÇeşpanLayık, uygun, münasip, yakışır.
CevaleCevval yada cevahir anlamında
CevherBir şeyin özü, güç, enerji
CevhereHicri 5. asırda Bağdat’ta yaşamış meşhur bir İslam hanımı.
ÇevrenGökyüzünün yerle bitişik gibi görünen kenarları, ufuk
Çevrim1. Bir süreklilik içinde değişim. 2. Sınır. 3. Girdap.
CevriyeHaksızlık, eziyet, çile, sitem.
Cevzaİkizler burcunun eski adı
CeydacanGüzel ve yürekten dost
CeydagülGüzel, bir gül kadar güzel.
CeydagüzSonbahar güzelliğinde ve romantizminde olan.
CeydahanGüzel, 2. Güzel ve otoriter.
CeydanurIşık saçan güzel.
CeydaşanGüzelliğiyle şöhret olan.
CeydasuGüzelliğiyle bütünleşen temizliği ve saflığı olan.
CeyhanGüney Anadolu’da Toroslar’dan doğan ve Akdeniz’e dökülen nehir.
ÇeyizGelin için hazırlanan eşyalar.
Ceylaİnsanlığa atfedilmiş, bağışlanmış.
CeylanGüzel gözlü, zarif, ince, narin
CeylinCennetin kapısı, cennete açılan kapıdır.
CeylinazCennetin kapısındaki görevli melek.
CeysuSu gibi berrak olan.
ÇiçekBitkilerin üreme organlarını taşıyan renkli bölümü
CiciSevimli cana yakın, hoş güzel, hoşa giden.
ÇiğdeSuyun derin olmayan yeri, sığ yer
ÇiğdemZambakgillerden bir tür kır bitkisi
CihanayDünyanın en güzeli.
CihancanDünyanın en iyi dostu.
CihandideDünyayı gezip görmüş.
CihanefruzDünyayı parlatan, aydınlatan.
CihanferCihanı, dünyayı aydınlatan, dünyanın ışığı.
CihangülGüllerle bezenmiş dünya.
CihannazDünyanın en nazlısı.
CihannurAlemi aydınlatan nurlu ışık
CihanserCihan’ın başı. Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
Cihansuz1. Cihan yakan. 2. Gaznclilerdcn Buhran Şahı mağlup edip, Gaznice ve Büst şehirlerini yakıpyıkan, gaddar vahşi AlaeddinHüseyirie verilen ad.
CihanterDünyayı aydınlatan ışık.
ÇilYeni ve parlak, yüzde oluşan kahverengi küçük benekler
ÇilayAyın üzerinde olan lekeler
ÇileZahmet, sıkıntı. 2. Her türlü iplik kangalı.
ÇilekKırmızı renkli bir meyve
ÇilenHafif yağan yağmur, çisenti
ÇilentiHafif yağmur, serpinti.
ÇilerŞarkı söyleyen, şakıyan.
ÇilhanYüzü çil çil olan hükümdar.
ÇilhanımÇilli hanımefendi.
CiliAyın üzerinde beliren açık renk lekeler.
CilveHoşa gitmek için takınılan tavır, işve, naz.
CilvekarCilveli olan, kırıtan, nazlı.
CilvenazNazı özellikle yapan, cilveyle nazı bir arada bulunduran.
CilvesazCilve yapan, cilveli.
ÇimBahçelerin yeşillendirilmesinde kullanılan bir bitki.
ÇimenDoğal olarak biten çim, yeşillik
CinasÇok anlamı olan bir kelimeyi farklı konuda farklı anlam yükleme işi.
ÇinelDoğru, dürüst, namuslu kimse.
ÇinerDoğru, dürüst, namuslu kimse.
Çiray1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. insan resmi.
Çire1. Maharetli, becerikli. 2. Kahraman, yiğit.
Ciryal1. Bir nevi kırmızı boya. 2. Altının kırmızılığı. 3. Temiz renk. 4. Saf.
Çise / ÇisemÇiseleyen yağmur damlası
Çise(M)Hafif yağan yağmur(um)
ÇiselenYağmur damlası, çise damlası
ÇisemÇiseleyen yağmur damlası
ÇisenToz gibi yağan yağmur,
Çisilİnce ince yağan yağmur.
Çitlembik1. Mercimekten biraz büyük, buruk lezzette meyvesi olan bir ağaç.
CivanYeni yetme, körpe, genç
CivelekCanlı, neşeli, sokulgan
ÇığDağlarda, bir yerden koparak yuvarlandıkça büyüyen kar yığını
ÇığınOmuz başı; çıkın, bohça
Çığlıkİnce ve keskin bağırış
Çılga1 – Giresun yöresinde “küçük ark, su yolu” anlamındadır.
ÇınayAyın en parlak zamanı. 2. Saklı ay.
Çınlaçın çın diye ses verir; “çınlamaktan buyruk
ÇıraMacar halk müziği, çingene müziği.
ÇırağMeşale, ışık, kandil
ÇırnazZayıf, ince yapılı, nayif.
ÇıvgınRüzgarlı havada yağan karla karşık yağmur.
CıvılHareketli, sesli, kaynaşan.
CıvıltıKuşların ötüşürken çıkarttıkları ses.
ÇobanyıldızıVenüs gezegeni. 2. Venüs kadar güzel.
ÇoğulKelimelerin belirli eklerle birden çok arlığı veya kişiyi bildirme biçimi.
ÇolpanGözleri uzağı iyi gören, ilerigörüşlü
ÇorpanÇoban yıldızı, zühre
CümaneTek inci anlamında. Hz. Ali(r.a.)’nin kızkardeşi ve Rasulullah’ın amcasının kızı olan hanım sahabi.
CumhuriyetMilletin egemenliği kendi elinde tuttuğu, devlet biçimi.
DafneDefnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik
DağhanEski Türklerde dağ tanrısı. – İsim olarak kullanılmaz.
DaimeSürekli, devamlı, kalıcı, müdavim.
Dalağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri
DalgaHareketli su kütlesi
DalinceDal gibi zarif ve ince.
DalımTutunacak güç, dayanacak yer anlamında. 2. Ağacın dalı.
DamlamDamla kadar küçük, Güzel, bereketli olan.
Daniş1. Bilim, bilgi. 2. Bilhi sahipleri.
DarçinTarçın, güzel kokulu bir baharat.
DayaÇocuğa bakan dadı, sütnine, taya.
DayahatunÇocuğa bakan dadı, sütnine, taya.
DayeSüt nine, süt anne, dadı. 2. Çocuk yetiştiren.
DayehatunÇok emek vermiş, dadı.
DefineToprağa gömülmüş kıymetli ve değerli eşya.
DeğerBedel, uygun, layik.
DeğerliDeğeri yüksek olan, kıymetli.
DehnaKumun rengi dolayısıyla Arabistan’da ıssız iller adıyla anılan bir çölün adı.
DehriDünyanın sonsuzluğuna inanıp öteki dünyayı inkar eden, ruhun da cesetle birlikte öldüğüne inanan. Materyalist. İsim olarak kullanılmaz.
DelfinSuda yaşayan, yunus.
Delistanİçinde çok çeşitli çiçek bulunan bahçe.
DemarDamar. 2. Hırs. 3. Duygu, sinir. 4. Soy, yaradılış.
DemetBağlanmış çiçek topluluğu, ışık huzmesi.
DemgüzarÖmür süren, zaman geçiren.
DemhoşNefesi güzel kokan.
DemiKadife, şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy
DemreAntalya’nın turistlik yerlerinden biri, Noel Baba’nın doğduğuna inanılan tarihi yer.
DenefBeyaz renkli ipek kumaş.
DenizDerya, büyük tuzlu su birikintisi
DerenToplayan, düzenleyen, pekiştiren
Derin SuYüzeyi tabanından uzak olan. Rengi, kokusu ve tadı olmayan, saydam, sıvı madde
DersuHepsi, kamilen, baştan başa hep.
Deryace1. Küçük deniz. 2. Göl.
DeryadilGönlü geniş, herşeyi hoş gören.
DeryanurBilgisiyle ışık saçan
DesenÇiçek, çizgi gibi süs şekilleri
DeşeniZulme uğramış, zalimlerin elinde kalmış.
DestanKahramanlık olaylarını konu alan şiir
DesteDemet, bağlanmış olma hali.
DestecanHerkese içtenlikle bağlanan.
DestegülBağlanmış gül demeti
DestegüzSonbahar hayranı.
DestenazHayranlık uyandıracak kadar zarif bir nazı olan.
DestgirNazik, kibar, yardıma hazır.
DestgürYardım sever, iyiliksever.
DevinHareket; hareket et, hareketli oluş.
DevinsuSuyun ritmik hareketleri, akarsu
DevletBüyüklük, kudret, varlık, orun.
DevrimÖnemli ve temelli değişiklik, inkilap
DevrinBir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi
DewranDevir, çark. 2. Zaman.
DibaAltın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş
DibaceBaşlangıç, önsöz. 2. Bir kitabın süslenmiş-olan ilk sayfaları.
DiclehanDicle nehrinin yöresinde yaşayanları buyruğu altına alan
DidemGözüm, gözüm gibi sevdiğim sevgilim, çok sevdiğim.
Didem/Diğdem“Gözüm, gözüm gibi sevdiğim, sevgilim” anlamında kullanılan bir ad.
DidikYaşayış, hayat, varlık, sağlık, geçim. 2. Huzur.
Dikilerekoluşturulan ağaçlık, çam ve başka ağaçların gövdeleri
Dilaİçten gönülden seven.
DilağsuNehirdeki en güzel su damlası
DilaraGönül alan, gönlü okşayan, gönlü dinlendiren manalarındadır.
DilasaGönlü rahatlandıran, avutan.
DilasudeGönlü rahat, huzurlu.
DilavizGönlün takıldığı, gönüle takılan.
DilayGönlü aydınlatan ay.
DilbaharKonuşmasının güzelliğiyle insanın gönlünü ferahlatan.
DilbazGüzel söz söyleyen, göze hoş görünen. Konuşmasıyla kandıran kişi manasındadır.
DilbentGönül bağı, gönül bağlayan.
DilberGönlü alıp götüren güzel manasındadır. Alımlı güzel kadın demektir.
DilberanDilberler, güzeller
DilberayAy gibi güzel kadın.
DilbesteGönül bağlamış, âşık.
DildadeGönül vermiş, âşık. ay gibi parlak, ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan.
DildarGönlü baskı altında tutan sevgili
DildaşAynı konulan paylaşanlar.
DildeÜnü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan
DilderenSevgi toplayan, gönül alan, beğenilen.
DilefruzYürek yandıran, sevimli.
DilegeGüzel ve düzgün konuşan.
DilelaGözü gönlü bir olan
DilferDiliyle herkesin gönlünü ferahlatan
DilferahGönlü ferah, sevinçli.
DilfezaGönlü genişleten, gönlü artıran.
DilfigarGönlü yaralı olan, âşık.
DilfiruzGönle ferahlık veren, sevindiren.
DilfüruzGönüle ferahlık veren, sevindiren.
DilgüdazGönle eziyet veren.
DilgüzarHerkesin derdine derman bulan.
Dilhanİçten gönülden söyleyen
DilhıraşYürek parçalayıcı.
DilhuşGönlü hoş, yüreği rahat.
DiligüzarDurmaksızın becerikliliğini öven.
DilinazKonuşmaya nazlanan.
DilinisaÇok konuşan kadınlar.
DilinurKonuşmasıyla, gönüllere ferahlık veren.
DilişanHatipliğiyle şan şöhret sahibi olmuş.
DilişenŞen şakrak konuşmalar yapan.
Dilküşaİç açıcı, gönül açıcı, yüreği ferahlandıran.
DilmanDil bilen, güzel söz söyleyen. bk. Dilmen.
Dilman/ DilmenDil bilen, güzel söz söyleyen.
DilnigirGönülde resim edilen sevgili.
DilnişinGönülde yer tutan, hoş, güzel.
DilpNeşeli, mutlu, memnun.
DilrubaGönül kapan, herkesi kendine bağlayan.
Dilruba/DilrübaGönül kapan, gönül alan
Dilşad1. İçi rahat. 2. Kalbinde neşe, sevinç olan.
DilsafaGönlü şen, rahat, dertsiz.
DilşahGönül şahı, sevgili.
DilşanHatiplik yeteneğiyle şan şöhret sahibi olmuş.
DilşatGönlü hoş, sevinçli
DilsazGönül yapan, tatlı davranan.
DilşenGönlü şen, sevinçli.
DilserHatiplik yeteneğini sergileyen.
DilserenHatiplik yeteneğini gözler önüne seren
DilsitanGönül alan güzel.
DilsoyHatiplik yeteneği gelişmiş bir soydan gelen.
DilsuGönlü su gibi berrak olan.
DilsuzGönül yakan, yürek yakan.
DiltenVücut diliyle konuşan.
DinçayAyın en parlak, en net görülebilen hali. 2. Aydınlık ilerici kişi.
DirahşanParlak, parıldayan.
DirayetZekâ, bilgi, kavrayış
DirenHarmanda sapları yaymaya yarayan uzun çatallı ağaçtan yapılmış araç
DirikDiri, canlı. 2. Acar.
Dirildirilmekten buyruk; el dokuması bez
DirimYaşam, hayat 2. Yaşama gücü.
DirisuTemiz faydalı, doru su gibi olan.
DirokTarih, hikaye, öykü.
DirsehanDede Korkut hikayelerinde, çocuğu olmadığı için hor görülen sonra da Boğaç Han adında yiğit bir oğula sahip olan kahramanın adı.
DoğaTabiat, yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü
DoğanbikeDoğan, dünyaya gelen kız.
DoğangünDoğmakta olan gün
DoğannurNur gibi parlak olarak doğan.
Doğay“Ey ay, artık doğ, kendini göster” anlamında kullanılan bir ad.
DoğuGüneşin doğduğu ana yön
DolunayAyın tam yuvarlak olduğu an
Döndül. Henüz evlenmemiş kız. 2. Gittiği yerden geri gelen.
Döne“Bundan sonraki çocuklar erkek olsun” anlamında kullanılan bir ad.
DönemBelirli bir tarihsel niteliği olan zaman birimi.
Düden1. Yer altında akan suların kireçli tabakaları eriterek meydana getirdikleri tabii kuyu. 2. Bataklık, girdap.
Dudu1. Hanım. 2. Abla. 3. Küçük kardeş.
Dudubikem“Evlenmemiş ablam, kardeşim” anlamında kullanılan bir ad.
DuducanHanımefendiliğinde samimi olan.
DudugülGüzelliği ve saygınlığı taşıyabilen.
DuhaKuşluk vakti. Kuran’ı Kerim’ de 93. Surenin ismidir aynı zamanda.
DuhanKur`an-ı Kerim`de bir sure adıdır ve manası dumandır.
DülfinArap astronomları tarafından Delphinus yıldız kümesine verilen isim.
DuraliKız çocuğu olmayan ailelerin en son doğan erkek çocuklarına verdikleri isim.
DuranayAyın en uzun süre gökyüzünde kaldığı zaman.
Durcan“Yaşa, uzun ömürlü ol” anlamında kullanılan bir ad.
DureanÖmrün uzun olsun, canlı kal.
Dürefşanİnci gibi sözleri olan.
Düriyeİnci gibi ışıldayan, parlak.
Düriyye1. İnci gibi parlayan, parlak. 2. Parıltılı yıldız.
Durkadın“Artık çocuğun olmasın” anlamında kullanılan bir ad.
Durkız“Artık çocuğun olmasın” anlamında kullanılan bir ad.
Dürnevİnci. 2. İnci tanesi.
Dürriyeİnci gibi parlayan
DürrüşehvarPadişahlara yaraşır değerde inci.
DursalihaErkek çocuğu olmayan ailelerin en son doğan kız çocuklarına verdikleri ad.
DursuneSon olması istenen kız çocuklarına verilen adlardandır.
DurugülÖzü temiz güzel kadın.
DurugürSağı solu belli olmayan.
DurugüzSessiz geçen sonbahar.
DurukadınÖzü temiz kadın.
DurunazNaz yapmak istemeyen
DurunurSakinliğiyle gönüllere ışık saçan.
DuruşanŞöhretine rağmen sessiz, sakin bir hayat süren.
DuruselTemiz akan su, akarsu.
DurusevSessiz, temiz ve sevilen kadın.
DurusevenKendisi gibi olanı seven.
DurusoyTemiz olarak tanınmış kimse.
DurusuArı, temiz, berrak sular gibi olan.
DurutanTan vaktinin sessizliğini yaşayan.
DurutenÇok temiz, pürüzsüz bir cilde sahip olan.
DuruyarSessiz, sakin sevgili.
DüşHayal, rüya, güzel rüya
DüşümHayalimdeki, düşlediğim, istediğim anlamında
DüşünselDüşünce ile ilgili
DuyalHassas, hisli, çabuk duygulanan.
DuyguHis, gönülde uyanan yankı ya da tepki
DuygucanYüreği çok duygulu olan.
DuygucukSevimli, kendi halinde olan, sevecen ..
DuygudaşDuyguları başkasıyla aynı olan,
DuygugülDuygulu ve gül gibi güzel.
DuygugünDoğduğunda duygulu anlar yaşatan ve de gül gibi bir güzelliğe sahip olan.
DuygugürDuygularını coşkuyla ifade eden.
DuygugüzDuygularında sonbahar hüznünü yaşayan.
DuygunazDuygularını ifade etmekte nazlanan.
DuygunisaDuygulu, hassas kadın
DuygunurDuygularıyla herkesi aydınlatan.
Duygusalçevresine duygu saçan. 2. Çok duygusal.
DuygusanDuygusallığıyla tanınan.
DuygusayHerkese karşı saygılı olan.
DuyguselCoşkun duygulara sahip olan.
DuyguşenŞen şakrak hisleri olan.
DuyguserDuygularını rahatlıkla herkese ifade edebilen.
DuygusevDuygulu olanı sev.
DuygusevenKendi gibi duygulu olanı seven.
DuygusoyÇok duygulu bir soydan gelen.
DuygusuTemiz duygulara sahip olan.
DuygusunDuygularını yansıtan.
DuygutanTan vakti gibi hüzünlü duygulara sahip olan.
DuysalDuymakla, hissetmekle ilgili olandır
Duysunİşitilsin, bilinsin, şöhretli olsun.
Duyuşİşitme, hissetme, bilinme.
DüzeySeviye karşılığı olarak uydurulmuş olmayan.
Düzgün1. Girintisi, çıkıntısı, pürüzü olmayan. 2. Düzeltilmiş, tesviye edilmiş. 3. İyi düzen verilmiş. 4. İntizamlı, nizamlı. 5. Yolunda, rayında. 6. Kadınların yüzlerine sürdükleri beyaz veya kırmızı boya.
EbedSonu olmayan gelecek. İsim olarak kullanılmaz.
EbediSonsuz, sonrasız, ölümsüz. 2. Ölümsüzlük.
EberHayırlı, şerefli, faziletli.
EbraÜrkme, kaçma. Birden bire ölme (!!! Çok kötü enerjili bir isim)
EbrarÖzü sözü doğru olan, hamiyetli, İffetli kişi manasındadır.
Ebru1. Kaş. 2. Bulut renginde, buluta benzer, bulut gibi dalgalı, bulutlu. 3. Kağıt üzerine kendine has usulle yapılan, mermer, damarları gibi dalgalı şekilli süsleme. Ciltçilikte ve hüsn-ü hat’ta kullanılır.
EbrunurEbru ve nur isimlerinin birleşimden oluşmuş isimdir.
EceGüzel kadın, kraliçe manalarını taşır.
EceayparAy parçası gibi parlayan kraliçe.
EcebanKraliçe hükümdarlığı.
EcecanKraliçelik eden. 2. Ana gibi cana yakın.
EcegülGül gibi güzel kraliçe.
EcegünÇok güzel bir günde doğan
EcehanYönetici güzel kadın, hükümdar, kraliçe.
EcenazNazlı güzel kadın anlamındadır.
EcenurNurlu, ışıklı kraliçe.
EceşanGüzelliğiyle şöhretlenmiş olan
EcesayGüzelliğiyle çevresinde saygı uyandıran
EceselCoşkulu bir güzelliğe sahip olan
EceşenNeşeli, şen şakrak ve güzel
EceserGüzelliği gözler önünde olan
EceserenGüzelliğini gizlemeden yaşayan
EcesoySaygın ve güzel soydan gelen
EcesuSu gibi berrak ve çok güzel.
EcesunGüzelliğini sunan, gösteren
EcetanTan vakti kadar güzel
EcetenÇok güzel tene sahip olan
EcherSon derece güzel kadın. İkinci manası gündüz iyi görmeyen karmaşık gözlüdür.
EcmelEn güzel, en yakışıklıanlamındadır.
EcreMükâfat. Ecr kökünden gelir.
EcrenAllah’ın hediyesi anlamını taşımaktadır.
EcrinAllah’in hediyesi demektir.
EdaNaz, işve, davranış, tavır, namaz kılma… Manalarını taşır.
EdaayAy gibi güzel ve nazlı
EdacanNazlı ama içten olan kimse
EdacıkNazlılığıyla sevilen.
EdagözGözlerinden nazı ve işvesi okunan.
EdagülGül gibi güzel ve nazlı
EdagüzarBecerilerini göstermekte nazlanan.
EdalıayNazlı bir ay gibi.
Edalıcaniçtenliğinde nazlanan.
EdalıgülNazlı bir gül gibi.
EdalınurIşık saçmak nazlanır gibi olan.
EdanurIşık saçan nazlı güzel.
EdaşanNazlılığıyla şan, şöhret sahibi olmuş.
EdasesNazlı ve işveli bir sese sahip olan.
EdasevenKendisi gibi nazlı olanı seven.
EdaseverKendisi gibi nazlı olanı seven.
EdasoyNazlı bir soydan gelen.
EdasuEda ve Su isimlerinin birleşiminden oluşur. Nazlı su gibi bir anlam taşır.
EdasunNazlandığını belli eden.
EdayelNazlı nazlı esen rüzgar.
EdayüzNazlılığı yüzünden okunan.
EdebTerbiye, nezaket, düzenli.
EdibeNazik, edepli, terbiyeli.
EdizDeğeri yüksek, kıymetli
Edviye“Adviye” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Efhem1. Çabuk anlayan. 2. Zihni açık olan. 3. Daha ulu, çok büyük şeref sahibi fehametli.
EfideYürekler, kalpler, gönüller.
EflinCennetin 8 kapısının biri. Cennete açılan kapı.
EfnanCennetteki güzel gözlü kız.
EfraAllah’tan gelen esinti. İşi gücü olmayan adam, gibi anlamları olduğu yazıyor. Kökeni ve anlamı tam bilinmiyor. Harfler güzel ama anlamlar belirsiz ve kötü.
EfrazKaldıran, yükselten. Firaz Yükselten, mümtaz, büyük, meşhur, maruf.
EfridunCemşid soyundan anlayış ve zekasıyla meşhur bir İran hükümdarı.
Efrug1. Parıltı, ışık. 2. Nur.
Efruz1. Şule, parıltı. 2. Aydınlatan, parlatan. 3. Tutuşturan, yakan. Gösterişli güzel.
EfsaSihirbaz, efsuncu, büyücü. (Kötü manalı bir isim!!!)
EfşanDağıtan, saçan, serpen manalarındadır.
EfsaneEski çağlardan beri söylene gelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayali hikaye. 2. Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikaye.
EfşarSıkılma, özü çıkarılma.
EftalEn değerli en yüksek.
EftelyaBir dönemin ünlü gayri müslim ses sanatçısı, denizkızı Eftelya.
EgeTürkiye'nin batısında yer alan deniz, ulu
EgeselEge gibi çoşkulu olan.
EgesoyEgeli soyundan gelen
EğinSırt, arka, güvenilen.
Ehad1. Bir, tek. 2. İlk sayı. 3. Allah’ın isimlerinden, bir ve tek olan Allah. İsim olarak kullanılmaz.
Ehil1. Sahip, malik. 2. Becerikli, yetenekli. 3. Bir yerde oturan.
Ehliyet1. İşe yarar halde bulunuş, bir işi hakedebilecek durumda bulunuş, selahiyet, yetki. Mahirlik, iktidar, liyakat, kabiliyet, kifayet, mensubiyet. 3. İktidar, kabiliyet ve liyakat vesikası.
Ekin1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
ElaAlacalı renkli; gözde kestaneye çalan sarı renkli manasındadır.
Ela/ElanurSarıya çalar kestane rengi
ElaayGüzel gözlü ve ay gibi parıldayan.
ElacanEla gözlü, içten kimse
ElacıkKüçük ela gözleri olan.
ElaferEla renkli ışık saçan.
ElagülGüzel gözlü ve zarif görünümlü.
ElagüzarEla gözlü becerildi güzel.
ElaldıEl-aldı. 2. Başkasına kaptırılan.
ElanazEla gözlü, nazlı güzel
ElanigarGözleri elalı resim.
ElanisaEla gözlü kadınlar.
ElanurGözü sarıya çalan kestane renginde olan güzel manasındadır.
ElaşanGözlerinin güzelliğiyle şöhret olmuş.
ElaselGözlerinin güzelliğiyle çoşkulu olan.
ElaşenGözlerinin güzelliğiyle neşe saçan.
ElaserGözlerinin güzelliğini sergileyen.
ElaseverKendi gibi güzel gözlüleri seven.
ElasoyGüzel gözleri olan bir soydan gelen.
ElasuEla gözlerinden temizlik akan.
ElasunGözlerinin güzelliğini sunan.
ElatanGözlerinde tan vaktinin güzelliğini yansıtan.
ElatenTen rengi güzel olan.
ElayElalı, karışık gibi bir manası vardır. El+ Ay köklerinin birleşiminden oluşur.
ElayarEla gözlü güzel sevgili.
ElbirEl birliği, güç birliği
ElbirlikBeraberlik, dayanışma, el ele verme.
Elburz1. Kafkaslarda en yüksek dağ. 2. Uzun boylu yakışıklı kimse.
Elçi/ElçimElçi olarak gönderilen manasındadır.
ElçimElçi olarak gönderilen
ElçinDemet, deste anlamlarını taşır. Ayrıca Ağustos böceği demektir.
ElemAcı, keder, sancı, kaygı.
ElenNadide bulunması güç mücevher.
ElezanGöğe yükselen ezan sesi anlamındadır.
ElfidaFeda etme, gözden çıkarma, verme.
ElfinKüçük yaramaz, ele avuca sığmaz.
Elfiye1. 1000 mısralık manzume. 2. Manzum risaleler.
ElgizŞehri koruyan tanrıçadır.
Elifİslami alfabenin ilk harfidir. Ebccd hesabında değeri “1” birdir. Musikide “la” notasını ifade için kullanılır. Ülfet eden, dost, tanıdık ve alışmış, alışkın, alışık manalarını taşır. – İki kelimeli isimler yapılabilir (Elif Su, Elif Nur v.s.).
ElifeTutku, istek, alışılan şey
ElisGüzel kokulu bir çiçek.
ElisaBenî İsrail Peygamberlerindendir. Bir diğer yandan HIV testine de ELİSA denir; bu manada kötü enerjili bir isimdir.
ElizYabancı yerdeyiz, yabancıyız ve el izi anlamındadır.
ElizanUzaktan duyulan ezan sesidir.
ElmasımDeğer verme. 2. Değer vererek seslenme durumu.
ElminaMina dağında açan çiçek manasına rastlıyoruz. Ayrıca Al ve Mina kelimelerinin birleşiminden oluşan bir isim olan Elmina’ nın güneş tutulmasındaki kızıllığa verilen ad olduğu da söylenir.
ElmiraEmir veren prensestir.
ElnareÜlkesinin ışığı, odlar yurdu. Azerbaycan’ın diğer ismi ile eşanlamlıdır.
ElnurElin nuru anlamındadır.
EltafÇok latif çok güzel.
ElvedaBir daha kavuşulamayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullan
ElvidaAllah’a ısmarladık. Allah’a emanet olun yollu ayrılık hitabı. Erkek ve kadın ismi olarak kullanılır.
ElvinCennet çiceği, Gökkuşağının her bir tayfına verilen isim, Sıcak – Sadakat, sonsuz arkadaslik
ElyakEn layık olan, en çok yakışan.
ElzemGerekli olan, vazgeçilmez.
Emanet1. Emniyet edilen kimseye bırakılan şey, eşya veya kimse. 2. Osmanlı devletinde bazı devlet dairelerine verilen isim.
EmeçGaye, amaç, hedef manalarındadır.
Emek1. Uzun ve yorucu çalışma. 2. Bir amaç uğruna harcanan yoğun beden ve zihin gücü.
EmenBir şeyi yetiştirmek amacıyla dikmek için açılan çukur. 2. Zahmetli iş.
EmetBolluk getiren, bolluk, berekettir. Son sonuç da demektir.
EmetiBereket, bolluk. 2. Hala.
EmetullahAllah´ın kulu (kadınlar için kullanılır).
Emineİnanılır, güvenilir.
EmiraEski Mısır’da prenseslere verilen unvandır.
EmireBüyük bir ülkeden, soydan olan.
EmişEmmek işi veya biçimi. 2. “Emine” isminin kısaca söyleniş biçimi.
EmniyetGüvenlik. 2. Güven, inanma, itimat
Emoş“Emine” isminin kısaltılarak söylenmiş bir başka biçimi.
EmraEce, emreden, kraliçe
EmriyeEmirle, buyrukla ilgili.
EndaYüce, ulu, yüksek, âlâ anlamındadır.
EndamVücut, beden, ten, boy bos.
EnfaÇok yararlı, daha çok faydalı.
EnfesGüzeller içindeki en güzel olan. Nefiss.
EnginayAşağılara doğru inmiş Ay, engine inmiş Ay.
EngingülHer yam gül gibi güzel ve bakımlı olan.
Enginizİnmiş iz; engindeki iz.
Enginselİçindeki çoşku her yeri alabilecek kadar büyük olan.
EnharIrmaklar, çaylar. Enhar. Kur’an-ı Kerim’de cennetin altından akan ırmaklar.
EniseSevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
Enmutlumutluluklar içinde en mutlu olan
ErçilDoğru, inanılır, güvenilir kişi
ErdemayErdemli ve Ay kadar güzel olandır.
ErdibikeOlgunluğa erişmiş, deneyimli kadın.
Erdibikem“Olgunluğa erişmiş, deneyimli kadınım” anlamında kullanılan bir ad.
Eren1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.
ErendalHer zaman genç ve körpe kalacağına inanan.
ErendilHer şeyi bilip söyleyen.
ErendizJüpiter gezegeninin adı
ErengülErmiş, yetişmiş, açmış gül
ErennazNaz yapmaya son veren, nazdan vazgeçen.
ErennurEvliya gibi ışık saçan
ErenşanOlağanüstü sezgileriyle ünlenmiş olan
ErenselÇoşkulu bir akıllılığa sahip olan.
ErensenErmiş olan, evliya.
ErenserErmişliğini gösteren.
ErensuErmiş gibi ve su gibi aziz olan.
ErentanTan vaktinin çekimine kapılan.
ErenyüzYüzü evliya gibi nurlu olan.
Ergiİyi bir şeye erişme hali
ErgimEriştiğim, ulaştığım, benim olan ergidir.
ErgülerErken mutlu olur, erken güler.
ErguvanÇok güzel lila, mor renkli çiçekleri olan bir ağaç.
EribeAkıllı, zeki, olgun, yetkin.
ErikBeyaz çiçekli bir ağaç ve bunun çeşitli renklerde ekşimsi veya tatlı sulu meyvesi.
Erim1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. Vakıf olmak, yetmek.
ErinçDirlik, rahat, huzur
ErişTüm arzularını gerçekleştir, istediklerini elde et temennisi.
ErişenAmacına ulaşan, istediğini elde eden.
ErkeEnerji, iş başarma gücü, nazlı
ErkinHiçbir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, özgür.
ErkinayÖzgür Ay, özgürce dolaşan Ay.
ErmaÇok güzel, nazlı, cilveli
ErmiyeDolu yağmasına neden olan bulutlar.
Ernaİşveli, cilveli, şen şakrak kişi.
ErsevimSevimli, sempatik erkek.
ErseyimSevimli, sempatik erkek.
Erva1. Yumuşaklık, letafet. 2. Güzel görünen.
ErvanurAllah’ın gönderdiği ışık.
ErvinŞahsiyetli, kişilikli, şerefli, itibarlı.
EşayAyin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan
EşeTeyze. 2. “Ayşe” isminin kısaltılmış bir biçimi.
EselRüzgarlı diyar, rüzgar alan ülkeler.
EsenRuhsal ve bedensel olarak sağlıklı sıhhatli sağlam
EsenayAyın önünden geçen rüzgarlı bulutlar
EsencanSağlıklı ve içten olan.
EsencikSağlıklı ve sevimli olan.
EsengözSağlıklı ve güzel göz.
EsengülenRüzgar gibi gülen.
EsenkalSağlıklı olması temenni edilen.
EsennazNazlı nazlı esen rüzgar.
EsennurIşık saçarak rüzgar gibi giden
EsenselRüzgar gibi coşkulu olan.
EsensoySağlıklı bir soydan gelen.
EsensunSağlık temennisi sunan.
EsenyüzSağlıklı oluşu yüzünden okunan.
EserayAy’dan da güzel yorumlanmış olan.
EsercanYüreğinden geldiği gibi davranan
EsercikSevimliliği içten olan.
EserdalGençlik ateşiyle keyfine göre davranan.
EserdilKeyifli sohbetleri olan.
EsergülGül gibi canlı olan.
EserkanKeyifli bir soydan gelen.
EsernurIşık saçarak esen.
EsersuSu gibi berrak ve yürekten olan.
EsersunYapıtlarını sunan.
EsertanTan vaktinin keyfi.
EseryarKeyif veren sevgili.
EsginRüzgarlı. 2. Esen. yel.
EsharSeher, sabahın oluşu.
EsilŞerefli, itibarlı ve otoriter kişi, uzun ve dolgun yüz. Doğru şey. Kavi, muhkem, sağlam
EsilaÖğle vakti ile ikindi vakti arasında geçen zaman diliminin Kuran’ da geçen adıdır.
EsimEsme işi, rüzgârın esişi, esinti.
EsinSabah rüzgarı, ilham, güzel fikir
Esincaniçtenliğiyle başkalarına ilham veren.
EsingüzGüzelliğinden etkilenilen. 2. Romantik sonbaharı yaşayan.
Esinnurİlham veren, ışık saçan.
EsinselCoşkulu duygular içinde olan.
EsinsesSesiyle ilham veren
EsinsoySoyuyla iftihar eden.
EsinsuBerraklığıyla ilham veren.
EsintanTan vaktinden esinlenen.
EsintayGençliğiyle herkesi kendine hayran bıraktıran.
EsintiBelli belirsiz hissedilen hafif yel.
Esintürkİlham veren Türk.
Esinyarilham veren, sevgili.
EsinyüzYüzünün güzelliğiyle başkalarına ilham veren.
EslemDaha sağlam, en selâmetli.
EslimTeslimiyet, Allah’a teslim olandır.
Esmahatunİsmiyle anılan kadın.
EsmanBedeller, kıymetler, değerler.
EsmerTeni ve saçları karaya çalan, koyu buğday renginde olan. 2. Siyaha çalan buğday rengi.
EsmercanEsmerliği ve içtenliğiyle çok sevilen.
EsmergülEşi benzeri . bulunmaz güzellikte olan.
EsmersevEsmerliğiyle sevilen.
EsmersevenEsmerleri seven. 2. Kendi gibi olanı seven.
EsmerseverKendi gibi esmer olanı seven.
EsmersuBerraklığı gecenin kararlılığına karışmış olan.
EsnaBir işin yapıldığı an.
EtfalEn değerli en yüksek.
EtiTarihte bir Anadolu devleti.
EtikAhlak bilimi, töre bilimi. 2. Ahlakla ilgili, ahlaki.
EtikeEğitmen. 2. Yol gösterici.
EvaHavva. Yaratılan ilk kadın
EvcimenEvi yaşanacak bir yuva yapan, evine ve ev işlerine çok bağlı, Evi çekip çeviren, evine düşkün.
EveHavva. Yaratılan ilk kadın.
EvecenHamarat. ev işlerini kısa sürede halledebilen.
EvinBir şeyin içindeki öz, buğday tanesinin olgunlaşmış içi
EvinçEvini seven, evine bağlı.
EvingülEvin gülü, evin güzeli.
EvlaUygun olan manasındadır.
EvraHisar, kale anlamındadır.
Evren1. Büyük yılan, ejderha. 2. Felek, zaman. 3. Kainat, dünya. 4. Yaşanılan vasat.
EvrimAşamalarla kendini gösteren ilerleme, değişim
EvsaSihirbaz, efsuncu, insana tesir eden anlamındadır.
EvsanPutlar, harçlar. İsim olarak kullanılmaz.
EvşenHafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir.
Evvel1. İlk başlangıç, ilkin. 2. Allah’ın 99 isiminden biri.
EylemSiyasal ve toplumsal hareket, bir kişinin dış etki altında kalmadan kendisinin gerçekleştirdiği davranış
EyşanŞanlı, güzelliği ile ünlü.
Ezamet1. Büyüklük, ululuk. 2. Çalım, kıvnm.
EzelBaşlangıcı belli olmayan
EzeliÖncesiz, başlangıçsız.
EzginParaca durumu bozuk olan, çürük ezik gibi negatif manaları vardır.
EzgüTarz, yol, biçim, bir melodinin içinde belirli yerlerde tekrar edilen ses dizisi
Ezhanİnsanda akıl, fikir, zeka, hafıza anlayış, kavrayış, kudretleri.
EznevYeni baştan, yeniden.
EzraSözü düzgün doğru olan adam manasındadır. Ayrıca beyaz kulaklı siyah at demektir.
EzrakGök rengi. 2- Saf temiz su. 3. Mavi gözlü.
FadikFatma adının bir söyleniş biçimi
FadileErdemli, fazilet sahibi. 2. Saygın kişi.
Fadile / FadılaErdemli üstün kişi.
Fadim1. Çocuğunu sütten kesen kadın. 2. Hz. Muhammet’in ilk eşi Hz. Hatic
FadimeFatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma)
FadişFatma adının bir söyleniş biçimi
FadılaFazilet sahibi kadın
FahikaManevi yönden üstün olan, yüce
FahimanYüce kişi. 2. itibarı olan kişi.
FahireÖvünülecek, iftihar edilecek
FahriyeBir işi çıkar beklemeden yapan kimsedir.
FahrünisaÖvünülecek değerde kadın
FahrünissaÖvünülecek değerde kadın
FahrünnisaKadının erdemi, onuru, büyüklük ve ululuğu.
FaikaManevi yönden üstün olan, Üstünlük, ileri görüşlülük.
Faizeİsteklerine kavuşan, başarılı
FakiheZeki, anlayışlı. 2. Fıkıh biliminde uzman olan.
FarahNeşe, mutluluk, sevinç.
FaraziyeGerçekte olmayıp, varsayılan.
Fariha“Feriha” isminin bir başka söyleniş biçimi.
FarikaAyırt edilmesine neden olan, özellik.
FariseAnlayışlı – Bir şeyi önceden hissedebilen, zeki kişi.
FarizaFarz, Allah’ın emri. 2. Gerekli, elzem. 3. Görev, borç. 4. Hisse, pay.
FasiheAçık, yanlışsız, etkili bir biçimde söylenen. 2. Açık seçik.
FatineAnlayışlı, uyanık, çabuk kavrayan.
Fatıma(Arapça)1. Sütten kesilmiş. 2. Kendisi ve zürriyeti cehennemden uzak
FatmaÇocuğunu sütten kesen anne demektir. Hz. Muhammed’ in kızının adıdır. Orijinal hali Fatıma’ dır.
FatmagülGül gibi güzel yeni anne olmuş kadın
FatmanurFatma ve nur kelimelerinden türetilen isim
Fato“Fatoş” adının bir başka söyleniş biçimi.
FatoşFatma’nın farklı söylenişi.
FaziletErdem, insanın iyi huyları
FecriyeTan yerinin ağarması. 2. Şafak kızıllığı
Fehiman“Fahiman” isminin bir başka söyleniş biçimi.
FehimeAnlayışlı, çabuk kavrayan
FehmiyeAnlayışlı kavrayışlı.
FekahetŞakacılık, hoş mizaçlılık.
FelatKurtuluş, Fırat’ın iki büyük kolundan biri.
FenniyeFene, bilime ilişkin, bilimle ilgili.
FerahBol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren
FerahayGüzelliğiyle insanın gönlünü şenlendiren.
Ferahcanİçtenliğiyle insanı rahatlatan.
FerahetOnuruna düşkün olan, onurlu.
FerahfezaSevinci arttıran, neşelendiren. 2. Türk müziğinde, yegah perdesinde karar kılan makamlardan biri.
FerahgülGüzelliğiyle neşe saçan
FerahnakSevinçli, neşeli. 2. Alaturka müzikte bileşik bir makam.
FerahnazNazlılığıyla insanı sıkmayan.
Ferahnisaİnsanın gönlünü açan, iç rahatlığı veren kadın.
Ferahnümaİçindeki sevinci, neşeyi dışarı vuran, gösteren.
Ferahnurİnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan
FerahruYüzünden tebessümü hiç eksik etmeyen.
Ferahsalİnsanın yüreğini, gönlünü ferahlatan.
FerahşanGönlü şenlendirmesiyle tanınan.
FerahşenGönlü şenlendiren.
FerahsuSu gibi ferahlatan.
FerahtanTan vakti gibi insanı ferahlatan.
FerahyarGönlü şenlendiren sevgili.
FerahyüzGörünümüyle insanı rahatlatan.
FeramuşUnutma, hatırdan çıkartma.
FerasetÇabuk anlama, sezme, 2~ Uyanıklık.
FerayAy ışığı, rahat huzurlu kişi
FerayeAy ışığı, ayın parlaklığı.
Fercanİnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan
FerdaGelecek zaman, yarın, kıyamet
Ferdacanİçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan
FerdagülHer zaman gül güzelliğinde olacak olan.
FerdaniyeEşsiz olma durumu.
FerdanurDurmaksızın ışık saçan.
FerdiyeBirlik, tek olma. 2. Bireylik.
Fergülışıklı ve gül gibi güzel olan.
FerhanSevinçli, gönlü hoş
FerhengBilgi, ustalık. 2. Sözlük.
FeriDetaylı, ayrıntılı, ikincil
FericanCan ışığı, ruh aydınlığı.
FerideTek eşsiz, benzeri olmayan
Ferinurlşıl ışıl parıldayan.
Ferisalışığını saç anlamında.
FerişanŞanı ve şöhretiyle göz kamaştıran.
FeriserÇok ışıklı olmasıyla göz kamaştıran
FerisoyIşık saçan bir soydan gelen.
FerisuTemizliği ve berraklığıyla ışık saçan
FeriyarIşık saçan sevgili.
FermudeBuyrulmuş, emir ferman.
FersalHer yanından ışık saçan.
FersudeEskimiş, yıpranmış, örselenmiş
Feruze“Firuze” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Ferve1. Kürk. 2. Zenginlik, servet.
FeryalAy çevresinde oluşan hare, uzun boylu güzel kız, eski bir mısır prensesi. Gözleri ışık saçan güzel kız.
FeryüzYüzünün güzelliğiyle ışık saçan.
Ferzanİlim, bilim, hikmet.
FerzaneBilge, filozof, seçkin.
FetanetÇabuk anlayan, çabuk kavrayan.
FethiyeAçma, alma, fetih etme.
FettanGönül ayartıcı. 2. Ayartıcı göz.
FevziyeKuruluş, zafer üstünlükle ilgili kimsedir.
FeyhaBüyük, geniş, engin olan.
FeymanAhlakta olgunluğu amaçlama, iyi ahlaka yönelme.
FeyzaBolluk, çokluk, bol bol olandır. İlim, irfan, feyiz ile dolu olandır.
FezaBoşluk, sınırsızlık, uzay
FezanurUzay gibi parlak ve aydınlık olan.
FidanYeni, olgunlaşmamış ağaç.
Fidancanİçtenliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olan.
FidancıkSevimli, daha çok minik anlamında.
Fidangülİnce, uzun, hoş kokulu
FidannurGençliği, tazeliği ve körpeliğiyle gelecek vaad eden.
FideBahçıvanlıkta tohumdan yetiştirilip başka yerlere dikilmek için hazırlanan sebze veya körpe çiçek.
FigenYaralayan, kıran, düşüren anlamlarındadır.
FikirDüşünce, anlayış, zihin.
FikretFikir, düşünce, amaç, niyet
FikriyeDüşünce ile fikir ile ilgili
FilbaharOrmanlarda yetişen, beyaz, mavi, mor çiçekler açan, tırmanıcı sarıl
FilizBitkilerin yeni sürgünü, ham madde yatağı
FiliziAsma filizinin rengi, açık yeşil renk.
FirasetÇabuk kavrayış, çok güçlü sezi yetisi.
FirazYüksek, en üst yer. 2. Yokuş, çıkış. 3. Yukarı kaldıran, yükselten.
FirdevsCennetteki altıncı bahçenin adı
FirdewsCennet bahçesi, cennet.
FirkatAyrılık, dostlardan veya sevgiliden ayrılma.
FiruzanParlayıcı, parlayan, parlak. bk. Füruzan
FiruzeGök mavisi renginde değerli bir süs taşı.
Fisun/ FüsunŞaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel manasının yanı sıra sihir büyü anlamını da taşır bu da isme olumsuz bir mana katar.
FitnatZihin açıklığı, her şeyi çabucak öğrenme.
FındıkKüçük ağaçlarda yetişen, kabuklu, besleyici yemiş.
Fıtnat“Fitnat” isminin bir başka söyleniş biçimi.
FügenYaralayan, kıran, düşüren. bk. Figen
Fulİnce, uzun, bir ağaç, beyaz kokulu çiçek
FuldemHer zaman geniş açık görüşlü.
FuldenHer zaman geniş açık görüşlü
FulyaÇok hoş kokusu ve rengi olan bir çiçek
FundaÇalı; zengin, yeşil bitki örtüsü
FüreyyaParlak, ışıltılı günler
Furkanİyiyle kötüyü, doğru ile yanlışı ayıran her şey
FüruzanÇok parlak, parlayıcı, aydınlık
Füruzende1. Yanıcı, yakıcı. 2. Parlatan, parlayın, aydınlatan.
FüsunEfsun / Büyü, sihir. Şaşırtıcı, hayret verici ve kendine cezbedici bir güzellik.
Füsun / FisunSihir, büyü. Şaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel
Füsunkâr1. Büyüleyici. 2. Sihirbaz, büyücü.
FüsunnazGizemli tavır takınan
FütadeTutkun, sevdalı, müptela olmuş.
GalibeÜstün gelen, yenen, önde gelen.
GamzeÇene ya da yanakta gülümserken beliren çukurluk
Ganimet1. Düşmandan alınan mal. 2. Beklenmedik kazanç veya olanak.
GaniyeZengin, varlıklı. 2. Çok hoş. 3. Kadın şarkıcı.
GaribeGörülmemiş, tuhaf, şaşılacak.
GayeAmaç, erek, varılmak istenen hedef
GazelHerhangi bir makamda sesle yapılan taksim, kuruyup dökülen ağaç yaprağı
GazireTatlı, nazik, uysal, yumuşak.
GeceGün batımından ağarmasına kadar geçen süre
GelenayOrtaya çıkan ay gibi güzel.
GelengülGelen gül gibi güzel.
GelinEvlenmek üzere hazırlanıp, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın
GelincikKırmızı ve büyük çiçekli bir kır bitkisi.
GelinkızGelinlik çağındaki kız.
GencayYeni doğmuş ay, hilal
Gevher1.Elmas, mücevher, inci. 2. Bir şeyin aslı, mayası.
GewezAteş kırmızısı. 2. Kızıl gül.
GezerDolaşan, gezen, gezici.
GiramSaygı, saygıdeğerlik.
GirizanKaçan, kaçıcı, kaçarak.
GizaniTanınmış, ünlü, bilinen.
GizemSır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik
GökYeryüzünün üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, sema. 2. Gökyüzünün, denizin rengi, mavi veya yeşile
GökayGökyüzü ile ilgili, kökü ve ucu gökte olan
GökçeSevimli güzel; gök rengi, mavimsi anlamlarındadır.
Gökçek1. Güzel, sevimli, hoş kimse. 2. Yiğit, cesur. 3. Taze, körpe.
Gökçen1. Gökle ilgili göğe ait semavi. 2. Mavi, mavimsi. 3. Güzel hoş güzel
Gökçen / Gökçe1. Gökle ilgili göğe ait semavi. 2. Mavi, mavimsi. 3. Güzel hoş güzel
GökçenbegümGüzel hanımefendi.
GökçiçekGök renkli çiçek, mavi renkli çiçek.
GökdumanGöğe yükselen duman.
GöknilGökyüzüne ait olan.
GöknurAydınlık gökyüzü, nurlu.
GökperiMavi gözlü, peri gibi güzel.
GökselenSes, gürültü, “haber, bilgi”, “yakın yer, çevre”, “sel yatağı” gibi anlamları olan “selen”le “gök” kelimelerinin birleşiminden oluşan bir isimdir.
GöksenSen gökyüzüsün, göksün.
GökşinGök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik
GöksuTürkiye’ nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların genel adıdır. Adana’dan gelerek Akdeniz’e dökülen Seyhan nehrinin önemli kollarından biridir.
GöksunYüksel, yücel anlamında kullanılan bir ad.
GökyelKuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz
GökyeliGökten gelen esinti.
GökyüzüSema, göğün yüzeyi.
GölgeGüneşi görmeyen alan
GölgecanSığınılacak insan.
GölgenurKaranlıkta ışık saçan.
GoncaAçılmamış, tomurcuk halinde gül
Gonca GüzSonbaharın başlangıcı.
GoncafemGonca ağızlı olan.
GoncaferGonca gibi parlak olan.
GoncagözGonca gibi gözleri olan.
GoncagülAçılmamış gül, tomurcuk gül
GoncanazNazlı bir gül gibi olan
GoncanurIşık saçmaya başlayan
GoncaseverKendi gibi olanı seven.
GoncasuSu gibi berrak, gonca gibi hayata hazır
GoncaterTaze, açılamamış gonca.
GönençBolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama, refah.
GönençliGönenci, iyi bir hayatı olan.
GönlügülYüreği gül gibi zarif olan.
GönlügülenHayatı gülerek karşılayan. 2. Şanslı.
GönlünurYüreği aydın olan.
GönlüselYüreği çoşkulu olan.
GönlüşenYaşamayı seven, mutlu, şen şakrak, neşeli.
GönlüsevYürekten içten olanları sev.
Gönlüsoyİçten insanların soyu.
GönlüsuYüreği su gibi berrak olan.
GönülKalp, eğilim, sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer.
GönülayGönlü ay gibi parlak, temiz olan.
GönüldenYürekten, içten, candan
GönüldilYüreği, dili bir olan.
GönülgülGül gibi zarif bir gönlü olan
GönülselSel gibi çoşkulu olan.
GönülsesYüreğinin temizliğini dışarı yansıtan.
GönülsevenYürekten seven.
GönülseverKendisi gibi yürekten olanı seven.
GörkemGöz alıcı ve gösterişli olma durumu, ihtişam
GörkemliGöz alıcı ve gösterişli olma durumu, muhteşem.
GörklüGösterişli, muhteşem.
GörselGörme ile, görme duyusuyla ilgili, görmeye dayanan.
Görsev“Görüp sev” anlamında kullanılan bir ad.
GövemBitki yeşilliği 2. Sonbaharda yetişen bir tür siyah zeytin.
Gözal“Niteliklerinle ve güzelliğinle ilgi topla” anlamında kullanılan bir ad
GözalanGösterişli, ilgi çekici.
GözaydınKutlama; tebrik etme.
GözdeÇok beğenilen, tercih edilen kişidir.
GözdeayHerkesin beğenisini kazanan, ay gibi güzel.
GözdegülEn çok beğenilen bir gül gibi, zarif.
GözdemBeğendiğim, sevdiğim, saydığım
Gözdenurİnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan
GözdesoyHerkesin beğenisini, saygısını kazanmış bir soydan gelen.
GözdesuTemizliği ve saflığı nedeniyle herkesin beğenisini kazanan.
GözeKaynak. 2. Suların kıyılarında olan küçük çayır. 3. Hücre.
Gözemİlgimi çeken, sevdiğim.
GözençHoşluk, sevimlilik.
GözlemBir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla izlemek
GüfteBir müzik yapıtının bestelenmiş sözleri.
GüftemŞarkı için hazırladığım sözler.
GüherCevher. Bir şeyin özü, soyu, sopu.
Güııar“Gülizar” isminin bir başka söyleniş biçimi.
GüızibaSüslü gül. 2. Güzel gül.
GülGülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği
GülaçtıAçan gül kadar güzel
GülafetGül gibi güzel olan sevgili.
Gülal“Gül der, gül topla” anlamında kullanılan bir ad.
GulanYılın beşinci ayı, mayıs.
GülaraGül süsleyen, gül bezeyen.
GülaslıSoyu sopu, özü gül gibi güzel olan.
GülaverGül getiren, gül taşıyan.
GülaydınGül gibi güzel olan.
Gülayım“Gül gibi güzel sevgilim” anlamında kullanılan bir ad.
GülayşeRahat ve huzur içinde yaşayan güzel.
GülbademBadem gözlü güzel.
GülbaharEbru yapmakta kullanılan koyu kırmızı boya. Bahar gülüdür.
GülbanuGül gibi güzel kadın.
Gülben“Ben gül gibi güzelim” anlamında kullanılan bir ad, Ben, gülüm anlamındadır.
Gülbende“Gül benim elimdedir” anlamında kullanılan bir ad.
GülbikeGül gibi güzel kadın.
Gülbikem“Gül gibi güzel kadınım” anlamında kullanılan bir ad.
Gülbil“Gül gibi güzel olarak kabul et” anlamında kullanılan bir ad.
GülbinGül dalı, gül ağacı, gül kökü
Gülbitti“Gül yetişti” anlamında kullanılan bir ad.
GülboyGül gibi boyu olan.
GülbuGül gibi güzel kokusu olan..
Gülbüz“Gülbiz” isminin bir başka söyleniş biçimi.
GülcanGül gibi güzel canlı
GülcananGül gibi güzel sevgili.
GülceGül gibi, güle benzeyen.
GülçehreliYüzü bir, gül güzelliğine sahip olan.
GülcemalGül-cemal. Gül gibi güzel yüzlü.
GülçiçekHer yönüyle güzel olan
GülcihanDünyanın en güzel gülü.
GülçimenGüzelliği yaradılıştan olan.
Gülçün“Gülçin” isminin bir başka söyleniş biçimi.
GüldeğerGül gibi değerli olan.
GüldehanAğzı gül gibi olan, küçük ağızlı.
GüldehenAğzı gül gibi olan, küçük ağızlı. bk. Güldehan
GüldemHiç solmayan her dem gül, her dem gülen
GüldemetGül gibi güzel olan.
GüldenGül gibi, güle ait, gülden yapılmış
GüldenizDeniz gibi coşkulu güzel.
GüldenurGül gibi parlak olan güzel.
Gülder“Gül topla” anlamında kullanılan bir ad.
GülderenGül toplayan, gülleri derleyen. Gül-deren.
GüldermişGül devşirmiş, gül toplamış.
GüldilekGül gibi güzel dileği olan.
GüldürenMutlu eden, sevindiren manasındadır.
GüleçHer zaman gülümseyen, tebessüm eden.
GüleceGülümseyen, tebessüm eden.
GüledaGül gibi güzel ve nazlı
GülelaGüzel gözlerinin içiyle durmaksızın gülümseyen
GuleminÇiğdem, güz çiğdemi.
GulemsanYıldızlı numan çiçeği.
GülenayAy gibi gülümseyen güzel
GülencanGüleryüzlülüğü içten olan.
GülenderZor bulunan bir gül kadar değerli.
GülengözTüm içtenliği ve neşesi gözlerinin içinden fark edilen.
GülengülGüzelliği ve neşesiyle dikkat çeken.
GülengünDoğmasıyla herkesi sevince boğan,
GülengüzSonbahar sevinci.
GülennurNeşesiyle herkese ışık saçan.
GülenşahNeşeli olmasıyla tanınan.
GülenşanNeşeli, şanlı, şöhretli.
GülenselSevincini ve neşesini coşkulu yansıtan.
GülenşenNeşeli, sevinçli güzel.
GülensesKahkahalara boğulan.
GülensoyNeşeli bir soydan gelen.
GülensuNeşeli tavrı içten olan.
GülenyelBir tatlı tebessüm.
GülenyüzYüzünden tebessümü eksik etmeyen.
GülerayAydınlık ve güleç yüzlü.
GülercanGüleryüzlülüğü içten olan.
GülerdamBoylu, poslu ve gül kadar zarif olan.
GülerderZor bulunan bir gül kadar değerli.
GülerenEn güzel gül kadar güzel.
GülergözTüm içtenliği ve neşesi gözlerinin içinden farkedilen.
GülergülGüzelliği Ve neşesiyle dikkat çeken.
GülergüzSonbahar sevinci.
GülernazNazlı ve sevimli güzel.
GülernurNeşesiyle herkese ışık saçan.
GülerşahNeşeli olmasıyla tanınan.
GülerşanNeşeli, şanlı, şöhretli.
GülerselSevincini ve neşesini coşkulu yansıtan.
GülerşenNeşeli, sevinçli.
GülersesKahkahalara boğulan.
GülersoyNeşeli bir soydan gelen.
GülersuNeşeli tavrı içten olan.
GüleryelBir tatlı tebessüm
GüleryüzYüzünden tebessümü eksik etmeyen.
GülesenGüzelliğiyle ortalığı kasıp kavuran.
GülferZarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran
Gülferahİç rahatlatan güzellikte.
GülfidanGül gibi güzel ve zarif olması temenni edilen,
GülgoncaYapraklarını açmamış gül.
GülgünGül renkli, gülen, gülümseyen
GülhanGül kadar çok sevilen, han, hakan
GülhanımGül gibi güzel kız.
GülhayatYaşam boyu güzellikler temennisi.
GülhuriCennet kadar güzel.
GülinurIşık saçan güzel, göz kamaştıran.
GülizarAl yanaklı, gül yanaklı
Gülizer“Gülizar” isminin bir başka söyleniş biçimi.
GüllüayAy kadar güzel ve zarif.
GüllüşahGüzelliğiyle nam salmış olan.
GüllüşanGüzelliğiyle şöhretlenmiş.
GüllüselCoşkulu güzellik.
GülmüşGülümseyen, güler yüzlü.
GülnazGül gibi güzel, ince, narin, nazlı.
GülnisaGül gibi kadınlar anlamında
GülnurIşık saçan güzellik
GülözGül gibi temiz olan.
GülpembeGül pembesi yanakları olan.
GülruGül yüzlü, gül yanaklı
GülruhRuhuda fiziği kadar güzel olan.
GülşadGüzelliğiyle sevinç duyan.
GülşahGüzelliğiyle ün salmış olan
GülsahnGüzelliğiyle nam salmış olan.
GülsalGüzelliğiyle nam salmış olan.
GülşanGüzelliğiyle şöhretlenmiş
GülselCoşkulu bir güzelliğe sahip olan.
GülseliCoşkulu bir güzelliğe sahip olan.
Gülseli(N)Coşkulu bir güzelliğe sahip olan
GülselinCoşkulu bir güzelliğe sahip olan.
GülsemaEşsiz bir güzelliğe sahip olan.
GülserenGül dağıtan, serpiştiren.
GülsevenGüzellikleri seven.
GülseverGül gibi güzellikleri sever.
GülsevilGüzelliğiyle sevilen.
GülsezerGüzel olacağı önceden bilinen.
GülsezgiGüzel olacağını önceden bilen.
GülsezinGüzel olacağımı bilin.
GülsimParıl parıl parıldayan, ışıldayan güzellik.
GülsimaGüzel ve sempatik bir yüze sahip olan.
GülsinemGüzelliği yüreğinde barındıran.
GülsoyGül gibi güzelliklere sahip bir soydan gelen.
GülsuGül ve su gibi güzel
GülsümYuvarlak yüzlü güzel. .
GülsümeYuvarlak yüzlü güzel.
GülsunGüzelliğinle örnek ol.
GülsunaSuna boylu, gül gibi güzel kız.
GülsunamGüzelim, selvi boylum.
GülsunanGüzelliğiyle örnek olan.
GültabGüzelliğiyle göz kamaştıran.
Gültan“Gülten” isminin bir başka söyleniş biçimi. 2. Tan vaktinin güzelliğine sahip olan.
GültaneYeni açmış gül, gonca. 2. Tek gül.
GültazeGül gibi taze kız.
GültenGül tenli, vücudu gül gibi
GülücükYüzünden tebessümü hiç eksik etmeyen, durmaksızın gülümseyen.
GülümBenim gülüm. 2. Canım.
GülümcanGüzel, içten dost.
GülümnurGöz kamaştıran bir güzelliğe sahip olan.
GülümşahGüzelliğiyle nam salmış olan.
GülümşanGüzelliğiyle şan, şöhret sahibi olan.
GülümserGülümseyen, mutlu kişi.
GülümsesÇok güzel sesi olan.
GülümsoyGüzel bir soydan gelen.
GülümsuBerrak bir güzelliğe sahip olan.
GülüzarGül yanaklı, al yanaklı.Türk musikisinde mürekkep bir makam
GülverenGüzellik saçan, göz kamaştıran·
Gün24 saatlik zaman dilimi
GünanDoğumuyla sevinç getiren
GünayGün gibi aydınlık kişi
GünaydınGününüz aydınlık ve güzel olsun.
Güncanİçtenliğin sevecenliğin günü.
GüncelGelecek gün. 2. Günün konusu olan, şimdiki, bu günkü, aktüel.
GündüzGünün aydınlık bölümü
GünebakanAy çekirdeğinin çiçeği, beyaz, sarı büyük çiçek.
GünelGüneş gibi aydınlık ve ışık saçan.
GünerGüneşin doğma zamanı
GünerdiGüneşin batışı, akşama doğru.
GünferGün ışığı, aydınlık.
GüngörMutlu yaşa, çok yaşa
GüngülAydınlık, güzel gün.
GüngülenGülen, aydınlık yüz.
GünistanBeyaz, parlak tenli.
GünsalGüneş gibi, ışık salan.
GünşanGüneş gibi şanlı, şöhretli.
GünsaySaçtığı ışığa saygı duyulan.
GünselGünle ilgili güne ait
Günsenin´Senin günün´ anlamında kullanılan bir ad.
GünserinSerin, ferah, güzel gün.
GünsevSevilen, beğenilen gün.
GünsoyIşık saçan bir soydan gelen.
GünsuGün gibi aydınlık, su gibi berrak
GüntanTan ışıltısı, tan aydınlığı.
Güntenİçindeki aydınlık dışına vurmuş olan.
GüntülüGün kadar ışık saçan, tül kadar zarif. Gün ışığı.
GunüdeUykuya dalmış olan.
GünühanGüzelliğiyle nam salmış olan.
GününurGüzelliğiyle göz kamaştıran
GünüşenGüzel, neşeli, sevinçli.
GünütanGüzel, içten dost.
GupseGönülden, candan, sevecen.
GüralGücünle hakkını almasını bil. 2. Güçlü ve kırmızı olan.
GürayBol ışıklı ay, güçlü ay
GurbetGariplik, yabancılık, yuvasından, yurdundan veya kentinden uzakta olmak
GürezSüslü, zarif, şık, havalı.
GürgülCoşkulu kahkahalar atan.
GürgülenCoşkulu kahkahalar atan
GürizanGüçlü anlayış, kavrayış. 2. Güçlü inanç.
GürnurCoşkulu ışıklar saçan.
GürşanŞanı, şöhreti bol olan.
GürselBol miktarda ve taşkın olarak akan sel suyu
GürselinGürül gürül akan su.
GürşenCoşkulu, neşeli, içi içine sığmayan.
GuşıdarSalkım ağacı, akasya.
GüvemYeşillik, tabiat güzelliği
GüvenGüvenmekten, yürekli ol anlamında
Güvenayİnsanın içinde ferahlık uyandıran.
GüvercinBarış simgesi evcil bir kuş.
GüzaySonbaharı hatırlatacak kadar güzel
GüzelHoşa giden, hayranlık uyandıran
GüzelayAy güzelliğine sahip olan.
GüzelgülGül kadar güzel olan.
GüzelgüzSonbahar güzelliğine sahip olan.
GüzelimCanım, aşkım, bir tanem.
GüzelnazYaptığı naz çekilir.
GüzelnisaGüzel kadınlar .
GüzelnurGüzelliğiyle göz kamaştıran.
GüzelşanGüzelliği dilden dile dolaşan.
GüzelsoyGüzellikleriyle bilinen bir soydan gelen.
GüzelsuGüzelliğinin yanı sıra, temizliği ve saflığıyla da göz dolduran
GüzeltanTan vaktinin güzelliğe sahip bulunan.
GüzelyarGüzelliğiyle sevilen sevgili.
GüzeyAz güneş alan, çok gölgeli kuzey yamaç.
GüzideSeçkin, seçme, seçilmiş
GüzincanSeçkin ve sevilen kişi. 2. Dost, arkadaş.
HabibeSeven, sevgili, dost
HabideUykucu, uykuya dalmış.
HabikeAçık gecelerde gökyüzünde boydan boya görülen uzun yıldız kümesi.
HabileHamile, gebe, yüklü.
HacceHacca giden kadın. 2. Hacı kadın, hacı kız.
HacerTaş, kaya parçası, çakıl.
HacergülTaşlar arasında yetişen gül.
HacilUtancından yüzü kızarmış
HacıgülHacca gitmiş gül gibi güzel kadın.
HacıhanımHacca gitmiş kadın.
HacıkadınHacca gitmiş kadın.
HadiceErken doğmuş kız çocuğu.
HadiyeDoğru yolu gösteren, hidayet eden.
HafizeKoruyucu, esirgeyici
HafızaEdinilmiş bilgileri -akılda tutma, unutmama yetisi.
HafsaHz.Ömer’ in kızının ismidir. Manası aslan yavrusudur.
HakgüzarHaktan yana, hak yanlısı.
HakiYeşile çalan koyu sarı renk, toprak rengi.
HakikatBir işin doğrusu, gerçeği
HakimeKişinin dilediği gibi kullanabilecek hakka malik olduğu malı.
HalavetTatlılık, şirinlik.
HalayAnadolu’nun çeşitli bölgelerinde davul ve zuma eşliğinde toplu olarak oynanan bir halk oyunu.
HaleGüneşin çevresindeki ışık
HalecanCandan, içten dost
HalenazKutsallığıyla nazlanan.
HaletHal, durum. 2. Takdir.
HalideSürüp gelen, geç yaşlanan
HalileZevce, kadın, nikahlı eş.
HaliseKarışık olmayan, saf, katıksız.
HamasetYaradılıştan gelen cesaret 2. Yiğitlik.
HamdiyeTanrı’nın ululuğunu övmek için söylenen şükran sözü.
HamideŞükredici, hamd edici
HaminneYaşlı ve saygı duyulan kadın!
HamiyeKoruyucu; koruyan, arka çıkan.
Hamiyetİnsanın aile ve ülkesini koruma çabası, iyilikseverlik
Hanbeğendi“Hanın hoşuna gitti anlamında kullanılan bir ad.
HanbegümHanın karısı, hükümdar eşi
HanbikenHükümdar karısı. – bk. Hanbike
HandeGülüş, eğlence, mutluluk.
HandecikEğlenceli, sevimli.
HandenurIşığın açılması. 2. Gülmesiyle ışık saçan.
HanifMüslümanlığa sıkı sıkıya bağlı olan.
HanneH.z Meryemin annesinin adı.
HansaArapların en büyük ünlü hanım şairi.Müslüman olmuştur.
HansultanHükümdar ve sultan.
Hanüman1. Ev bark, ocak, yuva. 2. Ev halkı, çoluk çocuk.
HarranÜlkemizde bereketli bir ova.
HasatEkin kaldırma işlemi.
HasgülGüllerin hası, değerli, kıymetli.
HasibeKişisel değeri olan, ünlü soydan gelen
HasılaBir işten elde edilen sonuç
Haskızİyi nitelikleri kendinde toplamış kız.
HasletDoğuştan gelen güzel huy
Hasnaİffetine düşkün kadın
HaticeErken doğan kız çocuğu
Hatice NurErken doğan güzel kız çocuğu.
HaticenurErken doğan güzel kız çocuğu.
HatifeSesi duyulduğu halde kendisi görünmeyen.
HatunEskiden yüksek kişilikli kadınlara veya hakan eşlerine verilen san.
HatunanaDeneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın.
HaverGüneşin doğduğu, yön, doğu.
HavleEtraf, çevre, güç, kuvvet
HavvaYaratılan ilk kadının adıdır.
Havva NurAllah’ın ilk yarattığı kadın, parıltı, ışık
Hayalİnsanın beyninde kurduğu düşünceler, kesitler, olaylar
HayatYaşam, doğumdan ölüme kadar geçen süre
HayranÇok beğenen, hayranlık duyan.
HayretBeklenmedik, garip bir şeyin sebeb olduğu şaşkınlık, şaşırma, hayrete düşme.
Hayriyeİyilikle ilgili, uğurlu
HayrunisaKadınların hayırlısı, uğurlu kadın.
HayrünissaKadınların hayırlısı
HayrunnisaKadınların hayırlısı.
HazalKuruyan ağaç yaprakları
Hazel/HazalKuruyup dökülen ağaç yaprakları
HazimeTedbirli, akıllı. 2. Hazmettiren, sindiren.
HazineAltın, gümüş, mücevher gibi değerli eşya yığını, büyük servet. 2. Değerli şeylerin saklandığı yer. 3. Gömülü veya saklı iken bulunan değerli şeylerin bütünü. 4. Kaynak.
HaziranYaz aylarından biri
HejmarAdet, sayı, miktar.
HelalDin bakımından yenilmesinde. kullanılmasında sakınca bulunmayan şey. 2- Nikahlı, evli kadın.
HelenYunan asıllı bir isimdir; güneş ile alakalıdır.
HennaKına ağacı, muhabbet ağacı
HepgülYaşam boyu gül, mutluluk içinde yaşa
HepözÖzünü devamlı koruyan, bozulmayan, özü sözü bir.
HepşenNeşeli ve güzel ol.
HeraMitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça.
HesiyanHissetmek, duygulanmak.
HevalDost, yoldaş, arkadaş
Hevesİstek, bir şeye duyulan arzu.
Hevi1. Umut 2. Düş, rüya.
HeydedanÇok parlak, göz kamaştıran.
HeyecanSevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi gibi sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu. 2. Coşku.
Heyranİyi dost, aziz dost.
HezarBülbül. 2. Çok, pekçok.
HicranAyrılık, ayrılığın verdiği derin keder, acı manalarındadır.
HiçsönmezSonsuza değin yaşar, sonsuza değin sönmez
HifaSabreden, çok güzel ve varlıklı bir kadın sahabenin adıdır.
HikmetGizine, sırrına erişilemeyen.
HilalAyın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, yeni ay.
Hilâl / Hilal(Arapça)Ayın ilk günlerdeki durumu, yeni ay, ayça.
HildeKurtulmak, yükselmek, ilerlemek
HilmiyeYumuşak huylu, ince nazik kimse.
HinarNar meyvesi gibi bereketli.
HiraSuudi Arabistan’daki Hz. Muhammed’in peygamberlik görevini aldığı Hira Dağı
HiranurMekke’de bulunan Hz Muhammed’ e ilk vahiy gelen dağda zuhur eden ışık, nur
HıfziyeEzberleme. 2. Saklama, koruma.
HıramanSalına salına, naz ve eda ile yürüyen.
Hoşcanİyi insan, güzel kişi.
HoşfidanTatlı, sevecen genç.
HoşgülTebessümü eksik olmayan.
HoşnigarResim gibi hoş sevgili.
HoşnümaGüzel ve hoş görünen görünmü etkili ve güzel.
HoşnurSevimliliği ve cana yakınlılığıyla ışık saçan.
HoşnutHerkesi memnun eden.
HoşsesTatlı, edalı, işveli.
HoşsoyTatlı, sevimli bir soydan gelen.
HoştenYüreğinin sevimliliği dışına vurmuş olan.
HulkiyeYaradılıştan gelen huy.
HulyaKuruntu. 2. Kurgu. 3. Fikir. 4. Sevda,
HümaEfsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu
Hüma/Humaİnsanlara mutluluk getireceğine inanılan kuş.
HumayUğur getiren devlet kuşu.
HumeyraAklık, beyazlık. Beyaz tenli kadın.
HürayAy gibi özgür ve güzel.
HürgülGül gibi özgür ve güzel.
HürgüzSonbaharın özgürlüğü.
HuridilSözleriyle herkesi kendine hayran bırakan
HurigüzMahsun, hüzünlü güzel.
HurinazNazlı güzel, nazenin
HurinurIşık saçan güzellikte olan.
HurişahGüzel ve etkili kadın.
HurişanGüzelliğiyle ünlenmiş olan.
HurişenFiziğiyle güzel ve de yüreğiyle içten olan.
HurisesSesinin güzelliğiyle herkesi kendine hayran bırakan.
HurisuGüzelliği ve temizliğiyle bilinen.
HuriyeMelekle ilgili, melek gibi
HuriyüzÇok güzel yüzü olan.
HürmüzZerdüşt dininde, iyilik ve hayır tanrısı
HürnazNazlanmakta özgür olan
HürremSevinçli şen, neşeli.
HürşanÖzgürlüğü şanına, şöhretine uygun yaşayan.
HürsayBağımsızlığıyla saygınlık kazanmış olan.
HürselÖzgürlüğünü yüreğinde coşku ile taşıyan
HürsenÖzgürlüğüne düşkün olan.
HürsoyÖzgürlüğüne düşkün bir soydan gelen.
HürsuKendi yolunda ilerleyen – Bildiğini okuyan
HüsnaÇok, en çok, pek çok güzel” gibi anlamlara gelmektedir.
HüsniyeGüzellikle ilgili, güzelliğe ait
Hüsnünazarİyi gözle görme.
Hüsnüye“Hüsniye” isminin bir başka söyleniş biçimi.
HüsranBeklenilen şeyin elde edilememesinden duyulan acı
HüsünGüzellik, iyilik, olgunluk
HüveydaApaçık, besbelli, ortada
İçilKıyıdan içerde bulunan il.
İçimBir yudumda içilecek miktar; bir şey içilirken alınan tat ; çok güzel çok alımlı, çok çekici anlamında da kullanılır.
İclalAzamet, büyüklük, ağırlama, ikram
İçliKolay duygulanıp incinen, içlenme huyu olan, duygulu kişidir.
İçtenGönülden, cana yakın, candan
İdilKır yaşamını anlatan kısa şiir ya da yazı
İdilsuSu için yazılmış şarkı ya da şiirdir.
İdlalNaz etme, aşırı nazlanma.
IfakatHastalıktan kurtulma, iyileşme, ayılma.
İffetTemizlik, namuslu olmak anlamını taşır.
IhlamurGüzel kokulu, çiçeği kurutularak şifa niyetine çay olarak içilen bir ağaç
İhmirarKızarma, kızıllık anlamındadır.
İkbalBaht açıklığı, işlerin doğru gitmesi, gelecek anlamındadır.
İklimBir ülke ya da bölgenin ortalama hava durumunu belirleyen meteorolojik olayların tümü.
İklimaHz. Adem’in ilk kız çocuğu, dünyaya gelen en güzel 3 kadından biridir diye rivayet edilir.
IknatAllah’ a dua etme yalvarma anlamındadır.
İkraHz. Muhammed (S.A.V) inen ilk Vahiy
İkranurHer şeye Rabbin ismi ile başlayan, nurlu insan.
İkrasuBerrak akan su, temiz ve saf. İkra+Su
İksirEskiden hayatı ölümsüzleştirmek, madenleri altına çevirmek gibi olağanüstü etkileri olduğuna inanılan sıvı. 2. İç ferahlatıcı ilaç veya içki. 3. Aşk ilham eden büyülü içki.
İlafBu isim, Kureyş Suresi’nde yer alır. Bir şeyleri birleştirmek, sevmek, uzlaşmak, anlaşmak anlamına gelir.
İlaryaGümüş balığının küçüğüdür.
İlbükeİlbey hanımı, seçkin hanım
İlcanÜlkenin canı, sevdiği
İlçinİlde olan, ülke için yaşamak.
IldemYaptığından pişman olmayan.
Ildır1. Alacakaranlık. 2. Parıltı, ışıltı.
IlgazAtın dört nala koşması, hücum
İlgiİki şey arasındaki bağıntı, bağ, ilişki; bir şeye karşı duyulan bilme isteği
İlginYabancı, gurbette yaşayan
İlginayGurbette yaşayan güzel.
IlgımÇölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltısı, seraptır.
IlgınKumlu topraklarda yetişen ve çit bitkisi olarak kullanılan ağaççık.
IlgıtEsinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında
İlgünÜlke güneşi, başkaları, yabancılar
İlisuSulak yer, hareketli yer.
İlkcanGenellikle ailenin ilk doğan çocuğuna verilen bir ad) ilk sevgili
İlkeTemel alınan düşünce, kural
İlkgül(ailede ilk doğan kız çocuğuna konur) güllerin ilki, ilk gelen gül
İlkimİlk çocuklara verilen addır. Benim ilk olanım anlamındadır.
İlknazİlk doğan kız çocuklarına verilen isimdir. İlk yapılan naz gibi, çok nazlı gibi anlamları vardır.
İlknurİlk nur, İlk gelen ışık
İlksalİlk çocuk olmasıyla övünülen.
İlksayİlk olmasıyla özen gösterilen.
İlksel(ilk çocuk ya da ikizlerden ilk doğan için) ilk gelen sel
İlkyazBahar sonu, Yaz başlangıcı
İlmaParlama, belirme, işaret etme
İlmiyeİlme ait, ilme mensup anlamındadır.
İlnurÜlkenin, çevrenin ışığı.
İlselİlle ilişkili, yurtla ilişkili
İlserYurdu için baş veren.
İlsuÜlkenin suyu, bereketi
İltaçYurdunu taçlandır, onurlandır.
İlterYurdu koruyan, yurtsever
İlyaİnsan anatolojisinde böğür anlamındadır.
İmbatYazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgarı, deniz yeli.
İmeceElbirliği ile yapılan çalışma.
İmgeDüş, hayal, görüntü, tasarım
İmranEvine bağlı, evcimen anlamında
İmrenİmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği
İnalKendisine inanılan kimsedir.
InannaSümer mitolojisinde hayat ve ask tanricasi.
İnceİnce yapılı; kalınlığı az olan; düşünce, davranış bakımından incelik gösteren
İnciİstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi
İncidilDeğerli sözler söyleyen.
İncifemİnci gibi güzel olan.
İncigülİnci tanesi ve gül gibi güzel
İncilayAy’ın ince olduğu hali.
İncinurİnci gibi ışıklı, parlak
İncisoyİnci gibi bir soydan gelen.
İndiraGirişim. 2. Önegeçme.
İnselİnsani, insana yakışan.
İnşirah1. Açıklık, ferahlık, rahatlık. 2. Kur'an-I Kerim'de bir sure.
İparYüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek
İpekİpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel
İpekelİpek gibi yumuşak el
İpektenİpek gibi, ipekten yapılmış; teni çok güzel olan, ipek tenli
İradeistek, dilek. 2. Buyruk. 3. Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü.
IrasHakkına rıza gösteren.
İremKuran’ da geçen sahte cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe
İrgünGünün çok erken zamanı
IrisGözbebeği, göznuru. Göze parlaklık ve renk veren bölüm.
IrmakAkar su, dere, gibi su kaynağı türüdür.
İrmanArzu, istek. 2. Davetsiz gelen misafir.
İrvaSuya kandırmak, bolca sulamak.
İrzaGönlünü hoş etme, gönül alma.
İşcenÇok çalışkan, çalışmayı işi seven
IşıkBazı cisimler tarafından tabii halde ve akkor haline gelinceye kadar ısıtıldığında yayılan, cisimleri görmemizi sağlayan ışıma, aydınlık, ziya, nur
IşıltıParıltı, titrek ışık
IşınBir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti
IşınbikeAydınlık saçan kadın
IşıngünIşılar, ışık saçar, aydınlanır gün; ışıyan Güneş
IşkınBitki filizi, asma sürgünü
İslim1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buhar.
İsmet1. Masumluk, günahsızlık, temizlik. 2. Haramdan çekinme, namus.
İsmiayAdıda kendi gibi güzel olan
İsmicaniçten olması temenni edilen.
İsmigülGül gibi güzel olması temenni edilen.
İsminazNazlı, adı nazdan gelen.
İsminurNur gibi ışık saçması temenni edilen.
İsmişanAdı gibi şanlı, şöhretli olması temenni edilen.
İsmişenAdı gibi neşeli olması temenni edilen.
İsnaÖvme, şükretme, değer, yükseltme.
İsraGece yürüyüşü. Geceleyin yürütme, gönderme, bir yerden bir yere ışınlama. Hz. Muhammed’ in Miraç gecesinde yaşadığı özel hal.
İstekBir şeye duyulan içsel eğilim; birinden yerine getirilmesi istenilen şey
İstemihanİradeli, arzulu, yönetici.
İşvebazNaz edici, kırıtkan, cilveli.
İtibarSaygı, önem, onur, şeref.
ItırGüzel koku, bir çiçek
İyimserİyi şeyler düşünen, her konuda, kötü şeyleri düşünmeksizin umutlu olan, herşeyi iyi yönüyle gören manasındadır.
İzabelDişi, kadın. İsabella isminin bir başka yazılış halidir. Yabancı isimdir.
İzanAnlayış, kavrayış, akıl, terbiye.
İzelİz + El /El izi anlamında
İzgiİyi, güzel, akıllı, adaletli
IzgınTohumlarından yağ çıkarılan bir bitki
İzimÖnceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında
İzlemGözlem, izlemek eylemidir.
JadeYeşim taşı. Yarı değerli yeşil renkli bir taş.
JaledarÜzerine şebnem düşmüş, kırağılanmış
JalenurParlayan, ışıldayan, çiğ
JanseliGüneşin doğduğu yer.
JarinYakınmak, haykırmak.
JehatBecerikli, yetenekli.
JerfiDerinlik. Derin deniz.
JeyanKükreyen ve kızmış olan.
JildaYaşamın önünde duran kimse.
JülideKarışık, dağınık saç. Derinlik.
KaderYazgı, alın yazısı, talih, kişinin hayat planı manasındadır.
KadimeEski, önceki hali hakkında bilgi sahibi olunmayan
KadireÇok kuvvetli, gücü tükenmeyen
KadınDişi cinsten erişkin insan. 2. Evlenmiş kız. 3. “Bayan” anlamında kullanılan bin ünvan. 4. Analık veya veya
KadınanaDeneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın.
KadriyeDeğer, kıymet, onurla ilgili.
KafiyeŞiirde, mısra sonunda yer alan kelimelerin ses benzerliği.
KahyaKonak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse.
Kaila/KaylaPür, saf, katıksız, kötülükten uzak kimse anlamındadır.
KainatVar edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar. Evren, alemler…
KalenderAza tamah eden, alçakgönüllü, sade.
Kamber1. Köle, itat eden. 2. Dost, arkadaş.
KamelyaÇok güzel çiçekleri olan bir bitki
KamerAy. Kuran’ da sure adı
Kamertab1. Aydınlık, ışık. 2. Ay ışığı, mehtap.
KamileBütün, eksiksiz, olgun
Kamuranİstediğine ulaşmış, mutlu
KaniyeElindekiyle yetinen. 2. Aklı yatmış, kabullenmiş.
KaracaRengi karaya yakın, esmer
KaranfilKokulu bir çeşit çiçek
KardelenKar üzerinde çiçekleri görülen beyaz zarif bir çiçek
KarinYakın, nail olan, hısım
KarinaCarina takım yıldızının adı
KarmenParlak kırmızı renk
KarselKarın erimesiyle oluşan sel.
KarsuKarın suyu ya da sulu kar.
KaryağdıKarlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad.
KaşifeBulan, ortaya çıkaran.
KatibeYazıcı, devlet memuru.
KatmerBir şeyi oluşturan katlardan her biri. 2. Arasına yağ veya kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği.
KatreDamla. Damlayan şeydir.
KayanselTaşkın, akarsu seli, sel27
KaylaMasum, temiz, katkısız, saf… Yunancadır.
KaymakSütün yüzünde zar gibi toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman. 2. Bir şeyin en iyi ve en seçkin bölümü.
KayraYüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik, ihsan, lütuf
KâzimeÖfkesini, hırsını yenebilen kimse.
KebireBüyük, ulu, yaşça büyük.
KederKaygı, üzüntü, tasa.
KejeSarışın kız çocuğu. Kürtçedir.
KekikGüzel kokulu bir bitki.
Keklik1. Güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve
Kelebek1.Vücudu kanatlan ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türü olan böcek. 2.Narin, ince kadın.
KenterŞehir terbiyesi almış, kentli.
KerimeAyet, kız evlat, kıymetli anlamları taşır. (Ayet-i Kerime)
Keşfiye1. Keşifle ilgili. 2. Keşfeden.
KevserCennette bir akarsuyun adı
KezbanAslı Kedbanu – vekilharç kadın (evi çekip çeviren) Ev kadını, evine ve kocasına bağlı kadındır. Bir diğer anlamı; yalan, yalancıdır.
Kezban/Keziban1. Bir yeri yöneten kadın kahya. 2. Ev kadını, evine ve kocasına bağlı kadın
Kibare1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan. 2. Seçkin,
KibariyeKibar, nazik kadın.
Kifaye1. Yetişme, el verme, kâfi gelme. 2. Bir işi yapabilecek nitelikte olma.
Kifayet1. Yetişme, el verme, kâfi gelme. 2. Bir işi yapabilecek nitelikte olma.
KimyaMaddelerin temel yapılarını¸ bileşimlerini¸ vb.ni inceleyen bilim.
KirazGülgillerden bir meyve ağacının sulu tek çekirdekli meyvesi
KırçiçekKır çiçeği, yabani çiçekler.
KısmetTalih, nasip, kader
KıvılcımYanmakta olan bir ateşten sıçrayan küçük ateş parçasıdır.
KızhanımAz bulunur hanımefendi.
KızılcaKırmızı renge çalan
KızılcıkKızıl renkli, küçük ekşimsi meyveleri olan ağaçcık.
Kızımay“Kızım ay gibi parlak ve güzeldir” anlamında kullanılan bir ad.
KoncaAçmamış çiçek, gonca
KorgülKor renginde, kızıl gül.
KörpeTazeliği üstünde, daha büyümemiş. 2. Yeni yetişmekte olan.
KösemSürünün önünden giden, yol gösteren koç. Cildi temiz, pürüzsüz.
Közİçinde küçük kor parçaları bulunan kül
Kozaİçinde tohum ya da krizalit bulunan korunak
KrizantemSadakat anlamına gelen çiçektir.
KübraEn büyük, çok büyük manasındadır.
KudsiyeKutsal, saygı uyandıran.
KudsiyetKutsallık. 2. Saflık, anlık, temizlik.
KuğuBeyaz tüylü bir su kuşu
Kulanİki üç yaşında dişi tay, kısrak.
KumralAçık kestane rengi, bu renkte olan
KumruGüvercine benzeyen bir kuş türü
KumsalDeniz kenarı üzeri kumla örtülü yer, sahil.
KurtuluşTehlikeli veya kötü bir durumdan kurtulma.
KutalMutlu ol anlamındadır.
Kutan1. Saban. 2. Saka kuşu.
KutbiyeKutupla ilgili, kutba ilişkin.
KutgünUğurlu, kutsal zamanda doğan.
KutluUğur getirdiğine inanılan, uğurlu, ongun, mübarek.
KutluayUğurlu, şanslı ay.
Kutluay/KutlayUğurlu, kutlu ay.
KutlucanŞanslı, uğurlu dost.
KutlumaralUğurlu dişi geyik, kutlu geyik
KutlunurŞans ışığı veren.
KutlusunŞanslısın, uğurlusun.
KutsalUğurlu sel, hayırlı sel
KutsalanUğur getiren, kutlu.
KutsalarUğur getiren, kutlu.
KutsanUğurlu, talihli ad.
KutselUğuru bol olan, çok çoşkulu
KutseliMutluluk seli, büyük coşku
Kutun1. Mutlu. 2. Kutsal.
KuzayGüneş görmeyen gölgelik yer.
KuzeyGüneşi az gören yer; kuzey
Laçin1. Bir cins şahin. 2. Sarp, yalçın. 3. Şiddetli.
LalDili tutulmuş, konuşamayan.
LaleYaprakları uzun, çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi
LalegülTürk Müziğinde bir makam.
LâleruhLâle yanaklı, yanağı lâle gibi kırmızı olan
LalinEski dilde kırmızı renkli olan.
LarissaYunanistanda antik bir şehir.
LatifeYumuşak, hoş nazik / Espri, şaka
LavantaLavanta çiçeğinden elde edilen ispirtolu güzel bir koku.
LayikeUlaşılması gereken herhangi bir amaca veya maddeye uygun olan.
LebrizAğzına kadar dolu olan.
LedeynaAllah’ın makamı, huzuru
LemanTitrek / Parlamak / ekin toplamak
LenaBizim için, bizden biri.
LetafetHoşluk, güzelliktir.
LevinRengarenk, renk, boya anlamındadır.
LeylaUzun ve karanlık gece, çöl gecesi.
LeylakMor ve beyaz renklerde çiçek açan, salkım şeklinde, hoş kokulu bir bitki
LeyliGeceye özgü, gece yapılan
LezizLezzetli, tatlı, hoşa giden
LezizeTadı, güzel, hoş olan.
LidyaAnadoluda eski bir uygarlık adıdır.
LimonTurunçgillerden bir ağaç ve bu ağacın meyvesi
LinaKuran’da da geçen Lina ’nın anlamı hurma fidesi demektir.
Lindaİsyanyolca’da güzel anlamına gelen isim.
LirikCoşkun.ilhamla dolu.
Liva1. Bayrak. 2. Mülki idarede kaza-vilayet arasında bir derece, sancak. 3. Tugay. 4. Tuğgeneral. 5. Livai saadet, Liva-i şerif.
LivanurHz. Muhammed s.a.v. efendimizin bayrağı.
Liyakat1. İktidar, güç. 2. Erdem
LiyanSarmaşık türü adıdır.
LizgeÇiçek tomurcuğu anlamına gelir.
LodosGüneyden esen rüzgar
LoyaLazca’da tatlı kız anlamına gelen kelime.
LşılarParlayan, ışıldayan. 2. Neşeli, canlı.
LşılayAy ışığı, parlak, ışıldak
LşıldarGöz alıcı, ışık saçan.
LşıltanTan yerinin ışığı.
Lulubarİnci yağmuru manasındadır.
LüteBükülmüş, dürülmüş, düzeltilmiş şey.
Lütfiyeİyi muamele, güzellik ve hoşlukla ilgili
Lütufİyilik, güzellik, hoşluk
MacideŞan ve şeref sahibi
MağfiretTanrı’nın kullarının günahlarını bağışlaması. 2. şefkat, acıma ve yargılama.
MahibeBereketli ve heybetli.
MahidevranMah Ay ya da güzel yüz, devran ise devir veya zaman manasına geliyor. Bu durumda mahi devran, kelime anlamı olarak zamanın güzeli, devrinin güzeli’, ‘zamanın ayı manalarına geliyor.
MahinurAy yüzlü nurlu güzel.
MahizarAyın çok olduğu gece.
MahizerAltın renginde ay.
MahınevYeni ay, ayça, hilal.
Mahmude1-Övülmüş, Methedilmiş; Övgüye Değer, Övülmeye Değer. 2-Allah’a çok şükreden, çok hamt eden.
MahmureSarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Süzgün ve dalgın bakışlı göz.
MahpareAy parçası, çok güzel kadın. – bk. Mehpare
MahperiAy gibi güzel olan kız.
MahpeykerGüzel yüzlü, nurlu. Kösem Sultan’ın adıdır.
MahremGizli, saklı. 2. İçli dışlı, sırdaş.
MahruYüzü ay gibi güzel olan.
MahrumeYoksun kalmış. 2. Payı kısmeti olmayan, şanssız.
MahrurAlevlenmiş, ateşli.
MahşerKıyamet günü ölülerin dirilip toplanacakları yer ve zaman.
MahsureKuşatılmış, sarılmış.
MahtenAy gibi beyaz, ışıklı, parlak teni olan.
MahterYeni ay, ayça, hilal.
MahurKlasik Türk müziğinde bir makam.
MahzureÇekinme, sakınma. 2. Korku. 3. Savaş.
MaideYemek sofrası manasına gelir. Kuran’ın 5. Suresinin ismidir. Surede gökten inen sofra olarak maide ismi geçer.
MakbuleAlınan, kabul olunan, beğenilen
Maksudeİstenilen şey, murat.
MaksureKısaltılmış. 2. Elinde olmadan, zoraki. 3. Alıkonulmuş. 4. Camilerde büyükler için ayrılan yüksekçe yer.
MakuleTür, çeşit. 2. Soy.
MalikeSahip olan, elinde bulunduran.
MamureBayındırlık . 2. Kent, kasaba.
ManaAnlam. 2. Düş. 3. İçyüz, 4. Akla yatkın neden.
ManolyaÇok güzel çiçekleri olan bir bitki
MansureTanrı yardımıyle zafer kazanmış. 2. Yardım görmüş.
MarifetUstalık, hüner. 2. Uygun olmayan, hoşa gitmeyen.
MariyeMısır’da Şen’un adında birinin kızı olup hicretin 7. yılında kızkardeşi Şirin ile birlikte, Mukavkıs tarafından Hz. Muhammed’e (s.a.s) hediye edilen kıbti bir cariye. Hz. Peygamberin hanımlarından küçük yaşta ölen oğlu İbrahim’in annesi
MartıBeyaz ve parlak yeşil renkte deniz kuşu.
MarufeBilinen tanınan. 2. Ün kazanmış, ünlü. 3. Dinsel bakımdan iyi bulunmuş, beğenilmiş kimse.
MarziyeRazı olma, hoşnut olma, memnuniyet manasındadır. Nefs-i Marziye olarak tasavvufi nefis mertebelerinin birinin de adıdır.
MaşukaSevgi, sevilen yavuklu.
MaveraBir şeyin ötesinde bulunan, görülen alemin ötesi anlamındadır.
MavişAk tenli ve mavi gözlü
MayısBir bahar ayı ismidir.
MazlumeZulüm görmüş, haksızlığa uğramış, ezilmiş, yıkılmış. 2. Uysal boynu bükük, nazlı.
MebrukeKutlu, bereketli kadın
MebrureHayırlı, beğenilmiş
MebuseGönderilmiş, yollanmış. 2. Milletvekili. 3. Öldükten sonra diriltilmiş olan.
MecideŞan ve şeref sahibi. 2. Büyüklük, ululuk.
MecraSuyun aktığı yatak, suyoludur. Bir işin gidiş yoludur. Bedendeki ahlatın alıştığı yol.
MedihaMethedilmiş, övünülmüş, beğenilen kadın
MedineArabistan’da bir şehirdir. Hz. Peygamberin kabrinin bulunduğu şehirdir.
MefbaretÖvünülecek şey, övünmeye neden olacak şey.
MefharetÖvünç, övünme, kıvanç.
MefkureUlaşılmak istenilen en yüce amaç, ülkü, ideal
MeftuneGönül vermiş, tutkulu, tutkun.
MehcureUzaklık. ayrılık, 2.-Bir kenara bırakılma.
MehpareAy parçası, çok güzel
MehtiyeDoğru yolu bulan, hidayete eren. – bk. Mehdiye
MehveşAy kadar güzel olan
MelaDoluluk, topluluk, ova gibi anlamları vardır.
MelahatYüz güzelliği, cemal
Meldaİnce ve taze vücutlu, genç, körpe, nazik
MelekÇok güzel, çok dürüst, tertemiz
MelekcanÇok iyi dost. 2. Karakteri iyi olan.
Meleknur1. Allah’ın nurdan yarattığı varlıklar. Allah’ın emirlerine tam itaat eden varlıklar. 2. Halim, selim güzel huylu kimse.
MelihaGüzel, sempatik, şirin
MelikeKadın hükümdar, hükümdar karısı
MelikenurHayatı aydınlık kadın kraliçe
MeliknazNazlı, güzel, terbiyeli.
MelinaKökeni yunanca olup bal anlamına gelmektedir.
MelinayCennete düşen ilk yağmur damlası.
MelindaBir anlamı bal olarak rastlıyoruz. Diğer anlamı da benim güzel kızım demektir.
MelisaTatlı, bal gibi, kokulu bir bitki adıdır.
MelissaBir tür kokulu, otçul bitki, oğul otu.
Melissa / Melisa1.Bir tür kokulu, otçul bitki, oğul otu. Baklagillerden, yaprakları lio
MellisaBaklagillerden, yaprakları limonu andıran kokulu bir bitki.
MelodiEzgi, müzik parçası
MeltemHafif rüzgar, yaz rüzgarı
MemduhaÖvülmüş, yüceltilmiş. 2. Övgüye değer.
MemnuneSevilmiş, sevinçli.
MenaSansikritçe bir isimdir. Bilgili demektir.
MenalYetiştirme, nâil olma, kavuşma. Osmanlıcadır.. Ele geçirilen, sahip olunan şeye denir.
MenekşeMor renkli bir kır çiçeği.
MenevişRenk dalgalanmaları.
MenevşeKokulu çiçekler açan bir bitki.
MensureSaçılmış, serpilmiş.
MenzureAdanmış, adak olarak belirtilmiş.
MeralMeral (Maral) Dişi geyik
MeramArzu, istek, niyet demektir.
MercanDeniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türüdür.
MergülÇok nadide bulunan renkte bir gül çeşidi
MeriçBulgaristan’dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi’ne dökülen ırmaktır.
MerveMekke’de bir dağın adı olup hacılar, Merve ile Safa arasında Sa’y ederler yani 7 defa gidip gelirler. Kur’an-ı Kerim’de bakara suresi 158. Ayet’te geçmektedir.
MeryemDinine bağlı, iffetli kadındır. Hz. Meryem
MerzaMeleklerin kraliçesi demektir.
MerziyeBeğenilen, güzel olan.
MerzukaRızkı verilmiş, mutlu
MeşakkatGüçlük, sıkıntı, zorluk. 2. Eziyetli, zahmetli iş. .
MeşaleUcunda, alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan, aydınlatmaya yarayan değnek.
MeşkYazı örneği. 2. Yazı ve müzikte alıştırma, uygulama
MeşkureBeğenilmiş, övgüye değer, teşekkür edilecek değerde.
MesrureSevinmiş, sevinçli. 2. İsteğine kavuşmuş, mutlu olmuş.
MestureÖrtülü. 2. Gizli saklı. 3. Namuslu, açık gezmeyen kadın.
MesubeHayırlı ve yararlı bir işe karşı Tanrı’nın armağanı.
MesudaneMutlu olanlar gibi, mutlulukla.
MetanetDayanıklı, sağlam olma.
MetikKüçük çiçeklerin goncası.
MevaSığınılacak yer, yurt, mesken. Cennette bir mekan adıdır.
MevcudeMevcut olarak, kendisiyle birlikte.
MevhibeTanrı vergisi, bağış.
MevizaOsmanlıcadır; öğüt, nasihat demektir.
MevlideDoğma, dünyaya gelme. 2. Doğum yeri. 3. Doğum zamanı, tarihi.
MevlüdeYeni doğmuş çocuk.
MevsimYılın dört bölümünden biri.
MevzuneBiçimli, düzgün. 2. Düzenli, vezinli, ölçülü.
MeygünŞarap renginde, şaraba benzer.
MeyilBir yana eğilmiş olma, eğilim. 2. Sevgi duyma, sevip tutulma.
MeyyalMeyleden, aşırı istekli
MeziyetBir kişiyi benzerlerinden üstün gösteren nitelik. Beceri
MiaParlayan, parıldayan, parlak.
MihraBir kuyruklu yıldız adı.
MihraceHindistan’da prenseslere verilen unvan.
MihranurSevgi güneşi, ışık.
MihribanGüleç, yumuşak huylu
MihrigülGüler yüzlü, dost, sevecen, güzel
Mihrimah/ MihrümahGüneş ve ay.
MihrinisaGüler yüzlü, faziletli kadın.
MihrinurGüldüğünde ışıklar saçan
MihrişahŞahların güneşi demektir.
MihrişanŞanlı, şöhretli, güleryüzlü dost.
MihrişenŞen, şakrak, güleryüzlü.
MilaRusça kökenlidir; canım benim, bitanem anlamındadır.
MilenaSevilen kız, sevgili.
MinaCamın ana maddesi. 2. Liman, iskele. 3. Gökyüzü.
Mine1. Maden ve çini üzerine vurulan camı andırır cila. 2. Dişlerin üzerindeki ince ve parlak tabaka. 3. İnce ve parlak nakış.
MinelCennetteki inci tanesi.
MinenMinnet etmek demektir.
MinnetYapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu; 2. Bir iyiliğe karşı teşekkür etme, memnuniyet duyma.
MiraEski Likya kentlerinden birinin adı. Bir kuyruklu yıldız adıdır. Ayrıca İspanyolca’da da “bak” anlamındadır.
MirandaHayran edilmesi gereken
MirayYılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan
MircanGerçek dost olan değerli kimse / Güneş gibi aydınlık. / Canın içi… gibi farklı anlamlarına rastlıyoruz.
MirgünGünlerin şahı padişağı.
Misalörnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek. 2. Benzer, eş gibi.
MislinaEshab’ül-Kehf’in(Yedi uyurlar) isimlerinden bir tanesi.
MişvarHuy, alışkanlık, tarz.
MiyaseDeğerli taşlarla süslü taç.
MiyaserYarası değerli taşlarla süslü taç
MoralMor ile al, hem mor hem al renkte; moral, motivasyon gibi anlamları vardır.
MuaccelAcele olunmuş, acelecilik. 2. Peşin, vadesi olmayan.
MuadeletDeğer bakımından eşit olma, eşitlik, denklem.
MuallaMakam ve rütbece yüksek olan
MübeccelYücelmiş, saygı gösterilmiş yüce, ulu.
MüberraAklanmış, temize çıkarılmış
MübeyyenBeyan edilen, bildirilen, açıkça söylenen.
Mübineİyiyi, kötüyü ayıran. 2. Apaçık, besbelli.
MübtesimGülümseyen, tebessüm eden.
MücellaParlak, cilalanmış
MücevherDeğerli süs eşyası.
MucideBilinen şeylerin yardımıyla hiç bilinmeyen bir şey bulma. 2. Yeni düşünce ve anlamlar bulabilen.
Mucizeİnsanı şaşkınlık içinde bırakan olağanüstü olay.
MüdebberTedbir, önlem alınmış. 2. Her şey düşünülmüş. 3. Azat olması için sahibinin ölümü koşul olarak kabul edilmiş köle.
MüdrikeAnlayan, kavrayan, idrak eden. 2. Yaklaşan, ulaşan.
MüeccelTecil edilmiş, sonraki bir zamana bırakılmış, ertelenmiş.
MüeddaEda edilmiş, ödenmiş. 2. Anlam, kavram.
MüesserEser bırakan, eser sahibi
MüeyyetSağlamlaştırılmış, güçlendirilmiş. 2. Yardım gören.
MuhabbetSevgi. 2. Dostça konuşma, yarenlik, sohbet etme.
MuhibbanSevenler muhabbeti olanlar. 2. Dostlar, ahbaplar. 3. Bir tarikate sevgi duyanlar, bağlı olanlar.
MühibeKorku ve saygı uyandıran.
Muhliseİçten, samimi, dost canlısı
Muhsineİyilik yapan, hoşgörülü.
MuhteremSaygın, saygıdeğer
MuhteşemGörkemli, gösterişli, büyük ve göz alıcı.
Müjdeİyi haber, sevinçli haber
Müjdecanİyilik haberleri getiren
MüjdenazNazlılığıyla kendini sevdiren.
Müjdenurİnsanın içini ferahlatan haber.
MukadderTanrı hükmü, kader, alın yazısı
MukaddesKutsal olan, mübarek olan
MükafatÖdüL. 2. Değerlendirici, sevindirici davranış.
Mukbileİkbal sahibi. 2. Mutlu, kutlu.
MükedderÜzgün, acılı, üzüntülü, kederli.
MukimeBir yerde yerleşmiş, orada oturan.
Mükremİkram olunmuş, değer verilerek ağırlanmış,
MüleyyenYumuşatılmış, mülayimleştirilmiş.
Mülhimeİlham eden, içe doğduran.
MülkiyeDevlet yönetimindeki sivil görevliler sınıfı
MülzimeSusturan. 2. Gerekli gören.
MümineTanınmış iman etmiş, İslam dinine inanmış, Müslüman kadın
MünciyeKurtaran, kurtancı.
MünevverNurlanmış, ışıklandırılmış, aydın, saygıdeğer
MünibeAllah’a teslim olan. Güzel yağan yağmur
MünifeYüksek, ulu, büyük. 2. Ululuk
MünimeNimet veren, yedirip içiren. 2. İyiliksever, velinimet.
MünireIşık veren, aydınlatan
MuniseCanayakın, sempatik
MünşireAnlatımı iyi olan sekreter. 2. İyi hatip.
MüntehaSon nokta, son sınır, nihayet, akıbet
MürebbiÇocuk eğiticisi kadın.
MürenBüyük akarsu ırmak ve bir tür balık adıdır.
MürideBir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse.
MürşideDoğru yolu gösteren kılavuz
MürüvvetKişilik, şahsiyet, insanlık, cömertlik, iyilikseverlik
Mürvet/MürüvvetYiğitlik, Kişilik, mertlik
MüsalemetBarış içinde yaşama, iyi geçinme.
MüseccelSicil defterine, kütüğe yazılmış
MüsemmaAdı olan, adlanmış. 2. Parası, sayısı tutarı belli. 3. Belli bir zaman süresi.
MüşerrefOnurlandırılmış, şerefli kılınmış
MusiyeVasiyet eden kadın.
MusliheIslah eden, düzelten, iyileştirmeye çalışan. 2. Barıştıran, arayı düzelten.
Müstakbelİleri bir tarihte beklenen, gelecek. 2. İstikbal, gelecek (zaman).
MüstesnaBir bütünün veya kuralın dışında olan
MuştuMüjde, sevindirici haber.
MuteberHatırı sayılır, güvenilir, saygın.
MüveddetSevgi, muhabbet, dostluk.
MüyesserKolayca olan, kolayca bulunan
NabiaYerden fışkırıp çıkan, akan, fırlayan
NabiyeHaberci, haber veren.
NaçariÇaresiz, olanaksız, zor durumda kalma.
NaciyeKurtulmuş, selamete kavuşmuş
NadideGörülmemiş, görülmedik, ender bulunan
NadireAz bulunur, seyrek, ender bulunan
NafileYararsız, boşa giden, boş, işe yaramayan. 2. Fazladan kılınan namaz veya tutulan oruç.
NafiyeOrtadan kaldıran kişi.
NagehanAnsızın, birden bire, zamansız, vakitsiz
Nagehan / Nagihan(Fars.) Ka. – Ansızın, birdenbire.vakitsiz
NahideYeni yetişen genç kız
Nahide/NahiteKörpe, genç kız.Yeni yetişen kız
NahireAyın ilk günü veya son gecesi.
NaibeBirinin yerine geçici olarak oturan vekil
NaireAteş, alev, sıcaklık.
Nakiye1. Temiz, pak. 2. Çok ince, çok güzel, zarif.
NakşıdilGönül resmi, gönül süsü.
Nalanİnleyen, feryat eden
NalieMuradına eren, kazanmış, ele geçirmiş.
NameMektup, sevgi mektubu
NamiyeYetişen, Büyüyen, Çoğalan, Artan, Fazlalaşan, Güç Kazanma, Yetişme, Gelişme, Olma, Namlı, Ünlü, Tanınmış, Şöhretli anlamlarını taşır
NargülKırmızı gül, gül gibi güzel olan
NariyeCehennemle ilgili. 2. Cin peri.
NasYardım eden, yardımcı. Kuran’ da bir sure ismidir. İnsan anlamına da gelir.
NasibeBirinin payına düşen şey
NaşideŞiir söyleyen, şiir okuyan
NazKendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış
NazanNazlanan, işve yapan, cilve yapan
NazbaharNazlı olması güzelliğinden gelen
NazgülGül kadar güzel olan, nazlı
NazgüzarBecerilerini göstermekte nazlanan
Nazikİnce, narin, terbiyeli, saygılı, güzel zarif anlamlarını taşır
Nazikaneİncelikle, saygıyla, nezaketle.
NazileYukardan aşağıya inen anlamındadır. Bir yere konan, bir yerde konaklayan
NazimeDüzenleyen, tanzim eden.
NazılşahNazlanması gücünden kudretinden gelen.
NazılyelUsul usul esen yel.
NazlanNaz yap, cilveli ol
NazlıNaz eden, cilveli, işveli
Nazlı(M)Naz yapan, işveli, edalı
NazlıayAy kadar güzel olduğundan ötürü nazlı olan
NazlıdilKendini ağırdan satan.
NazlıelaEla gözlü, nazlı bakışlı.
NazlıferRuhunu yansıtmakta nazlanan
NazlıgülNaz yapan, değer verilen sevgili
NazlıgülenGülmekte bile nazlanan
NazlıgüzRuhundaki hüznü yansıtmakta nazlanan.
NazlımNaz yapanım, işvelim, cilvelim, benim nazlım
NazlışahNazlanması gücünden, kudretinden gelen
Nazlışanşöhretinden yanına yaklaşılmayan.
NazlışenGülmekte bile nazlanan
NazlısesAğzından zorla laf alınan. 2. Pek konuşmayan.
NazlısoyNazlı bir soydan gelen.
NazlısuNazlı ama yüreği temiz olan.
NazlıtanNazlı güzel, nazenin.
NazmiyeVezinli ve kafiyeli sözle, nazımlailgili
NazraBir tek bakış anlamına gelmektedir
NebiheŞan, şöhret sahibi.
NeclaÇocuk, evlat, oğul, kuşak, sülale, nesil
NecmiyeYıldızlarla ilgili, yıldızlaraait
NedaÇiğ damlası, nem, rutubet
NedimeZengin veya itibarlı bir kadının arkadaşı / Saray hayatında Sultan hanımlarının yardımcıları / Gelinin yardımcısı
NefasetGüzel ve enfes olma durumu. 2. Tat güzelliği.
NefesHayat kaynağı olan soluk, canlılık
NefisÖz varlık kişilik. 2. İnsanın yeme içme gibi ihtiyaçlarının bütünü. 3. Pek hoş, istek uyandıran, çok güzel.
NefisePek hoş, çok hoşa giden, en güzel, çok beğenilen
NefsiNefisten doğan şeylerle ilgili. 2. Kişinin kendine ait, onla ilgili.
Nejla (Neclâ)1. Çocuk, evlat. 2. Kuşak, soy, nesil. 3. Güzel gözlü kadın.
NergisÇiçekleri ayrı ayrı ya da bir kök üzerinde sarı ve beyaz renkte bir bitki
Nergisiİnsanın aklını başından alan göz. 2. Nergis biçiminde kesilerek yapılan bir tür hamur işi.
NerisGözümün bebeği gözümün içi manasına gelir.
NerminYumuşak, nazik, ince
NerwanSilopi ovasında tarihi bir şehir.
NeşeSevinç, gönül ferahlığı
NeşeadAdı gibi neşeli, şen şakrak olan.
NeşecikSevimli, şen şakrak.
NeşemYaşamın sevimli yanlarını bulan.
Neşenurİçindeki coşkuyu dışarı saçan.
NeşesalRuh sevincini herkese yansıtan.
Neşeselİçtenliğini, neşesini, coşkuyla yansıtan.
NeseviKadınla ilgili, kadınlık.
Neşideşiir. 2. Bir toplulukta okunmaya değer şiir. 3. Ata sözü gibi kullanılan beyit veya dize.
NesilAynı çağda, aynı yaşta bulunan kimselerin tümü, kuşak
Nesim1. Yumuşak esinti, yel. 2. Yumuşak huylu.
NesimeYel, hafif esinti. 2. İyi huy.
NeşireYayma, dağıtma, çıkartma. 2. Bir yere yazma, yazdırma. 3. Kitap, gazete bastırıp çıkartma 4. Kıyamet günü tüm insanların dirilmesi
NeslicanSevgi dolu soyu olan.
NeslidilGüzel sözler söyleyen.
NesligülSoyunun gülden gelmesi
NesligülenGülen bir soydan gelen.
NesligüzGüzel bir sonbahar.
NeslihanHan soyundan gelen
NeslinazNazlılığı kanından gelen
NeslişahŞah soyundan gelen
NeslişanGeçmişinden gelen bir şöhrete sahip kişi.
NeslisaySaygınlığı ve soyluluğu karakterinde barındıran.
NesliselCoşkusu soyundan gelen. .
NesliserAsilliğiyle gözler önünde olan.
NeslisevKendin gibi olanı sev.
NeslisevenAdı gibi olanı seven.
NesliseverKendi gibi olanı sever.
NeslisoyÇok asil bir soydan gelen.
NeslitanSoylu güzel, asil.
NeslitenYüreğindeki soyluluğu dışına yansımış.
NesliyarDoğuştan sevecen.
NesterenYaban gülü. Ağustos’ta açan gül.
NeşureDurmaksızın yayın yapan.
NeşvünemaBüyüme, gelişme, yetişme.
NeticeSon, sonuç, bitim. 2. Öz, özet.
NevaSes, seda, makam, ahenk, name
NevaiMakam, ses ve ahenkle ilgili. 2. Nasiple ilgili.
NevazişOkşama gönül alma, iltifat etme.
NevberTurfanda çıkan meyve. 2. Göğüsleri yeni çıkan kız.
NeveserTürk müziğinde bir makam ismi
NevgeceYeni yeni oluşan gece
NevhevesBir işe yeni başlayan. 2. Sık sık iş değiştiren.
NevideMüjde, sevinçli haber.
NevirParlaklık, ışıldama. 2. Ağaç çiçeği.
NevraIşıklı parlak, çiçek
NevresteYeni yetişen, yeni oluşmuş.
NevriyeIşıklık, parlaklık
NevsaleGenç, taze. 2. Küçük.
NevseferYeni yolculuğa çıkan.
Nevşüküfte· Yeni açılmış çiçek.
NevzatYeni doğmuş, yeni doğan çocuk.
NeyirAydınlık, ışık, parlaklık, güneş
NeylanMurada ermek, gerçekleşmiş dilek
NeyyireNurlu, parlak. 2. Işık veren cisim, cisim haline gelmiş nur.
Nezahatİç temizliği, paklık
NezaketNaziklik, zariflik, incelik
NiceNe kadar, ne denli, nasıl, oldukça çok
NidaBağırma, sesle çağırma, haykırma
NigarResim, resim gibi güzel
Nihalİnce ve düzgün vücutlu, fidan gibi
NihanGizli, saklanmış, görünmeyen, sır, giz
NihaventTürk müziğinin en eski makamlarından biri.
NilAfrika kıtasında bir nehir
NilayIşıklı mavi ve lacivert
Nilda“Mucize” cennet kapısındaki meleklerden biridir.
NilgünMavi renkte, çivit rengi
NilhanNil havzası hanlarından.
NilsuSu gibi ışıltılı, değerli.
NilüferGeniş yapraklı, durgun sularda yetişen bir su bitkisi
Nimetİyilik, iyi bir yaşantı için gerekli şeyler
NiraAncak rüyada karşılaşılabilen nadide güzel
NiranNurlar, aydınlıklar, ışıklar – Ateşler – Cehennem
NirwanaZerdüşt dininde Arafat. 2. Meydan.
NisaKadındemektir. Kuran’ da bir sure adıdır.
NisyanUnutma, hatırdan çıkartma. 2. Unutulma.
NiyetBir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat.
NudemPişman olma, pişmanlık
NükhetGüzel ve hoş kokulu
NupeldaYeni açılmış tomurcuk
NurâlemEvreni, âlemi aydınlatan ışık.
NuranIşıklı, nurlu, aydın
NuraniNur yüzlü. 2. Görünüşü saygı uyandıran.
NurbanuAydınlık yüzlü kraliçe, güzel kadın
Nurben“Nurluyum, ışık saçıyorum” anlamında kullanılan bir ad.
NurcanIşık canlı, can ışığı
NurcihanCihan’ın nuru, ışığı. Dünyaya ışık saçan
NurdalIşık saçan dal, ışıklı dal
NurdanayIşık saçan güzel.
NurdaneNur yüzlü, nur gibi güzel.
NurdilNurlu olduğu gibi aynı zamanda da tatlı dilli.
NurdoğanIşık gibi güzel doğmuş olan ışık gibi doğan, doğan ışık
NuredaIşık saçan işveli güzel.
NurefşanAydınlık veren, ortalığı ışık içinde bırakan. Nur ve efşan kelimelerinden birleşik isim
NurelAydınlık el, ışık el
NurferAydınlık, parlak, ışık, gözün aydınlık kısmı
NurfezaIşığı artıran, ışık saçan.
NurfidanGençliğiyle ışık saçan.
NurgözGözleriyle ışık saçan, göz kamaştıran.
NurgülIşıklı gül, gül gibi güzel ve aydınlık
NurgünNurlu gün, günün ve bütün hayatın nurlu parlak olması
NurhalIşıklı hal, aydınlık durum
NurhanımAydınlık, ışık saçan hanım.
NurhayalHayallerdeki ışık.
NurhayatAydınlık, parlak, hayat
NurhilalIşık saçan hilal.
Nuriş“Nuriye” isminin kısaltılarak söylenen bir biçimi.
NuriyeIşıklı, ışıktan gelme
NurışıkPırıl pırıl parlayan ışık, aydınlık ışık
NurkadınAydın, parlak kadın.
NurluAydınlı, ışıklı, parlak. 2. Saygı uyandıran, temiz.
NurmelekMelek gibi saf ve temiz güzel
NurnigarGüzelliğiyle göz kamaştıran sevgili.
NurolIşık saç, ışık ol, nur gibi, gökkuşağı gibi güzel ol
NurözIşıklı öz, aydınlık öz, özü kendisi aydınlık kimse
NurperiIşıktan yapılmış ve peri kadar güzel; güzel ışıklı peri
NursabahIşıklı, aydınlık sabah.
NursaçIşık dağıt, ışık saç
NursalIşıksal ışıkla ilgili
NursanIşık veren ad, ışık saçan san, ışıklı san, ışıktan yapılmış ad
NursayIşık gibi say, ışık gibi bil anlamında
NursenaNur ve Sena isimlerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir
NursenemNur ve senem isimlerinin birleşimidir
NurseninIşık. 2. Aydınlıklar senin.
Nurser“Işık ser, çevreni aydınlat” anlamında kullanılan bir ad.
Nurserenışığıyla göz kamaştıran.
NursevIşığı sev, ışık sev
NursevilSevilen, ışık saçan.
NursevimIşıklı ve sevimli
NursevinAydınlık ol ve sevin
NursezaNura layık, ışığa, aydınlığa layık
NursimAydınlık ve gümüş gibi parlak
NursimaIşıklı, aydınlık yüz
NursineYüreğide kendi gibi nurlu olan.
NursoyIşık saçan bir soydan gelen.
NursuSu gibi aydınlık ve güzel
Nursun“Sen ışıksın, nur gibi aydınlıksın” anlamında kullanılan bir ad.
NurtaçMücevher gibi parıldayan, ışık saçan.
NurtanAlacakaranlık ışığı.
NurtaneParlak ve ışıklı olan.
NurtekNur gibi parlak ve aydınlık olan.
NurtenTeni ışık gibi beyaz olan
NurverIşık saçan, ferahlatan.
NurverenIşık, parlaklık, aydınlık veren.
NurzenNurlu, ışıklı kadın.
NurzerAltın gibi parlak ışık.
Nuşabeİçene ölmezlik sağlayan su, ab-ı hayat.
NuşanuşSürekli içme, içtikçe, içerek.
NüshetSevinç, eğlence, neşe.
NuşinTatlı, lezzetli. 2. içki.
NutiyeGökyüzündeki en parlak yıldız
NüvişteYazılmış şey, mektup.
ÖbekTomurcuk, aynı türden şeylerin oluşturduğu yığın küme
OdanaKırgız ve Kaşgar Türkleri’nde dişi peri
OderAteş gibi canlı, hareketli
Oflaz1. Eksiksiz, tam. 2. Yakışıklı, hoş görünen. 3. Eflatun renkli.
ÖğünGüzelliğinle, herşeyinle, övün, kendini öv
ÖkmenAkıllı zeki, bilgili.
OkşanHep sevilen, beğenilen ol
OkyanusAna karaları birbirinden ayıran büyük deniz
OlcaSavaşta ele geçirilen mal
OlcayMutlu, ongun, şans, talih
OlgaçBilgi ve görgüde olgunlaşan
OlgunBilgi ve görgü bakımından zengin kimse.
Olgunsuİçimi güzel, iyi su.
Olsarİsim yap, adın duyulsun.
OluşOlma işi, olma biçimi var oluş
OmayGözde, sevilen, beğenilen
ÖmrümÖmür anlamı taşıyan, ömrün sahibi
ÖmürlüUzun yaşayan, uzun ömürlü.
OnatGüzel, düzgün, doğru, uygun, namuslu.
ÖnayAy’ın ilk günlerindeki hali, hilal
ÖnemMühim olan, gerekli olan.
ÖneyÖnde giden, ileri giden, önde olan
Öniz(ilk çocuk için) ilk iz, önceki iz
Önnurİlk çocuğa verilen bir ad.
OrayAteş gibi kızıl renkte ay
ÖrenEski yapı ya da kent kalıntısı
ÖrengülÖrende yetişen bir tür gül, ak gül, yaban gülü
ÖrfiyeGelenek ve görenekle ilgili örfle ilgili.
ÖrgenUrgan, ince hat, ip.
ÖrgünTürlü ve düzenli parçalardan oluşan
ÖrnekBenzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey. model. 2. Bir bütünün niteliğini anlatmak için bütünden ayrılarak verilen küçük parça. göstermelik, numune. 3. Bir şeyin benzeri tıpkısı, misal. 4. En iyi biçimde olan.
OrtancaGölgelik yerde yetiştirilen bir süs bitkisi, yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan
Orun1. Makam, öenmli yer. 2. Gizemli, gizli.
OskayNeşesi eksik olmayan
ÖşmeKaynak, suyun topraktan çıktığı yer.
OtayAlev kızıllığında ay.
ÖtleğenSığırcığa benzeyen ötücü bir kuş.
OvalYuvarlak, yumurta biçiminde olan, yan yuvarlak.
ÖvgüÖvme, övmek için söylenen söz
ÖvgülÖvgüye değer, övülmeye değer, övülesi
Övgümövmeye değer gördüğüm.
ÖvgünÖvülmüş, övülen kişi
ÖvünçÖvünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç
Oyaİğne, firkete, tığ, ya da mekikle yapılan, ibrişimden önce dantel oya gibi güzel olan
Oyaçiçekİnce, kibar, nazik kız.
OyacıkSevimli zarif kişi.
Oyalıİnce nazikçe, güzelce.
OyalıgülEr ince ayrıntısına kadar çok güzel olan.
OylumDerinlik, bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, kıvrım, bukle
Oysuİnce akan su, derecik
OytunBeğenilen yer, güzel yer
Öz1. Bir kimsenin benliği, manevi varlığı. 2. Bir şeyin temel ögesi. 3.
ÖzaltanÖzü kızıl sabah vakti, öz al renkli tan
ÖzaltınÖzü altın, altın gibi içsel varlığı olan; halis altın
Ozangülİnsanı şair yapan, gül gibi güzel
ÖzantYeminine bağlı kimse.
ÖzaydınÖzü aydınlık, içsel varlığı pırıl pırıl
ÖzaytanÖzden Ay gibi doğan tan
ÖzbalHiçbir katkısı olmayan bal, gerçek bal, katkısız bal, bal özü
ÖzbaşakBaşak gibi güzel olan.
ÖzbenBireyin kendi varlığı, gerçek ben anlamında
ÖzbilÖzünü bil; ayrıntıyı değil öz” olanı bil, özü bil
ÖzbilekÖzünü bilen, öz bilgili
ÖzcananDeğer verilen sevgili.
ÖzdeKişinin kendi içinde, özünde, canda olan
ÖzdenKişinin kendi içinden, özünden, candan olan
ÖzdeşBirbirine benzeyen, eşit nitelikli, özce eş
ÖzenBüyük hassasiyet göstermek
ÖzengülÖzenerek yetiştirilmiş gül özen gülü, istek gülü
ÖzenirBir şeye özenen bir şeyi titizlikle, özenle yapan, özenen
ÖzenliKendisine özen gösteren kimse.
ÖzgeBaşka, özel. El, yabancı.
ÖzgenBaşına buyruk, rahat
ÖzgüÖzellikle birine ya da bir şeye ait, mahsus olan
ÖzgülGerçek gül, benim gülüm anlamında
ÖzgülayÖzelliği, özgülüğü olan ay; özü, kendisi güle benzeyen ay
Özgün1. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. 2. Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan.
ÖzgünelBenzeri olmayan el, çok güzel el, eli çok güzel olan kimse
ÖzgüneyKendisine has nitelikleri olan güzel.
ÖzgürHerhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına buyruk, hür
ÖzilÖzü yabancı olmayan, kendi ilimiz
ÖzişGerçektem eş olan kimse.
ÖzkutÖzünde kutsallığı barındıran.
ÖzlemHasret, bir şeye karşı veya bir kişiye duyulan kavuşma isteği
ÖzlenHasret çekilen, özlenen
ÖzlenenÖzlem duyulan, kavuşma isteği uyandıran görme isteği uyandıran, hasreti çekilen
ÖzlerKavuşma isteği çeken
ÖzleyişÖzlem duygusu, hasret çekme.
ÖznilNil nehri gibi verimli.
ÖznurGerçek ışık, ışığı özlü olan
ÖzpınarGerçek pınar, gerçek kaynak
ÖzselÖze bağlı, özle ilgili
ÖzselenÖz ses, öz bilgi, gerçek bolluk
ÖzsuBesleyici su, bitkilerin dokularında bulunan su
ÖztünSağlam, sağlıklı kişiliği olan
ÖzümKardeş gibi görülüp, sevilen
ÖzünHakkıyla kazanılmış ün
ÖzveriKendinden bir şeyler verme işi, bir amaç uğruna kendi yararından vazgeçme
PakizeTemiz, lekesiz, halis, saf
PaksuSu gibi temiz ve saf olan kimse.
PaksütSüt gibi temiz bir karakteri olan.
PamiraOrta Asya’da bir yayla adı
PapatyaBir kır çiçeği; sarı ve beyaz
ParçeParça, bir bütünden ayrılmış küçük bölümler.
Parla(Parla-maktan buyruk) ışık saç, tutuşup alev çıkar
ParlakParlayan, ışıldayan. 2. Temiz ve ışıklı. 3. Göze çarpacak kadar başarılı olan.
ParlanurNur gibi parla, ışık saç
ParlarIşıldar, ışık saçan
Payan1. Son, nihayet. 2. Uç, kenar.
Paye1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3. İkizlerin b
Payidar1. Saygın, rütbeli. 2. Kalıcı.
Pek1. Sert, katı. 2. Sağlam, dayanıklı. 3. Hızlı.
PekbalÇok tatlı, çok sevimli.
PekdeğerÇok değerli, çok kıymetli.
PekkanSağlam, temiz soydan gelen.
PeközSağlam öz, özü sağlam kimse
PekşenÇok neşeli, çok sevinçli
PelinSağlık için kullanılan bitki, pelin otu
PelinsuPelin + Su isimlerinin birleşimi
PelitMeşe ağacı ve yemişi
PembeKırmızı beyaz renklerin karışımı
PembegülPembe renkli gül gibi olan
PembenurPembe renkli ışık saçan.
PeraBeyoğlu’nun eski adı.
PerenYaprakları gri yeşil ve tüylü, çoban yastığı da denilen bir bitki
PerestideSevgili, sevilen, canan.
PeriDüşsel bir varlık, bir tür enerji varlığı
Pericanİçtenliğiyle güzelleşen kadın
PeriçehrePeri yüzlü, peri kadar güzel.
PerideUçmuş, soluk, solmuş.
PerihanPeriler perisi, çok güzel
PerinazÇok güzel olmasından ötürü nazlanan
PerinisaKadınların en güzeli.
PerinişanPeri gibi, periye benzeyen.
PerinurPeri gibi güzelliğiyle göz kamaştıran.
PeripeykerPeri gibi güzel yüzlü.
PeriruPeri yüzlü, çok güzel.
PerisuPeri kadar güzel ve su kadar saf olan
PeriveşPeri gibi çok güzel.
PeriyarPeri kadar güzel sevgili.
PerizatPeri çocuğu, çok çok güzel
PerrinNaz, nezaket, gönül tokluğu
PeruzeMavi renkli, değerli bir süs taşı.
PervaneGeceleri ışık çevresinde döner küçük kelebek.
PerverBesleyen, besleyici, eğiten, eğitici.
PervinÜlker yıldız takımı (Süreyya)
Pesen1. Kırağı, çiy. 2. Sis. 3. İnce ince yağan kar, çisenti.
Pesent1. Beğenen, beğenmiş. 2. Beğenme, seçme.
PetekArıların ballarını biriktirdiği balmumu altıgen kutucuklar
PeydaBelli, açık, ortaya çıkmak, oluşmak
PiranYaşlılar, ulu erenler, ermişler.
PirozeGüvercine benzer bir kuş türü.
PiruzeMavi renkli ve değerli bir süs taşı
PiyaleKadeh, şarap bardağı
Pırılpırıl pırıl ikilemesinin tekil hali, ışıl
PırıltılıPırıltısı olan, parlak. 2. Süslü, özentili.
PırlantaDeğerli bir tür elmas.
PıtırcaKoyu pembe renkli bir bahar çiçeği.
PıtırcıkKoyu pembe renkli bahar çiçeği
Pıtrak1. Dikenli tohumu insanların giysilerine, hayvanların tüylerine yapışa
Pullu1. Pulla işlenmiş, pulla süslenmiş. 2. Süslü, bezenmiş.
PürçekBitkilerin saçaklı kökü ya da püskülleri; şakaklardan sarkan saç, zülüf, perçem
PürenBir çeşit çalı, meşe filizi
PürenvarRengarenk, çok renkli
PürferÇok parlak, aydınlık.
PürhevesÇok hevesli, çok istekli.
Püsenİnce ince yağan yağmur.
RaciyeRica eden, yalvarıp yakaran.
RadifeBir yıldızın yakınında bulunan bir başka yıldız
RadiyeKabullenen, rıza gösteren. 2. Boyun eğen.
RafiaHer türlü destek, ayaklık.
RafihaBolluk içinde, rahat yaşayan.
Rağbetİstek, arzu. 2. Beğenme, itibar.
Ragibe1. Rağbet eden, isteyen. 2. Bol hediye.
RahelHz. Yusuf ve Bünyamin’in annesinin adı
RahmiyeKoruyan, esirgeyen
RahşendeFarlayan, ışıldayan
RaifeAcıyan, esirgeyen, merhametli.
RakibeHerhangi bir alanda üstünlük sağlamaya çalışanlardan her biri.
RakideDurgun, sessiz, hareketsiz.
RakimeYazılan şey, mektup.
RakkasRakseden, dans eden oynayan. 2. Sarkaç.
RakkaseGeçimini dans ederek sağlayan kadın.
RasihaSağlam, kökten güçlü, 2. Bir bilgi dalında, özellikle din bilimlerinde çok bilgisi olan.
RasimeÂdet, töre, merasim, tören
RatibeMaaş, aylık. 2. Görev.
RaufeÇok merhametli, pek esirgeyen.
RavzaAğaçlık ve çimenlik yer
Rebiyye1. Kış sonlarında yapılan ekim. 2. Eskiden ozanların bahara girerken b
RefaketArkadaşlık, yol arkadaşlığı.
RefhanVarlık içinde yaşayan
RefihaRahatlık ve huzur içinde yaşayan.
RefiheBolluk ve rahat içinde yaşayan kimse.
Reha1. Kurtulma, kurtuluş. 2. Ar. Bolluk, genişlik, varlık.
RekinGururlu, ağırbaşlı, yüksek.
Rekine1. Gururlu, ağırbaşlı. 2. Saygın yüce, yüksek.
Remziyeİşaret ile ilgili – Simgesel
RenaBakılan, imrenilen, nazar olunan
RenanÇok ses çıkaran, çınlayan
RenginRenkli, boyalı, güzel
RenginarAteş renginde olan
RenkIşığın cisimlere verdiği görüntü niteliği; boya, tarz, şekil, usül.
ResideErişmiş, yetişmiş, olgunlaşmış.
ResmigülGül biçiminde, gül gibi, gül gibi güzel olan.
ResmiyeResmi anlamındadır
RevaYerinde, uygun, yakışır
RevanYürüyen, giden, akan
RevişYürüyüş, gidiş.2. Tarz, usul, yöntem, üslup.
RevnaGüneş ışığında parlayan su damlası / Göz alıcı güzellikte olan
RevzaÇimeni, ağacı bol olan yer, bahçe.
ReyanHer şeyin evveli, tazesi
ReyhanFesleğen, güzel kokulu bitki
ReynaBir daha, yeniden, tekrar
RezikGelenek, töre, yöntem.
RezzanAğır başlı, vakur, ciddi
RikkatAcıma, yumuşaklık, 2. incelik, zariflik, içlilik.
RimaDişi ceylan yavrusu / Yarık, çatlak, aralık
RindanDünya işini hoş görenler, alçak gönüllüler, kalenderler.
RisaleKüçük, kısa yazılmış kitap, mektup
RisaletElçilik, peygamberlik
RivaSuya doymuş, suya kanmış
RıfkıyeYumuşak huylu, yavaş, ağır kimse.
RızaiyeEski Urmuye şehri.
Rojbin1. Gün kokusu. 2. Aydınlık veren.
RoniAydınlık, gözdeki ışık.
Ronyaışık saçan, alim, ulema
RosaGül rengi, pembe ile kırmızı arası bir renk
Roza1. Pembe elmas. 2. Gün doğumu 3. Gül çiçek
RozerinGüneşin doğuşu, altın güneş
RüçhanÜstünlük, önderlik, üstün olma
RuhcanÜretken insan, hareketli, yaratıcı kişi.
RuhfezaRuha canlılık katan.
RuhişenŞen ruhlu, neşeli, canlı kimse.
RuhsalRuhla ilgili olan, ruhi.
Ruhsare1. Yanak. 2. Yüz, çehre. – bk. Ruhsar
Ruhselİçi içine sığmayan, coşkulu / Ruh+Sel
Ruhsen“Sen cana can katıyorsun” anlamında kullanılan bir ad.
RuhuayRuh güzelliği olan.
RuhucanSamimiyeti yürekten olan.
RuhugülGül kadar temiz bir ruha sahip olan
RuhugülenŞen şakrak bir ruh yapısına sahip olan.
RuhugüzHüzünlü bir ruh yapısına sahip olan.
RuhunazNazlı, nazenin bir karaktere sahip olan.
Ruhunurİçindeki enerjisini herkese yansıtan.
RuhuşanŞöhret arzusu içinde olan.
RuhuşenNeşeli bir ruh yapısı olan, şen şakrak,
RukiyeBüyüleyici, sihirli, efsun / Peygamberimizin kızlarından birinin adı
RüksanFirdevsi’nin Şahname”sinde geçen, 11. yüzyıl İran efsanevi prenses
RumanHz. Ebubekir(R.A)’ in eşi
RumeysaKüçük köpek takımyıldızında en büyük yıldızın adı / bir sahabe adı
Rümeysa / Rumeysa1.Büyük yıldız, 2. Bir sahabe adıdır
Rüveyda / Ruveyde1.Yavaş yavaş, adım adım. 2 (Arapça kökenli)Hoş, ince, nazik,
Rüveyhaİncelik, zariflik.
RüvideYavaş yavaş, adım adım. – bk. Rüveyda
RuyaDüş, uykuda görülen şey
RüyahanBütün rüyaların yücesi
RüyetGörme.Kalp gözüyle görme
Rüzgar1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.
RuziyeGündüz, gündüze ait olan
SaadetMutluluk, sevinçli olma
SabahGüneşin doğması ile başlayan zaman bölümü
SabahatGüzellik, yüz güzelliği
Sabahat / SebahatGüzellik
SabahnurSabah ışığı, günü aydınlatan
SabiteYerinde duran, kımıldamayan
SabiyeErgin olmamış kız çocuğu.
SabırAcı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi. 2. olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme.
SabrinnisaKadınların sabırlısı.
SabriyeSabırlı, sabırla ilgili
SabrınisaSabırlı kadınlar.
SacideSecdeye varan, yere yüz süren
SaçıGelinin başına saçılan çiçek, şeker, arpa; para gibi şeyler. 2. Düğün armağanı.
Sadakatİçten bağlılık, sağlam güçlü dostluk, doğruluk.
SadaretBaşta bulunma, öne geçme, liderlik.
SadberkYüz yapraklı katmerli bir gül çeşidi
SadeYalın, gösterişsiz, şekersiz
SadecanKendi halinde içten, iyi ve temiz dost.
SadegülTemizliği, dürüstlüğü ve güzelliğiyle bilinen.
SademDurum, safım, yalınım
SadetYakınlık. 2. Niyet, fikir, 3. Asıl konu üzerinde konuşulacak şey, konuya dönmek.
Sadhezar1. Yüz bin. 2. Çok fazla.
SadikSadık, gerçek dost. 2. Doğru sözlü.
SadiyeUğurlu, mutlulukla ilgili
SadmeÇarpma, vurma, 2. Sarsıntı. 3. Hiç beklenmedik bir anda başa gelen bela
SadriyeGöğüsle ilgili, göğüse ait.
ŞadumanSevinçli, neşeli, memnun
SafderDüşman saflarını yarıp bozan.
Safderunİçi temiz ve saf olan.
Safdilİçi temiz, kötülük nedir bilmeyen.
SaficanTemiz, içten dost.
SafigülGüzel ve temiz insan.
SafihaYassı ve düz olan yüz.
SafinazNazlı, çok naz yapan
SafinurÇok aydınlık, temiz kimse.
SafirMavi renkli, değerli bir taş.
Safire1. İnce, güzel ses. 2. Islık.
SafiyeKatıksız, katışıksız saf
SafiyetSaflık, temizlik, dürüstlük.
SafıgülGül gibi, katıksız, saf, duru, temiz.
Şah’NameŞahların yaşam öyküsünü anlatan manzum eser.
SahabetSahip çıkma, benimseme. 2. Koruma arka çıkma.
ŞahandeDindar, mutlu, temiz kalpli
ŞahaneHükümdarlara yakışacak kadar güzel, eksiksiz olan.
SahavetEl açıklığı cömertlik.
ŞahbanuHükümdar eşi, şah hanımı
ŞahdaneBüyük inci, kenevir tohumu
ŞaheserÜstün ve kalıcı nitelikte olan
SahibaBir şeyi elde etmiş olan
ŞahideMezarın baş ve ayak ucuna dikilen, üzeri yazılı ve çiçekli mermer taşı
ŞahikaYüksek, yüce, dağın zirvesi
Sahire1. Geceleri uyumayan, uykusuz. 2. Büyücü, büyüleyici güzel.
ŞahizarZar etmekten gelir. Ağlayan, dert çeken, içli anlamındadır.
ŞahmeranMitolojide başı insan, gövdesi yılan biçiminde efsanevi canavar
ŞahmerdanÇok ağır bir tür tokmak ya da çekiç. 2. Vurucu ağırlığı mekanik olarak yükselten ve düşüren makina.
ŞahnameŞahların yaşam öyküsünü anlatan manzum eser
ŞahnazNazlı, çok naz yapan
ŞahnisaSözü geçen, otoriter ve saygın kadın.
ŞahrahBüyük yol, ana yol, ana artel.
ŞahsarDallı budaklı ağaçlar. 2. Ağaçlık yer, koruluk.
ŞahsenKendisi. 2. Yüzünde görülen. 3. Cisim, şekil, görünüş bakımından.
ŞahseneKızların en güzeli
ŞahsenemGüzel kadınların en güzeli, şaheser
ŞahserenGücünü gözler önüne seren, güçlü.
SahureSahur vakti doğan kız çocuklarına verilen bir ad.
Saibe1. Yanlışlık yapmayan, yanlışsız, doğru. 2. Amaca, hedefe uygun. 3.
Şaikaneİsteklice, şevkli olarak.
SaireSeyreden, hareket eden, yürüyen.
ŞakayıkDüğün çiçeğigillerden, çiçekleri türlü renkte, çok yıllık güzel bir süs bitkisi.
SakiKadehlere içki dolduran, dağıtan.
SakibeSu veren, su dağıtan.
SakineDurgun, hareket etmeyen, kımıldamayan, kimseyi rahatsız etmeyen
ŞakireŞükreden, durumundan memnun olan kimse
Sakıyeİçki dağıtan kadın.
ŞakrakGüzel ötüşlü bir tür kuş.
SalihaYararlı, iyi, elverişli
SalimeSağlıklı, sağlam, esen. 2. Eksiksiz. 3. Korkusuz, kendinden emin.
SaliseSaniyeden daha küçük zaman birimi
SaliyeYeni yılın gelişini kutlamak amacıyla Muharrem ayında yazılıp sunulan kaside.
SalıkbikeTavsiye edilen, beğenilen kadın.
SalınbikeSalınan, nazlanan kadın.
SalkımÜzüm gibi, bir sap üzerinde bir arada bulunan
SaltanatSultanlık, hükümdarlık.
Samahat“Semahat” isminin bir başka söyleniş biçimi.
ŞamileKaplayan, içine alan, çevreleyen. 2. Genel olan, herkese ait olan. (Ar.)
SamimeBir şeyin içi, özü, merkezi, temeli, kökü.
SamireMeyve veren, meyveli
SamiyeDuyan, işiten, yüce, ulu, yüksek
SamruYüksek yer, tepe, üst
SamurDeğerli kürkü olan bir hayvan türü
SamyeliGüneyden esen sıcak rüzgar
SanavberÇamfıstığı ağacı, 2. Sevgilinin boyu posu.
SanemÇok güzel kadın, put
SanemnurPut gibi güzel ve parlak kadın.
Sanevber1. Çam fıstığı ağacı veya kozalağı. 2. Sevgilinin boyu posu.
SanihaDüşünmeden, kendiliğinden, doğan düşünce, fikir.
SaniyeSivil rütbelerden ikincisi. 2. Dakikanın altmışta biri. 3. Fizik ve mekanikte zaman birimi.
SannurNurlu, ışıklı, güzel olmasıyla tanınan.
SarayHükümdarların oturduğu büyük yapı
SareSaf, temiz, kalabalık, topluluk
SarfiyeGiderle yapılan, masrafla ilgili.
SargınAlbenili, çekici, büyüleyici, sevimli, güzel
SarıçiçekSarı renkli çiçek.
SarıgülSarışın, gül sarısı renkte.
SarmalHelis biçiminde olan, helozoni.
SarmaşıkKoyu yeşil renkte, değişik biçimde yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan, bir bitki türü .
ŞathiyeGenellikle şeriata aykırı düşen, öteki dünya ile ilgili şeyleri alaylı bir dille işleyen manzumeler.
SatıYaşamı uzun sürmesi için doğumundan önce erenlere adanan çocuk. 2. Satmak işi, satış.
SatıaYükselen, yükselip ortaya çıkan.
SatıhanımKendisini adamış hanım.
SatuUzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk. –
SavletHücum etme, saldırma.
SavniyeKoruma, gözetme ile ilgili.
SayarSaygılı, hürmet eden.
SayeKoruma, yardım, sahip çıkma
SayedeBu yoldan, böylelikle.
SayfiyeYazlık, yazlık ev.
SaygülSayılasın ve gül gibi güzel olasın
ŞayiaYayılmış haber. 2. Yaygın söylenti.
ŞayianYayılmış olarak, herkesçe duyularak.
SayideEzilmiş, yıpranmış, eskimiş.
SaynurSaygınlığıyla ışık saçan.
SayraCennette akan suyun çıkardığı ses, cıvıldaşan, ötüşen
SayranÖten, cıvıldayan, şakıyan.
ŞazimentBenzeri olmayan, farklı.
Sebihagüzel, şirin, çekici
SebileAllah yolunda olan kadın, hayırlı kadın, cömert, iyiliksever
SeblaUzun kirpikli, kirpikli göz
ŞebnemÇiğ, gece nemi, jale
Sebnem (Şebnem)Havada buhar durumundayken gecenin serinliğiyle yerde ya da bitkilerin üzerinde toplanan su damlacıkları, çiğ
ŞebnurGecenin ışığı, Ay ışığı
SebuTesti. 2. Şarap kabı.
SeçgülSeçkin, seçilmiş güzel.
SeçilÖne çık!, Üstün ol!, tercihleri kazan
SeçilaySeçil ve Ay gibi güzel ol
SeçilgülGüzelliğiyle üstünlük sağlayan.
SeçilnazNaz yapmasıyla kendine üstünlük sağlayan.
Seçilnurçevresindekileri ferahlatmakla beğeni kazanan.
SeçilşanÜstünlüğüyle şan şöhret sahibi olan.
SeçilsaySaygınlığıyla beğeni toplayan.
SeçilsoyÜstün nitelikli bir soydan gelen.
SeçilsuTemizliği ve saflığıyla herkesin beğenisini kazanan.
SeçiltanTan vakti gibi güzelliğiyle beğeni kazanan.
SeçilyarBeğenilen, üstün tutulan sevgili
SeçkiBeğenilmiş, seçilmiş. 2. Şairlerin, yazarların bestecilerin eserlerinden alınmış, seçme parçalardan oluşan eser, güldeste.
SeçkinBenzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit
SedacıkSevimli sesler çıkartan.
SedanurSesiyle ışık saçan.
SedefBazı deniz kabuklularının iç yüzünü kaplayan parlak madde
SedenUyanık, dikkatli, gözü açık
ŞefaatBirinin bağışlanması için aracı olma, bağışlanmasını dileme. 2. Arka çıkma.
ŞefikaŞefkatli, acıması, esirgemesi bol olan
ŞefkatAcıyarak ve koruyarak sevme sevecenlik, sevgi duygusu.
SegahTürk sanat müziğinde bir makam
ŞehametZeki ile aldı birleştiren.
SehavetCömertlik, el açıklığı.
ŞehbalKuşkanadının en uzun tüyü
SehergülTan vakti açan gül.
SehergünGünün ilk ışıkları.
SehersoyGüzel bir soydan gelen.
SehharBüyücü. 2. Büyüleyici, büyülü gibi.
SehhareÇok güzel, büyüleyici kadın.
ŞehlaTatlı şaşı, yarım şaşı
Sehle1. Yumuşak. 2. Kolay. 3. Taze, körpe
ŞehnazDoğu müziğinde bir makam / Çoknazlı
ŞehperKuş kanadının en uzun tüyü.
Şehrazat1001 gece masallarında bir masal kahramanı kadındır. Kendi kendine yaşayan özgür manasındadır.
ŞehriTerbiyeli, şehirli, nazik anlamlarındadır. Bir başka anlamı ise aya ait, aylıktır.
ŞehribanKentin en büyüğü, vali.
ŞehriyeÇorba yapmakta kullanılan, türlü biçimlerde kesilerek kurutulmuş buğday unu hamuru.
ŞekerpareÇok tatlı bir kayısı çeşidi. 2. Bir çeşit hamur tatlısı. 3. Çok sevimli, cana yakın kız.
ŞekibeSabır, dayanma, tahammül.
SekineGönül rahatlığı, kafa dinçliği, inanç. 2. Rahatlık, dinlenme. 3. Ağırbaşlılık. 4. Güvenç, güvenme.
ŞekliyeŞekilcilik. biçimsellik.
ŞelaleBüyük çağlayan, çavlan, akarsuyun yüksekten yere düştüğü bölümü
Selamet1. Esenlik. 2.Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvenlik içinde
SelaySellerin çok olduğu ay
SelbiBir kilim motifi adı
SelbinBir suyla yıkanmış temiz, berrak.
SelcanCoşkulu, hareketli, taşkın hareketli.
SeldaBir söğüt cinsi/ Sel, taşkın, su
SeldağDağlardan akan sel, dağ seli
SelenayAyın müjde ile doğuşu
Selenge / SelengaTürklerin ana vatanında akan önemli iki nehirden biri. (Yenisey ve Selenga)
SelgünSelin oluştuğu gün, sel günü
SelihaBozulmuş, soyulmuş şey.
SelikaGüzel konuşma ve yazma yeteneği.
Selileİlk doğan kız çocuğu
SelimeEksiği, kusuru olmayan doğru kişi
SelinÖvünç / Coşkun akan su
SelinayAy gibi parlak ve gür akan su
SelisBağlı, boyun eğmiş / Akıcı / kolay, yumuşak
SelışılSel gibi akan parıltı, selin ışılı
SelışınSel gibi akan ışın
SelmaBarış içinde, huzur, erinç
SelminSermin / barış yanlısı
SelnurYüreğindeki ışığı büyük bir coşkuyla saçan.
Selva1. Bıldırcın eti. 2. Tih Çölünde bulundukları sürece İsrailoğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını duyurmaları için gönderildiğine inanılan kuş.
SelviYaz kış yeşil kalan ince uzun birağaç
SelvicanSelvi + Can isimlerinin birleşiminden oluşur.
SelvihanBoylu poslu endamlı
SelvinazSelvi gibi nazlı; nazlı salınan
SemacanGökyüzü gibi temiz ve sessiz dost.
SemagülGökyüzü gibi yüksek. 2. Bir gül gibi güzelliğe sahip olan.
SemahanSema yapan. 2. Gökyüzü hükümdarı.
SemahatCömertlik, el açıklığı
SemenSemizlik / yasemin çiçeği / sperma
SemihaCömert gönüllü, eli bol
ŞemimeGüzel kokulu şey, güzel kokan.
SeminDeğerli, pahalı, semizlik
SeminaHz. Adem’in 2. kızının adı. Hurma ağacını ilk diken kız
SemineDeğerli, pahalı. 2. Semizlik.
ŞeminurMum ışığı, mum aydınlığı.
SemiraGökteki yıldızların parlaklığı
Semiramis1. Mitolojide güvercinlerin hayatını kurtardığı kız çocuğunun adı. 2. Doğu mitolojisinde adı geçen, dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerini kurduran Asur kraliçesi.
SemireMeyveli, meyve veren.
SemiyeAdaş, adları aynı olan.
SempatikCana yakın sıcak kanlı, sevimli. 2. Çok hoş, hoşa giden.
ŞemsinisaKadınların aydınlığı
ŞemspareGüneş parçası, çok parlak
SenaÖvgü / şimşek pırıltısı
SenayAy gibisin sen anlamında
ŞenbaharBahar kadar güzel ve onun neşesini taşıyan.
SenemKars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı, Arapça'da put
Senem / SanemPut, anıt / Güzel kadın
ŞengilŞen kimse, neşeli kimse, içtenlikli
SengülHep gül hep gülen ol, sen gülsün, gül gibi güzelsin
Sengün“Sen gündüz gibi aydınlık, güneş kadar parlaksın” anlamında kullan
ŞennazHem nazlı hem de neşeli.
ŞensuMutlu ve su gibi berrak
ŞenyurtNeşeli, mutlu yurt
SerapGüzel kadın / çöldeki göz yanılması
ŞerareKıvılcım, ateş parçası.
SerayEn güzel ay; baştacı edilen
SerazatSerbest, hür, başıboş. 2. Rahat, derdi olmayan, huzurlu.
ŞerbetTatlı ve şirin, meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
SeredaNaz yapmakta önde giden.
ŞerefnazBüyük, ulu ve nazlı, edalı.
ŞerefnurSaygıdeğer ve nurlu insan.
SerefrazBaşını yükselten, yükselen, benzerlerinden üstün durumda olan.
SerelaGöz güzelliğinde üstüne olmayan.
SerenayUzun boylu güzel manasındadır. Seren ve ay kelimelerinden birleşik isim. Seren, Yelkenli gemilerde direkler üzerinde yelken açmak ve işaret kaldırmak için kullanılan yatay olarak bağlanmış, uçları ince gönderdir. Ay, Dünya’nın tek doğal uydusu olan gök cismi Ay, yılın on iki bölümünden her biri Ay, Antik Mısır firavunu
Serencanİnce, zarif dost.
SerendazÇekinmeyen, korkmayan, fedakar, özverili.
SerengülUzun boylu güzel.
SerfirazBaşeğme, söz dinleme.
SerginSerilmiş olan, yatan, raf, yorgun gibi manaları vardır.
SergünGüzellerin önde geleni.
ŞerifeŞerefli, kutsal, temiz kişi
SerimHoş görülü, sabırlı.
SeringülHoşgörülü, sabırlı güzel.
SeriyeHz. Peygamber’ in bulunmadığı küçük askeri birliklere verilen addır.
ŞermeginUtangaç, utanan, mahcup.
SermelekMelek kadar güzel ve iyi olanların önde geleni.
SernermUysal, yumuşak başlı
SernevazBaş okşayan, sevecen.
SernigünBaş aşağı, tersine dönmüş.
SernurBaşı ışıklı, aydınlık kişi.
SerpilGeliş, güzelleş manasında bir emir kipi
SerpinSert yelle savrulan yağmur, dolu
SerpuşBaşlık, başa giyilen şey.
SerraBolluk, bereket, genişlik, kolaylık
Sertab / SertapSer +Tab Pırıltılı baş, ışıltıların başı
ServerEgemenlik, üstünlük.
ServiKış yaz yaprağını dökmeyen, ince uzun bir ağaç / Selbi, Selvi; uzun boylu ve güzel kadın
ServicanUzun boylu arkadaş.
ServigülUzun boylu, zarif, gül güzelliğinde kız.
ServigüzarBecerikli, zarif kız.
ServinazUzun boylu, nazlı sevgili.
ServişanZarifliğiyle tanınan, zerafet sahibi.
ServisuZarif ve su kadar da temiz ve berrak.
ServitanZarif, uzun boylu ve bir tan vakti kadar güzel.
ServiyarUzun boylu, zarif sevgili.
SesilSapsız, direkt gövdesinden bir yere bağlı olan
SetenayÇerkez dilinde bir anlamı ’’gözümün nuru’’ dur. Bir diğer anlamı da ’’yaban dağ gülü’’ dür
SevalBeğenilen, dayanılmaz
SevcanSevilen can, güzel can
SevdagülAşık olunacak kadar güzel ve zarif kişi.
SevdanazNazına aşık olunan.
SevdeSiyah, esmer, esmer güzeli
SevdeğerSev, o senin sevgine değer
SevdenurSiyah, kara, büyüklük sahibi, ışık
SevecanCan, seni seven can
SevecenAcıyarak ve koruyarak sevme, şefkatli, müşfik.
SevenSevmiş olan, sevdaya tutulmuş, sevgi duyan
SevencanSevdaya tutulmuş olan can
SevendilKonuşma güzelliği.
SevengülSevdaya tutulmuş olan gül
SevengünSevdaya tutulmuş olan Güneş
SevengüzSonbahar güzelliği.
SevennurAydınlatıcı güzel.
SeventanTanvakti güzelliği.
SeverHer şeyin olumlu yanını gören.
SevercanYürekten seven kimse.
SevgelBeğeniyle, sevgiyle gelen.
SevgenSevgi dolu, sevecen, sevmeye yatkın
SevgihanSevilen hükümdar.
SevgiliSevgi ve bağlılık duyulan. 2. Sevilen, aşık olunan kimse, dost, yar.
SevgimBenim olan sevgi, aşkım
SevginSeven, sevgiye düşkün
SevginurIşık saçan sevgili.
SevgişanDuyduğu sevgiyle ünlenmiş olan.
SevgisunSevgisini gizlemeyen.
SevgitanDuygusal, romantik
SevgiyarSevilen, sevgili.
SeviAşırı sevgi ve bağlılık duygusu
SevilayAy gibi her zaman sevil
SevilcanÇok sevilen kişi.
SevilnazNazıyla kendini sevdiren.
Sevilnurİnsanları aydınlatmasıyla kendini sevdiren
Sevilşanİçtenliği ve sevecenliğiyle tanınan, sevilen.
Sevilsen“Sevil, beğenil” anlamında kullanılan bir ad.
SevilsuTemizliği ve saflığıyla kendini sevdiren.
SevilsunGördüğü ilgiye, sevgiye aynı şekilde karşılık veren.
SeviltanTan vaktinin romantizmiyle kendini sevdiren.
SevilyarGüzelliğiyle kendini sevdiren.
Sevinay“Güzeli sevin” anlamında kullanılan bir ad.
Sevinçİstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku
SevindalDal gibi olduğun için sevinesin
SevingülSevinmek ve gülmekten buyruk hem sevin hem gül
SevinurSevgi ışığı saçan.
SeviyeBirlik, beraberlik. 2. Düzlük, doğruluk.
SevkalSev ve kal, sev ve sevdiğin yerde kal
ŞevkiyeŞevk ile ilgili. 2. Neşeye, sevince dair.
SevşanŞöhretiyle sevilen.
SevsevilSev ve sevil, hem sev hem de sevil
SevtanGüzelliğiyle sevilen
SevtapAşırı, tapacak kadar sevgi duyan
ŞevvalHicri takvime göre Ramazan ayından sonra gelen aya verilen addır. Şevval ayının ilk üç günü Ramazan Bayramıdır.
ŞewaneMısra, şiir, nazım.
ŞeydaSevda nedeni ile aklını yitirmiş; çılgın, deli divane
ŞeydacanArkadaş canlısı, dostlarına düşkün olan.
ŞeydagülGül delisi, gül hayranı.
ŞeydanazNaz yapmaya meraklı, çok nazlı.
ŞeydanurHerkesin derdine derman bulmaya çabalayan, yardımsever.
Seyfiye1. Kılıçla ilgili, askerliğe ait. 2. Kılıç biçiminde. 3. Asker züm
SeylapSel, su baskını, sel suyu.
Şeyma1. Çok kıymetli, değerli 2. Vücudunda ben olan
Şeyma NurŞeyma ve Nur kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir isimdir
SeyraGüzel tesadüf, karşılaşma
SeyranGezinme. 2. Bakıp seyretme.
SeyyalAkışkan, sıvı, yerinde duramayan
SeyyaleAkan şey, sıvı. 2. Akıntı.
SezaUygun, yaraşır, değer.
SezanSezgili / Sez ve An kelimelerinin birleşimi ile oluşur
SezaySez ve Ay / Güzeli sez tanı manasında
SezekSezebilen, sezen, duyumsayan
SezelSezgili kimse. – bk. Sezal
SezerAçık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar
SezgenSezen, sezgisi olan, sezme yeteneği olan
SezgiAklın yardımı olmadan, gerçeğin doğrudan doğruya
SezginaySezme yeteneği olan Ay
SezilSezilen, hissedilen kişi
SezinSezinleme işi, sezme
SezişSezme yolu, sezme biçimi, sezme
ŞezreSüs için takılan veya asılan inci ve altın.
SibelBulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı / Eski Türklerde bir tanrıça ismi
SidalAğaç dalının gölgesi.
SidelyaCennet bahçesindeki bir çiçek ismi.
Sidre1. Cennetteki son ağaç. 2. İnsanoğlunun bilim ve sanatta ulaşabileceği son nokta. 3. Arabistan kirazı 4. Ağaca teşbih edilen, yedinci kat gökte bir makam ismi.
ŞilaDoğuda böğürtlene verilen isim olarak geçen bir sözcüktür. Anlamı tam olarak bilinmiyor. Çizgi film kahramanlarının ismi olarak sık sık karşımıza çıkıyor.
ŞilanKuşburnu, yaban gülü, dağ gülü
Sili1. Temiz, pak.2. İffetli, erdemli.
SimaYüz, çehre, beniz / Kişi, kimse, insan
SimayGümüş ay / Yüzü güneş gibi aydınlık, parlak
SimayişemsYüzü güneş gibi aydınlık olan.
SimberGöğsü gümüş gibi olan.
SimceGümüş gibi parlak beyaz.
SimdenGümüş gibi parınldayan.
SimgeAlamet, sembol, birşeyi anlatan im, imge
SimhanGümüş gibi parlak olan.
SiminGümüş gibi parlayan ışıltı
Simirnaİzmir'in eski adı, Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı
SimlaGökteki parlak yıldız / Karlarla kaplı / Hindistan’ ın kuzeyindeki bir şehir ismi
SimtenTeni gümüş gibi parlak, güzel.
SimüzerAltın ve gümüş gibi parlak ve değerli olan.
SincanKırmızı renkte çiçekleri olan, çok yıllık ıtırlı bir bitki.
SinemBenim tenim, benim vücudum, göğsüm
SinemisGözümde anlamına gelir
ŞiraSirius yıldızının Kuran-ı Kerim’ de geçen adıdır. Şi’ra-yı Yemen de denir o yıldıza.
ŞirameBuğdaygillerden bir bitki.
Şiremtatlım, bena ait şire
SirenÜst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı.
Sitemİnsanın gücüne gidecek söz, davranış. 2. Haksızlık, eziyet 3. Bir kimseye üzüldüğünü, kırıldığını öfkelenmeden
ŞivecanNazlı arkadaş, dost.
ŞivekarEdalı, işveli, nazlı.
ŞivenümaNazlanan, naz gösteren. 2. Türk müziğinin makamlarından biri.
ŞiyarFarkında olan, uyanık.
SıcakSıcakkanlı, cana yakın
Sıddıka1. Çok doğru, yalan söylemeyen. 2. Hz. Ayşe’nin lakabı. 3. Hz. Merye
SıdıkaÇok içten ve doğru kimse
Sıdkıyeİçi, yüreği temiz, doğru kimse.
ŞıkGüzel, zarif, modaya uygun. 2. Modaya uygun giyinmiş olan. 3. Bir konuda seçilebilecek yolların alınabilecek kararların her biri, seçenek.
Sıla1. Kavuşma hasreti, bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşma. 2. Gurbetteki bir kimse için doğup büyüdüğü ve özlediği yer
SımahKulak. 2. Kulak deliği.
ŞıraÜzümden yapılan mayhoş bir içecek, sarımsı renkte.
ŞırayÇok aydınlık, çok ışıklı
SırmaAltın yaldızlı, ya da yaldızsızince gümüş tel
SırmahanSarı ve güzel saçlı güzel.
SırriyeSır saklamasını bilen kimse.
SıylıkızSevimli, hoş kız.
SofiyaneKendini Tanrı’ya adamış olan.
ŞöhretHerkesçe tanınma durumu
ŞölenBir olayı kutlamak amacıyla bir araya gelinerek yenilen yemek, ziyafet
SolmazGüzelliğini, tazeliğini uzun süre koruyan
SonatBir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri
SonbaharGüz. 2. Sonbahar mevsimi.
SoncanSon çocuk olması temenni edilen. 2. En iyi arkadaş.
SonedaNazlı olmaması temenni edilen
SongüzKasım ayının halk arasındaki adı
SönmezaySürekli olarak ışık saçan Ay
SonolSonuncu çocuk olması temenni edilen.
SonsenArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
SontaçArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
SontenArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
SonverSonuncu çocuk olması temenni edilen.
SosınMavi ya da sarı rengi olan çiçek.
SözemHuzur veren kelimeler
SözenGüzel ve etkileyici konuşma yeteneğine sahip olan
SuCanlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı
ŞuaraKuran-ı Kerim’ de bir sure ismi; “şairler” manasında
SuatMutlu, mutlulukla ilgili
SuaySu gibi berrak, ay gibi parlak.
SubhiyeSabah vaktiyle, şafak ile ilgili. – bk. Suphiye
SudeSürmüş, sürülmüş, ezilmiş
Sude NazSürmeli, nazlı olan
SudemSude isminin aitlik eki almış halidir.
SudenBaşıboş, sorumsuz anlamındadır. Peygamber efendimizin Cennetteki en çok sevdiği ağaç olarak bilinmektedir. Fakat Suden kesinlikle Hz. Peygamberimiz’in Cennetteki en sevdiği ağaç değil! Kuran’da her geçen kelimenin isim olarak konulmaması gerektiğinin en iyi örneklerden biri Suden kelimesidir. Evet, Suden Kuran’da geçiyor, ama ‘başıboş, sorumsuz’ gibi kötü bir anlam taşıyor. Bu yüzden Suden önerilmeyen bir isimdir.
SudenurSürmüş sürülmüş nurlu
SudiyeYararlı, faydalı, kazançlı.
SuedaTemiz olan, Allah’ ın rızasına eren mutlu, kutlu insanlardır.
SuğraDaha, pek, en küçük.
Suhan“Sühan” isminin bir başka söyleniş biçimi.
SühendanGüzel söz söyleyen
SukeynaSessiz, sakin ve ağır başlı onurlu kadın manasındadır. Hz. Hüseyin’in kızının ismidir.
SukeyneSessiz, sakin, ağırbaşlı Hz.Hüseyin in Kızı.
Şükranİyilik bilme, minnettarlık
Şükraneİyilik bilmenin belirtisi.
ŞükriyeGörülen iyiliğe karşı şükretmek, hoşnut olmak
Şükriye/Şükrüyeİyilik bilme, minnettarlıkla ilgili.
ŞükufeAçmamış çiçek, tomurcuk.
SükunDurgunluk, dinginlik, hareketsizlik. 2. Huzur, rahat. 3. Dinme, yarışma.
SükutSusma, konuşmama, söz söylememe, sessizlik,
SulbiyeBirinin soyundan gelme, onun çocuğu olma
SulhiyeBarışa özgü, barışla ilgili, barış.
SülünUzun kuyruklu, güzel bi kuş türü
SülünayUzun boylu, endamlı güzel.
SülünbikeUzun boylu, endamlı kadın.
SümbülZambakgillerden süs bitkisi
SümbülveşSümbüle benzeyen, sümbül gibi güzel.
SümeyraÇağla meyvesi / Kıvrılmış yaprak
Sümeyra/SümeyreMeyve çağlası, kıvrılmış yaprak
SümeyreMeyve çağlası. 2. Yaprak kıvrımı.
Sumeyyeİslam’ın ilk şehidi. Ammar b. Yasir’in annesi ve ilk müslüman olan hanım sahabelerdendir.
SümreEsmerlik, kara yağızlık
SumruYüksek yer, tepe, üst
SunBir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek.
SunaBoylu poslu endamlı / Erkek ördek
SunamBenim sülünüm, benim yaban ördeğim, benim sunam
SunarTakdim eden, saygılı.
SunayAy’ı sun getir anlamındadır. Ay ışığı sun
SündüzAltın veya gümüş tellerle işlenmiş parıltılı nakışlı bir tür ipek kumaş adıdır.
SunguBir büyüğe sunulan armağan. 2. Bir tanrıya veya tapınağa yapılan bağış.
SunuArmağan, birine sunulan şey, geline verilen armağan
SuphiyeSabah vakti, şafak ile ilgili.
Suraİsrafil adlı meleğin kıyamette ve yeniden dirilmede üfleyeceği borunun ismidir. / Bir tür ipekli kumaş / Bahadırlık, kahramanlık
ŞurideKarışık. 2. Tutkun, aşık, sevdalı.
SürmeliGözleri doğuştan sürmeli kız.
Suryaİlahı ışık / Sansikritçe Surya güneş demektir.
SüsenÇiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu süs bitkisi
SüslüSüsü olan, süslenmiş, bezenmiş.
SüveydaKalbin ortasında var kabul edilen siyah nokta. Aşkın doğduğu yerdir.
SüveydeKalbin ortasında var olduğuna inanılan siyah benek. Süveyda
SuzanYakan, yakıcı, coşkulu, ateşli
Suzenİğne. 2. İğne gözü deliği.
SuzidilDoğu müziği makamlarından.
SuzidilaraTürk klasik müziğinin III. Selim tarafından düzenlenmiş bir makamı.
SuzinakYakan, yakıcı. 2. Dokunaklı. 3. Doğu müziğinde basit bir makam.
SuzişYanma, yakma. 2. Etki yapma, dokunma. 3. Yürek yanması, derin ve büyük acı.
SüzülBakıl, sevil, beğenilen.2. Süzgün bakışlı.
Süzülay“Nazlan, süzül, nazlı nazlı salın” anlamında kullanılan bir ad.
TabendeParlayan, ışık veren.
TaçSoyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık.
TaçeserDeğerli, nitelikli yapıt.
TaciserBaştacı, en çok sevilen.
TaçlanTaç takılması, baş tacı edilmesi manasındadır.
TaçlıyıldızTaç takınmış olan, saygı duyulan ünlü, tanınmış kimse.
TadımTat aldığım, güzelim .
TaflanYabanmersini, kışın yapraklarını dökmeyen meyveli ağaç.
TagangülGüvercin gibi uçarcasına hareketli olan güzel.
TahireGündoğusundan esen rüzgar
TahsineBeğenip alkışlama. 2. Güzelleştirme, süsleme, bezeme
TahsireHasret bırakılma, özletme.
TaibeTövbe eden, pişmanlık duyan
TakiyeGünahtan, haramdan kaçınan, dinine bağlı kimse.
Talay1. Dal gibi ince ve ay kadar güzel. 2. Büyük göl, deniz.
Talibeisteyen, istekli, talepte bulunan.
TalihaRastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek
Taliye1. Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. 2. Kur’an okuyan.
Talya1. Doğanın uyanışı, baharın müjdesi 2. Mitolojide doğanın ve hayvanların koruyucusu olan tanrıça
TamamArka arkaya doğan kız çocuğundan sonra erkek çocuk olması dileğiyle
TamaraVan gölü efsanesinde adı geçen kız.
TamayDolunay, en parlak ay, çok güzel
TamgülGül gibi güzel olan.
TanelginTan vakti yurdundan uzak düşmüş kimse
TanemTek olan, Benim Tanem, birtanem
TangözeSabah aydınlığı ve kaynak
TangünerSabah aydınlığı alacakaranlık
TangüzGüz mevsiminde tan vakti.
TanhatunŞafak vakti gibi parlak, güçlü kadın.
TanselAydınlığa ait, sabahla ilgili
TanseliŞafak vakti gelen sel
TansesSesi güzel olan kimse.
Tansuğ/TansuŞafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.
TanyeliŞafak vakti esen rüzgâr
TanyeriŞafağın başladığı yer
TanyıldızGüneş doğmadan önceki alaca karanlıkta ışıyan yıldız, sabah yıldızı
TanzerSarı altın rengindeki tan.
TaraSahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
TarçınKabuğu bahar olarak kullanılan bir bitki.
TarımbikeTarımla uğraşan kadın.
TasvirTasarlama, bir şeyi sözle veya yazıyla anlatma, göz önünde canlandırma.
TatlıŞeker tadında olan. 2. İnsanı çeken, göze kulağa hoş gelen.
TavıkGüneşli havada yağan yağmur.
TavusSülüngillerden, erkeğinin tüyleri uzun, kuyruğu parlak, güzel renkli,
TayfurKüçük bir kuş türü.
Tayyibeİyi davranış, hoşa giden söz
TazeDinç, yıpranmamış, yorulmamış. 2. Yeni, son, zamanı geçmemiş. 3. Genç kadın.
TazegülYeni kopartılmış gül.
TeberrükKutsal ve uğurlu sayma.
TekgülEşsiz güzellikte olan.
TeknurEşsiz bir ışık saçan.
TeksinBir tanesin, eşin benzerin yok
TelvinRenk verme, renklendirme, boyama.
TemayülBir yanı tutma, o tarafa eğilim gösterme.
TemenDeğer, kıymet. 2. Kıymet bilme.
TemimeNazarlık, nazar boncuğu.
TemsilBenzetme. 2. Bir şeyin tıpkısını yapma. 3. örnek söz. 4. Tiyatro oyunu. 5. Biri yada bir topluluk adına davranış,
TenayUygun, yakışan, dine uygun hareket eden
TennazNazlı, teni güzel olan.
TennurGüzel tenli, parlak tenli; güzel
TennureMevlevi dervişlerinin sema ayını sırasında giydikleri kendine özgü geniş etekleri olan giysi.
TenperverYeyip içmeyi, keyfini rahatını düşünen.
Tenzileİndirilen, azar azar indirme (Kur’an’ın)
Terken1. Kraliçe. 2. Güzel kız. 3. Bir tür ok.
TeşekkürYapılan bir iyiliğe karşı duyulan kıvanç ve gönül borcunu anlatma.
TeslimeAllaha teslim olan.
TesnimCennet Suyu, Cennet Irmaklarından Biri, Hoş İçimli Su
TeşrifeOnurlandırma, şereflendirme. 2. Gelmesiyle bir yeri onurlandırma.
TeşrinisaniKasım ayı, yılın 11. ayı.
TevfikaUydurma, uygun duruma getirme. 2. Uzlaştırma, barıştırma. 3. Tanrı’nın yardımına kavuşma.
TevgerTöre, adet, gelenek.
TevhideBir araya getirmek
TevratHz. Musa’ya bildirilen Tanrı buyruklarını kapsayan, İbranilerin din kitabı.
TezgülGüzelliğiyle çabuk serpilen.
TezkanSıcakkanlı, hemen davranan
Teznurİçi içine sığmayan.
TezsalAceleciliğiyle tanınan.
TirajeGök kuşağı. 2. Koni biçiminde tepe.
TogayDere kıyılarındaki sık çalılık, tokay, dolunay
TolunbikeAyın on dördü gibi parlak ve güzel olan kadın.
Tomrisİskit kraliçesi, kahraman kadın
TomurBitkinin çiçek ya da yaprak verecek duruma gelmiş filizi, tomurcuk
TomurcukÇiçek verecek olan gonca
TopayDolunay, ayın ondördü.
TopazKahverengi, veya soluk sarı renkte değerli süs taşı
Toprak1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
TuanaCennet bahçesine düşen yağmur damlası
TubaCennette olduğu söylenen ağaç
Tuba / TuğbaCennette var olduğuna inanılan ağaç
TuğbaCennette var olduğuna inanılan ağaç
TuğçeKüçük tuğ; cennetteki Tuğba ağacının dallarına verilen ad
TuhfeArmağan, hediye. 2.Yeni çıkma, hoşa giden güzel şey.
TulaÇok uzun, uzun boylu.
TülayŞeffaf ve parlayan, güzel
Tulca1. Tül kadar ince. 2. Hayalden de güzel.
Tülcanİnce yürekli, nazenin.
TulenBoyca, boyunca uzun.
TülinAyna; ayın çevresindeki ışık
TülinayAyın “Tülin” hali.
TuluDoğuş, doğma (Güneş için) anlamında.
TuluğDoğma, doğuş ile ilgili.
Tülün1. Kimi kez ayın çevresinde oluşan dairesel hale. 2. Ayna.
TunayAy ışığı, mehtap, aydınlık
TünaydınAkşam üzerleri söylenen bir selamla sözü.
TurçinSevinç kaynağı olan kız.
TurfaAz bulunur, nadir, değerli.
TurhatunKız çocuk doğumuna son vermek için konulan bir ad.
TürkiyeTürkiye Cumhuriyeti’nin yer aldığı ülke.
TürküBir halk müziği türü
TurnaTurnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş
TusemCennette esen ılık rüzgâr
TutamBir desteden daha / parmak uçlarıyla alınabilen / Tutmaktan tutam
Tuti1. Papağan. 2. Konuşmayı seven, konuşkan.
TutkuBir şeye karşı duyulan aşırı istek eğilim
TutkunGönül vermiş, bağlanmış, çok sevmiş, tutulmuş
TutkunayÇok seven ve Ay gibi güzel olan
Tütünİçinde nikotin olan, sigara yapılan bir bitki.
TüzelTüzeye uygun, tüze ile ilgili
TüzenurAdaletiyle ışık saçan
TüzünSoylu, asil olan, yumuşak basil
Übük1. İbibik kuşu. 2. İbik.
ÜftadeDüşkün, biçare aşık.
Ufuk1. Düz arazide ya da açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer. 2. Anlayış, kavrayış, görüş, düşünce gücü. 3. Çevre, dolay Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÜfüleSerin, rüzgarlı, esen.
UğanbikeGüçlü, kuvvetli kadın.
UğraşKötülük ve güçlükle mücadele.
UğurŞans, talih, baht, insana iyilik getirdiğine inanılan iyilik kaynağı
UğurgünUğurlu olduğuna inanılan gün, 2. Uğurlu bir günde doğmuş olan.
UğurgüzSonbaharın uğur getirmesi
UğurnurIşığıyla şans veren.
UğurşanUğurlu, şanlı, şöhretli,
Uğurser“Uğur dağıt” anlamında kullanılan bir ad.
UğurtenTeninin güzelliğiyle uğur saçan. 2. Şanslı güzel.
UhdeBirinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev
Ukde1. Zor ve karışık durum. 2. Bir gezegen yörüngesinin her iki ucu.
UlaBirinci, şan şeref sahibi kimse
UlcaSavaşta ele geçirilen mal, olca
ÜlcanEle avuca sığmaz, çok canlı
UlcayRastlantılarla insanlara iyi ve kötü şeyler hazırladığına inanılan şey
ÜlferBüyük su, ırmak anlamındadır
ÜlfetAlışma, kaynaşma / Dostluk, arkadaşlık
ÜlgenUlu, yüce, yüksek, sağlam; iyilik tanrısı
ÜlgerBoğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takımyıldız, Ülker
ÜlgürGökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı
ÜlkeBir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, memleket
ÜlkemBenimsenmiş ülke, yurt
ÜlkenSenin yurdun, memleketin
ÜlkenurYurdu aydınlatan ışık.
ÜlkerBoğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takım
ÜlküUlaşılmaya çalışılan yüce dilek, amaç, erek
Ülkü-ÜlkümUğrunda özveride bulunmaktan çekinilmeyen yüce dilek
ÜlkühanBir ülküsü, amacı olan hükümdar.
ÜlkümAmaç edinilen, ulaşılmak istenen şey
ÜlküselÜlkü ile ilgili olan
UluferYüce, aydınlık, ulu ışık.
Ulun1. Büyük, ulu. 2. Temrensiz ok. 3. Buğday, arpa kökü Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
UlviyeYüce, yüksek, gökle ilgili
UlviyetYücelik, ululuk, yükseklik.
UlyaEn yüce, en ulu, yüksek
ÜmeraEmirler, emredenler.
ÜmmiyeAna ile, anne ile ilgili.
ÜmmüUğur getiren, umut veren
Ümmügülsümpeygamber efendimizin kızının ismi
UmniseAna kadın, kadınana.
Ümniye1. Umut. 2. İstek, arzu. 3. Niyet.
UmranBayındırlık. 2. Uygarlık, medeniyet 3. İlerleme, mutluluk, refah.
Umut1.Ummaktan doğan, ümit edilen. 2. Ümit.
UnanSadakat, bağlılık, hak
ÜnlüayAy gibi güzelliğiyle ünlenmiş olan.
ÜnlücanDost canlısı olmasıyla bilinen.
ÜnlügülGüzelliğiyle ünlenmiş olan.
ÜnlünazNazlılığıyla ünlenmiş olan.
ÜnlünurSaçtığı iyilik ışığıyla ünlenmiş olan.
ÜnlüşanŞan şöhret sahibi olmuş.
ÜnlüyarHerkesin kendisine sevdalanmasıyla ün yapmış olan.
ÜnsalHerkes tarafından tanınan
Ünsay“Ünlen, adın duyulsun” anlamında kullanılan bir ad.
ÜnselÜnüyle şöhretiyle coşan.
ÜnseliÜnü sellere benzeyen
Ünsiye1. Alışmış, sokulgan. 2. Arkadaş, dost.
ÜnsiyetAhbaplık, arkadaşlık, dostluk.
Ürpek1. Ürperen, ürpermiş. 2. Mazı ağaçlarının üstündeki tüylü nesne
UruçYukarı çıkma yükselme
ÜrünDoğadan elde edilen yararlı şeyler.
ÜrünayAy gibi bir eser güzelliğinde olan.
ÜrüncanDostluğunu ortaya koyan.
ÜrünelaGözlerinin güzelliğiyle bilinen, tanınan.
ÜrüngülGül gibi bir eser güzelliğinde olan.
ÜrünnazNazlı güzel, nazenin.
ÜrünnurHerkesi ferahlatan, herkese ışık saçan.
ÜrünselCoşkuyla üretilmiş, yapıt, bolluk.
ÜrünserBaşarılarını gözler önüne seren.
ÜrünsuBolluluk, verimlilik.
ÜrünsunVerimli ol. 2. Başarılarını gözler önüne ser.
UsluToplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli. 2. Akıllı, zeki.
Üstünİyi nitelikli, yüksek düzeyli
ÜstünayBenzerlerinin çok üstünde ve ay gibi güzel
ÜstünbükeÜstün güzel, çok güzel,
ÜstüncanEn iyi dost, yürekli dost
UsulBelli bir sonuca erişmek için, belli bir plana göre izlenen yol.
UtkuPek çok emekten sonra ulaşılan mutlu sonuç
UtkugülGüzel bir sonuca ulaşma
ÜvercinkaGüvercin kanadı.
UysalYumuşak başlı, uyumlu
UzamBir nesnenin uzayda kapladığı yer.
UzanYetişen, büyüyen, gelişen.
ÜzgüYersiz ve gereksiz olarak çektirilen üzüntü, eziyet
ÜzgünÜzülmüş, üzüntü duymuş.
ÜzümAsmanın tane veya kuru olarak yenilen salkım şeklindeki meyvesi
VacibeYapılması şart olan şey
Vadiİki dağ arasındaki geçit.
VadideSöz veren. 2. Yapacağını söyleyen. 3. Vaat de bulunan, söz veren.
Vaha1.Çölde bulunan su. 2. Nadir, az bulunur.
VahibeHibe eden, bağışlayan
ValideDoğuran, 2. Anne, ana
VarakYaprak, yazılı kağıt
VarideGelen şey, gelen evrak
Vecahet1. Güzel yüzlülük, gösterişlilik, güzel yüz. 2. Saygınlık.
VechiyeYüze ait, yüzle ilgili.
VecibeÖdev, boyun borcu, vazife.
VeciheGüzel, hoş, uygun olan
VecizeDerin ve anlamlı söz, özdeyiş.
VedaSevilen şeyden ayrılma
VediaKorunması için bırakılan emanet
VefakarSevgisi güçlü ve kalıcı olan.
Vefia1. Vefalı, bağlı. 2. Tam, mükemmel, eksiksiz.
VefikaDüşünceleri birbirine uyan, uyumlu, arkadaş, yoldaş
VehbiyeAllah vergisi, doğuştan olan
VekilTemsilci. 2. Birinin işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse. 3. Bakan.
VeliyeErmiş, evliya kadın.
Vemişçoban yıldızı, 2. Güneş’e en yakın olan ikinci gezegen.
VenüsBir gezegen, çoban yıldızı
VesaletAracı olma, vasıta olma
VesametGüzel yüzlü, nur yüzlü.
VesileSebep, elverişli durum
Vezireİradeci, kadın komutan.
Vicdanİnsanın içindeki adalet dürtüsü
VildanYeni doğmuş çocuklar / kullar, köleler
ViraDurmadan, aralıksız, sürekli
VükelaTemsilcilerden, yöneticilerden.
VuslatKavuşma, ulaşma, yetişme
YadigârAnımsatan, hatırlatan kişi ya da şey
YağışYağmur, kar, dolu gibi doğa olayı
YağmanazGönülleri çalan, yağma eden güzel.
YağmurBir yağış şekli /Gökten damlalar halinde düşen su
YağmurcaDağ keçisi, bir tür geyik.
YakarGüzelliği ile yürek yakan.
YalazaAlev – Kıvılcım – Aşk ateşi
YaldızEşyaya aytın veya gümüş görüntüsü vermek için kullanılan sıvı veya yaprak durumundaki madde, göz boyama
Yalıncanİçi dışı bir olan, içten dost.
Yamaç1. Dağın veya tepenin herhangi bir yanı. 2. Karşı. 3. Yan, yakın.
YankıEko, sesin çarpıp gelmesi
YapıncakSeyrek taneli, kırmızı benekli bir tür üzüm.
YaprakAğaçların yeşil kısımları
YarÇok sevilen, sevgili. 2. Dost, tanıdık. 3. Yardımcı.
YarcanÇok sevilen, sevgili.
YarenceYaren gibi, yarene benzer.
YârıdilGönül dostu, sevgili.
Yarıdil/YârıdilGönül dostu, sevgili.
YarkınbükeGüneş aydınlığı gibi güzel.
YarpuzÇiçekleri birbirinden ayrı halka biçiminde, nane türünden, kısa saplı, az veya çok tüylü, güzel kokulu bir bitki.
YaşagülYaşamın boyunca gül, mutlu ol.
YaşamHayat, doğumdan ölüme kadar geçen süre
YaseminÇeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki
Yasemin/Yasmin/YasemenZeytingillerden beyaz sarı çiçeklihoş kokulu bir çiçek, sarmaşık türünün adıdır.
YaşınIşık parlaklık, şimşek.
YaşıyanIşıldayan, parlayan.
Yaşmakİnce yüz örtüsü, hafiflik.
YasnaAvesta'nın sureleri.
YaylagülYaylada oturan güzel.
Yazİlkbahardan sonraki mevsim, yaz-mak fiili
YazelYaz ve el kelimelerinden türetilmiş isim
YazganSüsleyici, sürekli yazan.
YazgülYaz gibi sıcak, gül gibi güzel.
YazgülüYaz ve gül tamlaması, yazın açan gül
YazmiraYaz ve Mira kelimelerinden türetilmiş isim. Mira bir yıldız ismidir.
YediverenYılda bir kaç defa çiçek açıp meyve veren bir bitki.
YegahDoğu müziğinin en eski makamlarından.
YelcanRüzgar gibi hızlı olan.
YeldaUzun ve kara; yılın en uzun gecesi
YelerRüzgar gibi hızlı, aceleci.
Yelinİnek, koyun, manda gibi hayvanların memesinde süt toplanan kısmın adıdır.
YelizGüzel, aydınlık, ferah
YelkinHazır duruma gelmiş, ayaklanmış.
YeltenDavran, teşebbüs et.
YenalÜstün gelen, zafer kazanan, muzaffer.
YenigülYeni açmış gül kadar güzel.
YenigünYeni başlayan gün, yeni zaman.
Yepelekİnce yapılı, zarif, narin.
YeşilGenç, taze, doğa rengi, bitki rengi.
YeterkızArka arkaya doğan kız çocuklarından sonra erkek çocuk olması dileğiy
YezdaZerdüştlük inancına göre iyilik tanrısının ismi
YezdanZerdüştlerin iyilik tanrısı
YıldanBelli bir yıl ile ilgili
YıldanurNurlu yıl, şanslı yıl
YıldızhanOğuzların Bozok kolunun inandığı üç gök tanrılarından biri
YılgülYılın en güzel gülü.
YılşenYılın en şen insanı.
YoldaşDost, aynı hedefe gidilen arkadaş.
YomutUğur, şans getiren hediye.
YöreBir bölgenin belli yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü
YosmaGenç, güzel, güzelliğiyle baştan çıkaran
YosunÇiçeksiz bitkilerin, suların yüzünde ve dibinde bulunan bir türü
YücenurNurlu, uğurlu kişi
YükselBaşarı kazan, yücel
YükselenYükseklere çıkan. 2. Durmaksızın aşama gösteren.
YumakTop biçiminde sarılmış iplik.
YumukYumulmuş olan, yumulmuş gibi duran. 2. Tombul
YunakYıkanma yeri, banyo, hamam.
YunarTemiz kişi, temizlik yapan kadın
Yurdaal“Yurda kabul et” anlamında kullanılan bir ad.
YurdagülÜlkesini gül gibi güzel gören
YurdaserVatana önder, lider olan kimse.
Yurdatap“Yurduna hizmet et” anlamında kullanılan bir ad.
Yurtsay“Yurduna değer ver” anlamında kullanılan bir ad.
YurtsevilVatanı gibi sevilmek arzusunda olan.
YurtsevinVatanı ile sevinen
ZafireSavaşta düşmanı yenen, muzaffer
ZahideDoğruluktan ayrılmayan, dinin buyruklarını yerine getiren kimse, sofu
ZahireDış Görünüş, Dış Yüz; Parlak, Aydınlık; Coşkun, Taşkın, Coşmuş
ZakireZikreden, Allah’ı Anan, Zikir Ehli, Çok Dua Eden; Zikir Okuyan, Zikredici; Hatırlatan, Anımsatan, Akla Getiren
Zamire1. İç, iç yüz. 2. Yürek, vicdan. 3. Gönülde gizli olan sır.
ZanaBilgin, bilgiç, alem.
ZaraÇok asil, uysal, güzel
Zarafetİncelik, güzellik, zariflik
ZarifHoş, nazik, güzel görünen
ZarifeNazik, kibar ve hoş tavırlı
ZaruretMecburiyet, zorunluluk
ZatinurNurlu kişi, aydınlık, özü temiz
ZatiyeKişisel, kendine ait
ZayiçeYıldızların belli tarihlerdeki yerini gösteren cetvel
ZebercetZümrütten daha açık yeşil olan, zümrüt kadar değerli olmayan bir süs taşı
ZeburHazreti Davut’un kitabı.
ZekavetAnlayış, zekilik, çabuk kavrama.
ZekireUnutmayan, hafızasına güvenen.
ZekiyeZeki, çabuk kavrayan
ZelihaZüleyha’ nın bir farklı yazılış halidir. Su perisi, çok güzel anlamındadır.
ZelişZüleyha’ nın bir farklı yazılış halidir. Su perisi, çok güzel anlamındadır.
ZemzemKâbe çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan su
ZennişanÜnlü, tanınmış kadın.
ZennurZinnur, nurlu, ışıklı
Zerafetİncelik, güzellik, zariflik.
ZercanAltın kalpli arkadaş
ZerdaAltın gibi olan kimse
Zerefşan1. Altın saçan, altın saçıcı. 2. Altın kakmalı. 3. Bir lale türü.
ZeriaVesile, bahane, sebep, fırsat.
ZerinAltından ya da altına benzer olan
ZernişanKılıç, kalemtıraş gibi şeylerin üzerine kakma altınla yapılan işleme
ZerrinAltından yapılmış, değerli, güzel
ZerrinkârAltınla süslenmiş.
ZerrişteAltın, sırma tel. 2. San.
ZeryaKürtçeOkyanus demektir.
ZeryanGüzel kadın, dilber, hülya.
ZevceKadın, eş. 2- Erkeğin nikahlı karısı
ZeynepMücevher, değerli, güzel, çekici
ZeynoZeynep'in halk dilindeki söylenişi
Zeyşanİki cihanda tek olan
ZicanCanlı, cana yakın, candan.
ZilanKürtçe; yeniden doğuş anlamına gelmektedir
ZinnureNurlu, ışıklı, aydınlık.
ZöhreZühre, çoban yıldızı
ZozanKürtçe yayla demektir.
ZühreVenüs gezegeni, çoban yıldızı
ZührenazGüzelliği dillere destan
ZühtiyeHer türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren.
ZulalHafif, güzel, soğuk su
ZülbiyeArapçada gezegen anlamına gelir
ZüleyhaSu perisi / Hz. Yusuf’ un eşinin ismi
ZülfiyarSevgilinin zülfü, saçı.- bk. Zülfüyar
ZulfiyyeSaçları güzel olan
ZülfübarDağılmış, saçılmış saç.
ZülfüyarSevgilimin zülfü, saçı.
Zülfüye-ZülfiyeSevgilinin saçı.
ZülfüzarSaçı gür, bol saçlı.
ZülüfYüzün iki yanından sarkan saç lülesi. 2. Sevgilinin saçı.
ZümranAhirette yeniden canlanmayı başlatan kadın